ferhan şensoy'un kesinlikle örnek aldığı insan. karl valentin'le ilgili oyununda (bkz: içinden tramvay geçen şarkı) kendisinin bol bol kulakları çınlatılmıştır.
Marksist tiyatro kuramcisi, yazarı, uygulayıcısı,oyucusu, şair...tüm bunları büyük başarıyla gerçekleştirmesi nedeniyle tam bir tiyatro adamı olarak anılır. 20. yy tiyatrosunu temelden sarsmış yanılsamacı tiyatronun karşısına epik diyalektik tiyatro düşüncesini öne sürmüştür.Böylelikle tiyatro'nun evrim halkasının ucunu kapatmıştır.
madem iyisin
anladık iyisin,
ama neye yarıyor iyiliğin.
seni kimse satın alamaz,
eve düşen yıldırım da
satın alınmaz
anladık dediğin dedik,
ama dediğin ne?
doğrusun, söylersin düşündüğünü,
ama düşündüğün ne?
yüreklisin,
kime karşı?
akıllısın,
yararı kime?
gözetmezsin kendi çıkarını,
peki gözettiğin kimin ki?
dostluğuna diyecek yok ya,
dostların kimler?
şimdi bizi iyi dinle:
düşmanımızsın sen bizim
dikeceğiz seni bir duvarın dibine
ama madem bir sürü iyi yönün var
dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
iyi tüfeklerden çıkan
iyi kurşunlarla vuracağız seni
sonra da gömeceğiz
iyi bir kürekle
iyi bir toprağa.
yabancılaşmanın teorisyenidir. sinemanın kendisine karşıdır.okullarda bütün sene öğrencilere brecht´in''kuhlte wampe''adlı on dakkalık filmi gösteriliyo başka bi dalga yok!
epik tiyatronun kuramcısıdır. 4. duvar denilen ve tiyatroda seyirci ile oyuncu arasına çekilen seti yıkan alman tiyatro adamıdır. epik tarzı yaratırken bir çok kişiden etkilenen brecht özellikle çin geleneksel tiyatrosu, frank wedekind, mayerhold ve materyalizm'den etkilenmiştir. hitler almanya'sından ayrılmak zorunda kalan brecht sırasıyla isviçre, danimarka, finlandiya ve abd'de bulundu. abd'de charlie chaplin ile yakın dostlukları oluştu ve chaplin'in pandomim sanatına dayalı oyunculuğu tiyatro anlayışını etkiledi. 1947 yılında abd'de komünist parti ile ilişkisi konusunda sorguya alındı. 1 yıl sonra abd'den ayrıldı. tiyatro yazarlığı ve yönetmenliği yanında düz yazı ve şiir çalışmaları da bulunan brecht'in önemli oyunları arasında ;
carrar ana'nın tüfekleri
cesaret ana ve çocukları
sezuan'ın iyi insanı
şvayk'ın hitlerle tarihi karşılaşması
sayılabilir.14 Ağustos 1956 yılında kalp krizi sonucunda vefat eder.
özellikle "generalim tankınız ne güçlü", "bekleyeceğim seni" ve "duvara tebeşirle yazılan" şiirleri okunulasıdır.
tiyatroya; marxist kuram'ı sokan insandır. kafkas tebeşir dairesi bunun güzel bir örneğidir. ve şöylesine de duygu yüklü bir adamdır;
O gün mavi eylül ayında
Sessiz körpe bir erik ağacı altında
Tuttum onu, sessiz beyaz aşkı
Kolumda kutsal bir düş gibi.
Ve üstümüzde güzel yaz göğünde
Bir bulut vardı, çoktan gördüğüm
Çok beyazdı ve çok yukarılarda
Ve başımı kaldırıp baktığımda, değildi orda.
epik tiyatronun yaratıcısı, devrimci bir kişiliktir.
BiR iŞÇiNiN HEKiME ÇEKTiĞi SÖYLEV adlı şiiri yazmıştır:
Biliriz nedir bizi hasta eden!
Söylenir bizi senin iyileştireceğin
hastalandığımız zaman.
Diyorlar ki, sen, tam on yılda
öğrenmişsin hastalar iyi etmesini
halkın parası ile yapılan
güzel okullarda.
Dünyanın parasını dökmüşsün
olmak için bilgi sahibi.
Senin elinde öyleyse iyileştirmek bizi.
Ne dersin, elinde mi?
Seni gelince görmeye,
çıkartıyorlar üstümüzdekileri,
zor değil hastalığımızın nedenini anlamak,
şöyle bir bak üstümüze başımıza,
o saat öğrenirsin her şeyi.
Çünkü elbisemizi yıpratan neyse,
odur vücutlarımızı da yıpratan.
Rutubetten diyorsun, vücudumuzdaki ağrı.
Duvarlarımızda ki leke de ondan.
Söyle öyleyse bize:
Rutubet neden?
Ezdi bitirdi bizi
çok çalışmak, az yemek.
Sense öğüt verirsin,
dersin, kanlı canlı olun!
Suda büyüyen kamışa
demeye benzer bu:
çık başka yerde yaşa.
Ne kadar vakit ayırırsın bizim için?
Baksana, evinde bir halın var,
en azından beş bin muayene eder.
Haklı çıkarmak için kendini
bunda benim suçum yok
diyeceksin ister istemez.
Bizim evin duvarındaki
ıslak lekeye git sor:
o da bundan başka bir şey demez.
kucaklıyoruz birbirimizi.
benim ellerim zengin kumaşa değiyor,
seninkilerse abaya.
kucaklaşmamız telaşlı
sen gidiyorsun iyi bir yemeğe
benim peşimde celladın adamları
havadan sudan söz ediyoruz
ve süren dostluğumuzdan.
iyi ki baska bir şeyden sözetmedik
yoksa çok tatsız olurdu.
bertolt brecht