Bertrand Russell’ın özgür düşünce için önerdiği on maddelik mini manifestosu:
“Belki de liberal dışavurumun özü on yeni emirle özetlenebilir, elbette eskisinin yerini alması adına değil, yalnızca desteklemek adına. Bir öğretmen olarak, bu on yeni emri kamuoyunun dikkatine sunuyorum:
1. Hiç bir şeyi mutlak kesinlikle bildiğinizi düşünmeyin.
2. Delilleri saklamakla bir şey elde edemeyeceğinizi bilin; deliller sonunda muhakkak ortaya çıkar. 3. Asla düşünmekten soğutmaya teşebbüs etmeyin, çünkü muhakkak başarırsınız.
4. itirazla karşılaştığınızda, eşinizden veya çocuğunuzdan bile geliyor olsa, otoritenizle değil akıl yürütmeyle karşılık verin. Otoriteye dayanan bir zafer gerçek dışı ve zahiridir.
5. Başkalarının otoritelerine saygı duymayın, çünkü her zaman karşı fikirdeki otoriteler de bulunur.
6. Sinsi olduğunu düşündüğünüz kanaatleri zorbalıkla bastırmayın, yoksa o kanaatler gün gelir sizi bastırır.
7. Tuhaf ve aşırı kanaatlere sahip olmaktan korkmayın. Şimdi kabul gören her kanaat eskiden aşırı idi. 8. Akıllıca uyuşmazlığı sessiz uyumluluğa tercih edin, çünkü eğer akla kıymet veriyorsanız, birincisi ikincisinden daha derin bir uyuşma demektir.
9. Rahatsız edici olsa bile hakikati söylemeyi prensip edinin, çünkü örtbas etmeye çalışmak çok daha rahatsız edicidir.
10. Aptal cennetinde yaşayanların mutluluğuna imrenmeyin, çünkü sadece aptallar bunun mutluluk olduğunu düşünür.”
Çok değişik Bi adam. Sayfalarca yazıyor, sayfalarca soru soruyor. Ama sorduğu sorulara kendi cevap veremiyor veya kendi sorduğu sorulara, kendisinin verdiği cevaplar, kendisini tatmin etmiyor.
Keşke ölmeden bir gazzali okusaydı.
20. Yüzyılın en büyük ve sanırım son filozofu. Neden hristiyan değilim kitabında oldukça sade bir dil kullanmış ve gözümde argümanları çok da ileriye gidememiştir. Hatta T.S Eliot “ bu kitabı okuyup onun söyledikleri şeyleri ben 5 yaşında biliyordum. Bence matematikle uğraşması daha iyi olur “ demiştir Ki haksız da sayılmaz.
'Tatlı bir yalan söylerseniz on kişi sizi alkışlar. Acı bir gerçek söylerseniz sekiz kişi size saldırır. Ama iki kişi sorgular. O iki kişiye selam olsun' demiş üstad.
Gerek eserleri, gerekse düşünce yapısıyla olsun karl popper ile birlikte, 20. Yüzyılın filozoflarından. Yazdığı eserlerinde kurguladığı anlatım, doğru bilgiye ulaşmamda çoğu zaman başucu kitaplarım haline gelmiştir.
Gerçek bir felsefeci ve entelektüel olan Russell'ın ilk baskısı 1928 yılında yapılmış olan "sorgulayan denemeler" adlı kitabını okumanızı öneririm, özellikle giriş denemesi olan "kuşkuculuğun önemi üzerine" adlı denemesi gerçekten zihin açıcı, 10 yıl önce öğrenci iken aldığım Tübitak basımını (bir zamanlar Tübitak gerçekten çok iyi kitaplar basardı) şimdi bir daha okuyorum, ki o zaman çok anlamadığım yerleri de varmış, tekrar tekrar okumakta faydası olan bir yapıt.
Şuan say yayınlarından çıkan kitap yine aynı çevirmen ile çıkıyor, çevirmeni nermin arık, gayet güzel çevirmiş.
bilim kuramında her şeyi tartışan, bilimsel fikirleri ve nesnellik üzerine düşüncelerini derin araştırmalarıyla en ileriye taşıma gayretinde olmasına rağmen yine de insana ait olan "mutluluk, aşk, etik, ahlak, edebiyat gibi değerleri de savunan, yansız tekçi, mantıksal atomcu, delikanlı bilim insanı.
"Bir mesele üzerinde çalışıyor veya herhangi bir felsefe üzerine düşünüyorsanız, kendinize sadece şunu sorun: Olgular nelerdir? Ve bu olguların desteklediği gerçekler nelerdir?"