bugün

Sana mesaj atamadığımın bir günü daha buraya yazıyorum. Özellikle bugün bu mesajı sana bizzat yollamak isterdim. Çünkü senelerce her gün bu saati bu dakikayı sayardım ilk benden duy diye. Ama birkaç senedir öyle olmaması gerekiyormuş. Ben de ya günlüğüme ya buraya ya da içime yazıyorum. Zor oluyor cevapsız buralara yazmak ama yapacak bir şey Yok. Buna da şükür diyorum. Neyse asıl mevzuya gelelim. iyi ki doğdun ultrasZoro. iyi ki yollarımız kesişti. Umarım Yeni yaşın ,hayatta senin için hayırlı olan ,tüm istediklerini getirir. Şimdilik yatıyorum. Her zaman hem aklımda hem de yüreğimin bir köşesindesin , unutma. iyi ki varsın.
Osman.
Bu gece çok karanlık, yine özledim ben.
Zora gelemiyorsunuz.
artık her şey için çok geç. kusura bakma.
- aşk ,sevgi ve emek üzerine spinoza'nin 40-41 no'lu önerileri ile ilgili yazı yazarken internetin geçici bir süre gitmesi üzerine yazdığım uzun yazı silindi.

Sonunu üstelik proust'a baglamistim.

Aslında e.durkheim'in ortam ve koşullar aşkın ve durumun karar alma üzerindeki etkisini birinci dereceden etkiler diye de ek paragraf ve alıntı yapmayı da tasarlamistim.

Tanınmayan şairler var,
Kitap bastığı halde bilinmeyen ve popüler olmayan, akşam bir tanesini yazmıştım Edibe sirin.(o da lirik ve deli)

Çoğunluk nasıl motive edilir,

Kitle desteği nasıl alınır.

Ajite nedir ve ne amaçla kullanılır.

Kollektif kültür erozyonu nasıl
sağlanır, niçin ve ne amaçla yapılır,

On yıl sonra kendimi nerede ve hangi koşullarda hayal ediyorum,

On yıl sonra çok sevdiğim ülkem siyasi ve ekonomik politik olarak hangi tabloda olacak.

Bunları düşünürken bir telefonla evden çıkmak zorunda kaldım.

Arkadaşım esini göğüs kanserinden kaybetmiş, hastanede ağlıyordu..

Dondum kaldım,

Sesimi çıkartıp basın sağolsun bile diyemedim.

sadece geliyorum dedim.

Giderken kendime gülüyordum, on yıl sonrasının planlarını yaptığım için.

Daha 35 yaşında bir kadın ve tek başına kalan eşini çok seven bir erkek,
habersiz 7 yaşında kız çocuğu..

görsel

Bence "tanrı"nin adalet kavramı yok!
ben bu yazıyı sana yazdım, uzun bir aradan sonra. evliliğimizin 6. yılını tamamlamaya yaklaştığımız şu günlerde 2 tane bebeyle hayatımıza yoğun, yorucu ama herşeyden önemlisi keyifli bir şekilde devam ediyoruz, bazen de benim yüzümden gergin(bu konuya sonra değineceğim). önceki gece kaçta yatarsa yatsın sabah 7'de kalkan, alarm ihtiyacımızı ortadan kaldıran çocuklarımıza ilave, yukarıdan gelecek her sesi dinleyip, çocukların ufak tıkırtısına bile sanki parti veriyormuşuz gibi tepki veren alt komşuyu da ekleyince hayat bana erken saatte başlıyor her sabah. bırakalım ki gürültü yapsınlar ama olmuyor işte bırakamıyoruz.

son döneme kadar yaşadığımız maddi sıkıntıların bende olumsuz etkisi oldu biliyorsun. tek maaşla ev geçindirirken, borç içinden çıkmaya çalışırken bir yol bulamamak bir babanın/bir eşin yaşayabileceği en kötü şeylerden biri. herhalde kendi adıma en dertlendiğim konulardan biri buydu. ama çok şükür imkan oluştu ve maddi sorunları aştık.

ayrıca çalıştığım iş ortamının negatifliğini de ifade etmekte fayda var. iş bilmeyen ama patrondan çok partoncu olan bir müşteriyle çalışmak gerçekten zor. iş odaklı olmak yerine saçmalık odaklılar biliyorsun. e böyle olunca benim gibi iş odaklı birisinin de sinirleri tavan yapabiliyor.

