binlerce yıl once yasayanından tutun da, bilmem kac yıl* sonrasına kadar yasayacak her dindarın icinde bulundugu ve bulunacagı insan tipi. bana soylenen her seyi eksiksiz yapıyorum, bu sebeple garanti cennet gidicem, orada bana vaadedilen seylere kavusucagım der de hepsi, itiraf edemezler. bu dusunceden haraketle, cevrelerine bir kucumsemeyle bakarlar, fakat yaslandıkca sahip oldukları digerlerini kucumseme hali azalır.
peygamber bile peygamber olduğu halde geceler boyu namaz kılıp ibadet etmesine rağmen sen kim oluyorsun ki cennetteki yerini garantilemişsin deyilesi insandır. samimi hiçbir dindarın böyle bir düşüncesi yoktur. allah'ın rızasını nasıl kazanırım diye didinir durur çünkü. onlar neyse de şu "namaz kılmıyorum, oruç tutmuyorum ama benim kalbim temiz"ciler kalplerinin temiz olmasıyla cenneti garantilemişler heralde.
sömürü bankası garanti'nın yeni bir hizmeti olarak yakın bir zamanda imkansız olmayanı başarabilecek bir insan olabilir.
* da da da!!! şimdi de garanti'nin sizlere özel yepyeni hizmeti: garanti cennet!!! vadesiz farksız, ayda sadece 13 liraya cennete ne dersiniz? garanti cennet!!! tek tıkla... yoksa siz hala?
muhtemelen kendini kandırma çabası içinde olan insandır.
her dindar insanın içinde olduğu bir güruh değildir, genelleme yapılmamalıdır.
aksine allah rızası için ibadetlerini yerine getiren hiçbir insan tevazusundan vazgeçmez, bilir ki ödülü kendine layık görecek olan allah'tır.
zaten dünya gibi bir cehennem'de yaşayan insanoğlunun kendine söylediği teselli mahiyetindeki sözdür. hiç uzatmadan, öldükten sonra bir cehennem daha bünye kaldırmaz. dünya'da dönen bunca şeye rağmen allah halen daha insanlar için cehennem'de kazanlar kaynatıyorsa, ben artık bir şey demek istemiyorum arkadaş!
umdugunu bulamayacak olan insandir.inanmak basarmanin yarisidir felsefesiyle hareket ediyordur.muhtemelen oss`yi kazanacagim diyerek orta halli bir puan aldiginda bakin ben demistim diyen insandir.cennete soyle bir ugramak bile onu tatmin edecektir.cunku gitmeyi hedeflemis uzun sure yerlesmeyi planlamamistir.
