kimse hakkında hiçbir şey söylenemez, en nihayetinde her şey asimile olmuştur. gerçeğin hiçbir zaman bilinemeyecek olmasının verdiği rahatlıkla tanrı olmaya yüz tutuyorum. her şeyin belirleyicisi olan benim, tanrı benim.
Aynaya baktığınızda gördüğünüz mü? (Bedensel anlamda) Yoksa “ben” dediğiniz ve seçimlerinize bağlı olarak bir takım roller benimsettiğiniz kişi mi? Ya da geçmişine bağlı olarak şimdisini yaşayan, dününe göre bugünü şekillenen kişi mi? Veya ebeveynlerinin genlerine, seçimlerine ve belirlediği çevreye göre şekillenen kimlik mi? Kozmik ışınımların etkisiyle huy ve tabiatı şekillenen kişi mi?
Mevlânâ'ya "aşk nedir?" demişler. "Ben ol da bil." demiş.
Ben; ben şimdi bir yandan kahvemi içip makalemi yazıyorken bir yandan da odadaki dağınıklığın içinde televizyon kumandası arıyorsam vizeler bitmiş ve eve gelmişimdir.
o , onlar olmamak. ben dışında yer alan hiçbir şey olmamak. içinden çıkamadığımız şey.
çoğul ben'lerden bahsedebilir miyiz? günler birbirini kovalarken, metroda, otobüste, yolda , orada, burada kendimize rastlıyor muyuz? bize ben'i gösterebilen bir şey var mıdır? yoksa binlerce ben'le karşılaşıyor muyuz zaten? milyonlarca olma olasılığı olan ben'in olduğu şey hem her şey hem de hiçbir şey midir? bu yüzden midir her farklı konuşma bağlamında, sosyal ortamda aynı mesele/problem 'e ilişkin farklı tepkiler/yanıtlar veriyoruz? ben'in bedeni belirlenmemiş ve belirlenmeyecek, her an her şey olabilecek ama yine de hiçbir şey olmaya devam edecek sonsuz ben'lerin hepsinin toplandığı yer midir? bu yüzden midir acaba, bazen canlı, mutluluğu seçen, gülümseyen ben olmak isterken bazense yeraltında olmak istemek. onca ben'de değişmeyen bir öz'den bahsedebilir miyiz? bahsedebilirsek ona nasıl ulaşabiliriz? " ben böyleyim" diyebileceğimiz tek an ölüm döşeğimiz midir?
Önümde saksıda olsa da bir limon ağacı var.
Portre çeker gibi bakış atıyorum ve evinden uzakta olan ekşi meyvenin gerçekliğinde kendi gerçekliğimi bulmaya çalışıyordum.
Bilinç altımın köklerine nüfuz eden yaşam tarzım çocuk odası kültürünü bir evin çatı katı balkonuna kadar taşımıştı.
Evinden uzakta kovboy edasında olsa da aslında uzaklarda bir evi olmayan adamın ruhuna iyi gelen yaşam alanını kendine benzetme konusunda hünerleri sonucunda yaşamak onun için adeta bir sanat eseri üretmek anlamındaydı.
Büyük hayallerimizi küçücük dağarcıklarımıza doldurup akıbeti belli olmayan kalp damar yollarımızda bata çıka akla giden yolda huzura varmak istiyorduk.
Ömrümüzün pilinin bittiğini kulağımıza fısıldadıklarında gökyüzüne yükselirken aşağıda ağaç olan hayellerimizi bu kadar yüksekten görebildiğimiz için kimsenin anlayamayacağı mutluluklar hissediyorduk.
Bir ben vardır benden içerideki o beni bulmaya çalışın. Bu dünyada geriye kalan her şey o beni bulma yolcuğunuzdaki birer oyun, bulmaca. Hayatta mantıksal olarak doğru olan şeyleri yapın, iç güdülerinizin size söylediklerini değil. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
Çok çabuk sinirleniyorum. Bir gün evlenirsem asla eşimle kavga etmek istemiyorum demiştim ama böyle biri asla bunu yapamaz. Bir çocuk için anne babasının tartışması çok kötü... Belki de ben böyleyim. Ehdhd sulu göz. Bilmiyorum koca adam oldum ama hala üzülüyorum.