26.
ahmed'in cânına zahm urdu ezelde tîr-i aşk
bir avuç ten toprağıyla gizlenir mi yarası
ahmed paşa)
.
27.
didüm itün gibi olam mı ki kûyunda azîz
didi bizi ko yüri var mısıra sultân ol
(bkz: mesihi )
“senin bulunduğun yerde köpeğin gibi değerli, yüce olabilir miyim ki dedim.
sevgili de bizi bırak yürü git mısır'a sultan ol dedi"
28.
Müge anlı’nın programında çıkan ad soyad kombinasyonu gibi.
29.
"bıraktı yok hesâbına felek ben zâr u bîmârı
hele gâhî gelir yoklar gam-ı dil-dâr var olsun"
(bkz: baki )
(felek, ben gibi hasta ve inleyeni yok hesabına bıraktı, bazen gönül alan gam yoklar beni -o- var olsun.)
30.
Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez
Ş.Yahyâ.
31.
Âşık ifnâ-yı vücûd eylemeden kasdı budur
istemez yârânına bar olduğunu tâbutun
(bkz: Nâbî )
(bilir misiniz âşık neden vücudunu yok etmek istercesine gayret içerisindedir? tabutunu taşıyan dostlarına yük olmak istemez de ondan...)
32.
"yerin od etmedik kim vardır erbâb-ı mehabbete
semenderler* gibi uşşâk da sükkân-ı âteşdir"
(aşka gönül düşürüp de yeri ateş olmayan, yanmayan olur mu hiç. âşık için yanmak mukadderdir.*âşık, efsaneye göre ateşte yaşayıp ancak orada rahat eden semendere benzer..)
"seni bu hallere koyan gülün aşkıdır ey bülbül
neye düşse anı yakıp kül etmek şân-ı âteşdír"
(ey bülbül! düştüğü yeri yakıp kül etmek ateşin şanındandır, hâlinde şaşılacak şey yok.)
(bkz: şeyhülislam yahya )
33.
payın sadası gelse de hiç gelmesen
men dinlesem kıyamete dek, vuslat istemen
bulsam izinle semtini, ol semte ermesem
aşsam zamanı hasretin encamı gelmeden
(bkz: ismail hami danişmend )
34.
mehabbet míhrí tâbından vücûdün mahv kılmış yok
ararsan gülşen-í dehrí benímle jâleden* gayrı
(bkz: hayâlî bey )
(aşk güneşinin parlaklığı vücudu mahvetti eritti
zamanın bahçesinde bulamazsın benimle jâleden gayrı)
*jale çiy damlası demektir, şair aşkını güneş karşısında eriyen çiy damlasının buhar olmasına benzetiyor.
35.
hâhi ki genc-i aşk konî levh-i sîne-râ
ez-dil beşûy âyine sân gird-i kîne-râ
(eğer gönül levhasını aşk hazinesi yapmak istiyorsan, aynanın üzerinden toz siler gibi gönlün üzerinden de düşmanlık tozunu sil süpür.)
selîmî/ yavuz sultân selîm
36.
herkesi kû dûr mand ez asl-ı hîş
bâz cûyed ruzgâr-ı vasl-ı hîş
(aslından uzak düşen herkes
onu aslına kavuşturacak rüzgârı bekler)
(bkz: Mevlana )
37.
aşk çun da’vî cefâ dîden guvâh
çun guvâhet nîst şod da’vî tebâh
(aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide
eğer şahidin yoksa davayı kazanamazsın)
(bkz: mevlânâ )
38.
çi mestiyest nedanem ki ru bema averd
ki bud saki-yu bade ezkuca averd
(bilmem ki uğradığımız sarhoşluk, ne çeşit sarhoşluktu, saki kimdi, bu şarabı nereden getirdi?)
(bkz: hafız-ı şirazi )
öyle ser-mestem ki idrâk etmezem dünyâ nedür
men kimem sâkî olan kimdür mey û sahbâ nedür
(bkz: Fuzuli )
dil farklı olsa da kalpler birdir!!
39.
“ey ki hergiz ferâmuşet nekonem
hîçet ez bende yâd mî âyed?“
(ey seni hiç unutmadığım!
hiç beni hatırladığın oluyor mu?)
(bkz: hafız-ı şirazi )
41.
güzeller mihri-bân olmaz dimek yanlışdur
ey bâkî olur va’llâhi bi’llâhi hemân yalvarı görsünler
(bkz: baki )
*yalvarı kelimesinin diğer bir anlamı da gümüş paradır.
42.
În kadar kez to boved çend dilî şâd besest
Zindegânî be-murâd-ı heme kes netvân kerd
(Bu dünyada senden sadece birkaç kişinin memnun olması kâfîdir.
Herkesin arzu ettiği hâl üzere yaşamak bir insan için mümkün değildir)
(bkz: Sâ’ib-i Tebrîzî )
43.
ez vey heme mestiyyu gurûr est u tekebbür
vez mâ heme bîçâregî yu acz u niyâz est
(bkz: hâfız-ı şirâzî )
(o hep mest içinde, hep gururlu, hep kibirli.
bîçârelik, âcizlik ve niyaz ise bizden yana.)
44.
aşıklar kimdir? derlerse sadi şiraziye kulak verelim;
âşıkân koştegân-i ma’şûkend
ber-neyâyed zi-koştegân âvâz
(âşıklar, maşukun yolunda ölenlerdir,
ölülerin avazı çıkmaz ki)
(bkz: sâdi-i şîrâzî )
45.
öyle sermestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir
men kimem, sâki olan kimdir, mey ü sahbâ nedir?
gerçi cânândan dil-i şeydâ için kâm isterem
sorsa canân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedir?
(bkz: fuzuli )
46.
ger nâme-i vefâ resed u ger peyâm-ı cevr
mâ-râ hoşest herçi zi-cânâne mî-resed
(ister vefa mektubu ister cefa haberi gelsin
sevgiliden gelen her şey bizim için güzeldir)
(bkz: selimi )
47.
“Gözgü-durur dünyâ sana ibret gözüyle baksana
Senden gelir yine sana bu kahr u lutf u hayr u şer”
(bkz: Yunus Emre )
gözgü: ayna
49.
Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez
Şeyhülislam Yahya.
50.
Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi
Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi
Yahya Kemal.