sanki bana, böyle histe olanlar daha hızlı evlenecekmiş gibi geliyor ama dur bakalım. hatta öyle de oluyor diyebilirim. bende ne evlenememe hissi , ne de evlenme hissi var. koy götüne rahvan gitsin hesabı. sırf evlenmek için evlenenlere inat. yaşasın bekarlık. swf.
bence ben evlenirim. zaten türkiye de evlenmek zor değildir. bir sürü kadın evlilik değince götü başı ayrı oynuyor zaten. ancak yani evlilik ne biliyim işte, biraz sanki şey. anlarsınız ya işte öyle yani.
bu his var ya kendimi bildim bileli benim lan. şimdi böyle diyenler ilk evleniyor falan denmiş korkmaya başladım cidden.
büyük konuşmamak lazım ama en azından 30 yaşını doldurana kadar evlenmeme kuralı koydum kendime olur da hayatımın aşkını falan bulursam kızı 30 yaşıma kadar bekleteceğim.*
yaş ilerledikçe insanın iyice gerçekliğinden sorgu sual olunamayacağını anladığı his. büyüdükçe/yaşlandıkça bencilleşiyor insanevladı ister istemez, ikinci bir kişi çoğu zaman külfet, eninde sonunda hüsran. sadece mahalle baskılarına boyun eğmemek gerek, her insan evlenecek, çocuk sahibi olacak, ev taksiti ödeyecek diye bir kaide yok önce kendiniz. cuma sabah saat 08:19, kendime de bir kuple küfür gönderiyorum.
beter bir histir. insanı umutsuzluğa sürükler. Maddi kaygı, Seçici olmak, uygun eş adayını bulabilme endişesi bir yana dursun en çok da "ulan bizi kim alır?" sorusu aklını kurcalar insanın. Muhakkak ki kısmetin bir yerden çıkar gelir ama "yahu bana kim katlanır?" düşüncesi kemirir durur beynini...
insan nasibiyle karşılaştığında ağzı dili bağlanır. Öyle ne bülbül gibi ötenleri, dut yemiş bülbüle çevirir kader ağlarını örer. Hissler anlıktır çoğu zaman değişkendir, aldatır. Birine kızdın yada kırıldın diye kendini kandırma. Biri çıkar karşına dünyan bile değişir. Feleğin şaşar. Seversin. Beğenirsin de. Hoşuna da gider. Çocukların bile olur yani o derece.