Beyin cerrahisi öyküleri, birçoğumuzun okumayı tercih ettiği türlerden oldukça farklıdır. Hatta böyle bir konunun üzerine yazılmış öykülerin olabileceği düşüncesi bile şaşırtıcı gelebilir. Ancak gerçek yaşamdan alınmış birçok dramı ve bunlarda rol alan -ister doktor ister hasta olsun- tüm kahramanların yaşadıklarını, bir beyin cerrahı olan ama bir hasta gibi acı çekip, hasta yakını gibi üzülen bir uzmanın bakış açısıyla okumak, öyküleri hepimizin yaşamının tam ortasına oturtacaktır
Harika bir kitaptır. Bir insanın bir çok insanın hayatını kurtardığı halde bir insanın ölümüne sebep olduktan sonra nasıl üzülebileceğini bir çok tıp terimi ve akıcı bir dille bize anlatan kitap. Yazarı kutlamak ve okumayan herkese tavsiye etmek gerekir.
elimden bırakamadığım bir kitap.. özellikle rebecca nın hikayesi çok etkilemişti okurken..'beynine bir kez hava değmeye görsün bir daha asla eskisi gibi olmaz.'
Tıp ögrencisiysen ve cerrahım ben cerrahım hepinizi dograrım modunda isen kurul haftası televizyon ,bilgisayar porno, kız arkadaş vs den daha zararlı olabilecek kitaptır zira bi kez eline alınca bırakmak imkansızdır.Dahili bilimler isteyenleri cerrahiye ,herhangi bir cerrahi branşı istiyenleride nöroşirurjiye fena halde özendirir.
Ayrıyeten tıp camiasında hakkında bolca sohbet dönmektedir Arap Fransız vs konumuna düşülmemek isteniyorsa muhakkak okunmalıdır.
doktor yazarımız beyin cerrahı olmaya karar verdiği an ve intern lük döneminden uzman bir beyin cerrahı olana kadar geçen oldukça uzun bir sürede (sanırım 10 yıl civarında)en baştan sona kadar (uzmanlığına yani) başından geçen pek çok vakıayı ve çeşitli kademelerde katıldığı ya da bizzat gerçekleştirdiği operasyonları o kadar iyi hatırlamakta ve detaylı bir şekilde anlatmaktadır ki, ya beyin cerrahı olmaya karar verdiği anda uzun vadede böyle bir kitap yazmayı planlayarak işine yarayacak malzemelerin kaydını tutmuştur (muazam bir hafızası olması da mümkündür) ya amerika ve ingiltere'deki (en azından bizim doktorun çalıştığı hastanelerde kayıtlar çok titizlikle tutulup saklanmakta ve istenildiğinde ne kadar eski olursa olsun bu kayıtlara kolayca ulaşılabilmektedir, ya da bilemiyorum artık.
kitap ister istemez kafalarda böylesi soru işaretleri oluşturuyor. ama tübitak yayınlarından çıktığına göre pek el atılmamış bir alanda roman tadında ve kayganlığında bir kitap yazıp parsayı vurmak isteyen bir uyanık tarafından yazılmadığına yine de güveniyoruz, biraz şüpheyle de olsa çünkü şahsım gibi yüzlerce dean r koontz , stephen king , tom clancy , robert ludlum , wilbur smith vb. daha pek çok best seller yazarı okumuş bir kişi birazcık araştırmayla böyle bir kitabın yazılabileceğini bilir.
tabii amacımız bok atmak değil, dediğim gibi tübitak yayınlarına güveniyoruz. ancak sonuçta "ferrasini satan bilge"den biraz daha hallice, kolayca ve zevkle okunan bir kitap. ülkemizde tıp uzmanlık sınavlarında 'beyin cerrahlığı'nın puanlarının neden bu kadar düşük olduğunu da anlamış oluyorsunuz. ayrıca bu alanda dünya tıp literatürüne damgasını vuran iki isimden biri olan prof. dr. gazi yaşargil'in (adını yanlış hatırlıyorsam düzeltin, kitap yanımda değil) isminin saygı ile anılması da hoş bir şey.
bunca laftan sonra okumanızı nacizane öneriyorum.
sanildiginin aksine insanda "hemen 15 sene okuyup beyin cerrahi oluyorum, her ortama akiyorum" tarzi bir gaz yaratmayan kitap. bence okuyana verdigi ilham bundan cok baskadir, daha cok adanmisligi anlatan bir kitaptir benim gozumde. cerrahlara karsi inanilmaz bir antipati duyan bende bu meslege karsi saygi uyandirmis, insanin nasil olup da boyle bir dedikasyon icerisinde olabilecegine hayret etmistir. tip fakultesinin ilerleyen yillarinda gercekten de bu tip bir ruh hali icinde olan insanlara denk geldim, onlara da saygi duydum, sanirim cerrahi -ozellikle de beyin cerrahisi- bir mesleki kimlikten ote bir yasam bicimi. bunu biraz da bu kitap sayesinde ogrendim.
akıcı ve samimi anlatımı sebebiyle birkaç kez okuduğum ve en çok acil servise getirilen shirley'nin ve ailesinin hikayesinden etkilendiğim kitap. tıp doktoru olmanın duygusal boyutuna/ağırlığına vurgu yaparak kendine özeleştiride bulunduğu "ameliyat robotuna dönüşmek" bölümü de, aşina olunmayan bir noktaya parmak basması itibariyle gayet etkileyicidir.
bir beyin cerrahının kendi dilinden internlükten uzmanlığa kadar olan yaşamını anlattığı harika kitap.yine bit kurul öncesi yazar çalışmaktan bıkıp bu kitaba başlamış ve sınavdan önce bitirmiştir bu kitabı öyle sürükleyic öyle güzel bir kitaptır.hep sorulur doktorlara ya da adaylarına kasaplıktan farkınız ne,için acımmıyor mu hiç gibilerinden bu kitapta da bir doktorun nasıl hissizleştiğini görebilirsiniz ama aynı zamanda hala insanlığı içinde taşıyabildiğini.*
biraz kötümser bir hava çizse de nöroşirujiyi çok güzel anlatan her tıp öğrencisinin her ilgi duyanın okuması gereken bir kitap, olağanüstü güzel bir dille yazılmış;
beni benden alan bir cümle: "küçük ameliyat başkasının yaptığı ameliyattır."
tübitak yayınlarından çıkmış 12. baskısını elimde bulundurduğum canım kitap, benim kitap. zaten beyin sinir veya kalp damar cerrahlığından birini kendime hedef seçmekte zorlanıyordum, okudum ve tabi ki de beyin sinir cerrahisini seçmeye karar verdim. şimdi artık iş ygs-lysyi fulleyip, ege üniv. tıp fakültesine gidip, 17 yıl okuyup beyin cerrahı olmama kaldı. hımf. gideyim de iki matematik testi çözeyim.