bugün

benjamin button ın 1922 de yazılmış bir fitzgerald hikayesinden esinlendiğini bilmeyen maldır.

http://blog.milliyet.com....r-mi-/Blog/?BlogNo=161415

HAYATA TERSTEN BAŞLAMAK
Cami' de uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde,
herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar
helal edilmiş vaziyette.
Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı
olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar,
iltifatlar, çocuklar, torunlar hepsi hazır.
Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya
üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.
Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...
Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur
içinde yaşıyorsunuz.
Sağlığınız gittikçe düzeliyor
Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk
başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol
saati veriyor patronunuz..
Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir
makamdan tecrübeli bir insan olarak işe
başlıyorsunuz.
Herkes karşınızda el pençe divan...
Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de
başlıyor.
Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz
Diğer hormonal Aktiviteler artıyor, fevkalade...
Aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık Üniversiteye gitsen
daha iyi olur diyor.
Bu arada babanız ortaya çıkmış, "fazla çalıştın"
diyor "artık eve dön, işi bırak, okumaya başla,
harçlığın benden olsun..."
Keyfe bakar mısınız ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor
Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor.
Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.
Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye
başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık...
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde
otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar...

Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı
bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık
yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme kararını
alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır.
Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama
giriyorsunuz.
Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir
kordondan besleniyor sıcacık yumuşacık gürültü ve patırtısız
bir ortamda yaşıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini
alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş keyifli bir orgazm ile hayatiniz
bitiyor...
Sabri de ronaldo dan esinlenip topa sert vurdugunu soyleyecek maldır aynı zamanda.
uzaya çıkmanın hz.muhammed'den esinlenildiğini söyleyen insandır.
farklı bir teori ortaya atan maldır evet...
http://blog.milliyet.com....r-mi-/Blog/?BlogNo=161415