yıllar sonra hepimizin duyma ihtimali olan acılarla dolu cümle..
doğmadan evvel mavilerle bezenen odası, babaannesinin ördüğü minik mavi yelek, babasının feneriumdan özenle seçip aldığı minik fenerbahçe tulumu, amcasının aldığı küçük kamyonetler ve doğduktan sonra "aslan oğlum" diye boy boy çıplak fotoğrafları çekilmesine, doğduğu andan itibaren o minik penisini sokacak delik araması öğretilmesine rağmen inatla koca bir adam, koca bir erkek olduğunda tüm toplumsal dayatmaları reddedip "ben eşcinselim anne" diyebilecek kadar da cesur bir erkek evlattır.
acıdır.. çünkü diğerlerinden farklı olanı sindirmeye alışkın türk toplumuna farklılıklarını kabul ettirmekle yitip gidecektir ömrü. belki de sevdiği adamın elini tutamadan içinde kalacaktır uktesi, belki de sevmelere doyamadığın bir tanecik oğluşunu kör bir bıçakla kendi kanından, canından babası sırtından vuracaktır!
bir annenin en zor imtihanıdır belki de şu hayatta. kocası, babası, kardeşleri, komşuları herkesi karşısına alır da bir anne oğlunu yem etmez kimselere cinsel tercihinden dolayı. etmemeli!
herkese saygımız sonsuz hetero yada homo olması farketmez adam olsun yeter. aslında bütün sorun eşcinselliğin bir hastalık değil sapkınlık olmasında. psikologlar hastalık olmadığını hastalık olsa tedavisinin mümkün olacağını söylüyor. aksini iddia eden varsa bilgilendirsin.
bazi annelerin gozlerinde yaslarla ne yani, televizyonda mayolu bikinili kizlari gorunce hic erkekligin uyanmiyor mu diyerek hem guldurup hem aglattigi, zor ama bir o kadar da gerekli itiraftir.
- ben eşcinselim anne.
+ tamam kızım, gece uyurken sütünü içmeyi unutma, soğuk havalarda sıkı giyin, sınavlarda yapamadığın soru olursa heycan yapma diğer sorulara geç sonra yine o soruya geçersin, öğretmenlerinin sözünden çıkma.
- ehiehi peki anne.!
oysa ne sen ondokuzunda ne de ben koca bir kadın.
his nedir anlayabilir misin bilemiyorum. yani böylesini. belki bir kadın ruhunda erkeği bulmayı ya da bir erkek ruhunda kadını; ya da ruh gözetmeden eros'u , aşk-ı.....
anne ben eşcinsel'im... fena derecede...
affet diyemem çünkü affetmen için anlaman gerekir.
anlamak anlam bulmak demektir.
oysa sen bana eşcinsel yüzünü hiç göstermedin.
yani bu oyunda kodestesin. ama...
eşcinsellerin en ufak bir eleştiriye bile dayanamadıklarını ortaya çıkaran kendiliksiz bir bildirmasyon.
eşcinsel arkadaşım, sen benim iki satırıma dayanamıyorsun, ben senin adına yazılan ve içtenliğine inanmadığım yüz satıra nasıl dayanayım. dayanmak dedim de yanlış anlama hemen.
yazıyı uzun uzun tahlil etmek isterdim ama biliyorum ki bu işe yaramayacak. illa seveceğiz ve eşcinsellere gerektiğinde rahat sevişme ortamı yaratacağız. yoksa homofobik oluyoruz direkt.
senin yaptığın da eşcinsel faşizm be gülüm. bak ne kadar da naziğim oysa ben. seni yargılamak, öldürmek gibi bir niyetim yok. ama kusura bakma kamuda sana özel bir alan da açamam.
sana bir haksızlık yapıldığında eşcinsel olduğun için değil, insan olduğun karşı çıkarım. bu sana yetecek mi bilmiyorum. oldu, işi gücü bırakalım senin cinsel organlarına pervane taşıyalım. yok öyle yağma aga. sorsak eşitlik dersin bir de.
son olarak, duygu sömürüsü yapma, cinsel tercihinle değil kafanla (üstte olan) yüksel. kendi yazını kendin yaz, kendi kışını kendin yaşa!
gerçeği bildikleri veya bir şekilde öğrendikleri halde traji-komik bir tiyatro oynayan anne ve babaların olduğu bir dünyada veya bir ülkede bunu itiraf olarak değil, kendini ve hayallerini ifade etme olarak söyleme cesaretine sahip insanın önce kendisi için sarfetmesi gereken cümledir. ama devamında babaya da aynı cümleyi kurmalı ve bundan pişman olmamalıdır. çünkü anne-babadan onaylanma ihtiyacı yerini kendini olduğu gibi kabul etme ve ailesine de kendisinin özgür birey ve onları seven bir evlat olduğu gerçeğinin altını çizerek saklı kimliğini vicdan azabı çekmeden yaşamak istediğini ifade durumuna dönüşmelidir.
- ben eşcinselim anne...
+ ne?! evladım ne diyorsun sen? ay ay ay...
- anne...
+ ay evladım, hata bende. yatağın pembeydi, arada bir benim elbiselerimi karıştırıp makyaj yapıyordun... anlamalıydım bunu... kolonya getir bana! baban duyarsa bizi öldürür.
- anne...
+ anne deme bana. nihal'in oğlu gelin olacak diyecekler, mahalle arkamızdan konuşacak... yok yok yok... taşınalım hemen.
- anneeeee! saçmalama! gazetedeki manşeti okudum, al bak ne yazıyor.
+ ay yüreğime indirdin. oh rahatladım. aslan evladım benim.
- anne, sana bir şey söyleyeceğim, ama aramızda kalsın.
+ söyle evladım...
- (kulağa söylenir.)* anne? anne?
- ben eşcinselim anne !
+ ibne yani?
- ben öyle demeyi tercih etm..
+ sus lan sus amk ibnesi seni.
- ama anne!
+ bildiğin vurduruyosun yani?
- çüş ama yaa
- bütün sülale akraba evliliği yapmış. bana niye izin vermiyosunuz?
+ çünkü dersimizi aldık!!! yıllarca hastalıklı ya da sakat çocuklarımız oldu! sen şanslıydın! ay samet, sen de söylesene bişeyler....
* oğlum manyak mısın dayınla evlenip napçan..