ama bu sorunlar da benim esas sorunum kadar büyük değil. evet bir gerginliğim var, çabuk sinirleniyorum. çabuk parlıyorum sizlere karşı, özellikle de oğluma karşı. ama benim oğluma karşı tavrımı düzeltmem gerekiyor. onun yaşadığı çocukluğu görmezden gelerek beni sinirlendirdiğini düşünerek devam edemem. hep ona kızarak ilerleyemem. onun yanında olduğumu, onu herkesten koruyacağımı göstermeliyim ona. benden bir şeyler saklamak yerine bana güvenmeli. onunla bir bir birey gibi konuşabilmeliyim. hayır kelimesi kullanmak yerine ona neden olmayacağını anlayabileceği bir şekilde anlatabilmeliyim. daha sakin kalabilmeliyim. kardeşine abuk subuk davrandığında onun yaptığı şeye tepki gösterek dikkatimi çektiğini ona göstermek yerine o durumun oluşmasını engellemeliyim belki de. evet itiraf ediyorum ben daha iyi bir baba olabilirm. çocuğuma karşı tek sorumluluğumun onun istediği şeyleri almak yerine ona karşı doğru davranışı sergilemek olduğunu biliyorum. yapmam gereken şeyleri de biliyorum. uygularken bir takım sorunlar yaşasam da elimden geleni yapacağım. daha iyi bir baba ve daha iyi bir eş olacağım inşallah.

iyi ki varsın, iyi ki seninleyim. ruhum
sonucunu bilemezdik. bize bir şans vermeli miydi sorusunun keskesini taşıyacağız boynumuzda beraberce. ve bu keşke bazı akşamlar boynumuza ağır gelecek belki. başka bir zamanda başka bir yerde tanışmayı isterdim elbette..
kabuksuz yaralarımdan arınmakla meşgulüm. bir gün şehre döndüğünde yokluğumdan bıkarsın.
o erkekle evli olman midemi bulandırıyor. onun seninle evli olması da. insan o yaşadıklarınızı yaşadıktan sonra nasıl evli kalır yahu?
sen benim içimi biliyorsun. Bunu hissediyorum.
Varlığın bana yetiyor. Sen merak etme. Güzeller güzeli...
Son bir ay da hayatım o kadar hızlıydı ki. Zirve de heyecan mutluluk ve hüzün yaşadım. Belki iki hafta önce olsa buraya yazabileceğim birisi vardı. Ama şuan da yok. Eskisi gibi beklenen doğru kişi zırvalığına da inanmıyorum. Ben şimdi kime yazayım.
Geçmişte ne kadar canımı yakacak şey yaptıysan, ne kadar kırıcı olduysan bugün aynı şekilde ben seni tersleyip itin götüne soktum. Bu hareketimden mutluyum çünkü sen bunu hakediyorsun. Başka insanlara gidip yalnız kalınca pişman olup geri dönmek isteyen bir adet zavallısın.
bi sözlük bana yazıyor. tırsıyorum sözlük, yazma artık.
mutlu yaşların olsun küçüğüm..
Duy istiyorum, bakmasan da gör, hisset be adam hisset! Elimden tut götür işte beni çocukluğuma, küfretmeyi öğret ama sana küfredince gece kız razıyım. iki karış suda yüzmeyi öğretmeye çalış, sen yüzme bilmezken. Kuzenlerimi dövdüğüm için göstermelik kız. Çizdiğim resimleri gösterip sen yapabilir misin bunu diye sorunca ben seni yapmış insanım diye cevap ver mesela. Güvenimi çalma, kahramanımı alma be elimden be adam! Yaptıklarına, yaşattıklarına rağmen özledim, baba!
Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünüyorsan yanılıyorsun. her şeyi sana yazıyorum.

alıntı.
Ne güzel de gülüyorsun öyle ama yemek yiyelim diyorum gelmiYorsun. Sen bilirsin babuş.
Bilir misin? Gönül derin küser, Yarasına yara açana.

alıntı.
yazık oldu.
olum arada dışarı çık ya. Hep ders ders. Çık iki kelime edelim ne var? cık cık cık..

Şaka maka sevmiyorsan üzüleceğim bir miktar.
dur sana anlatayım yokluğunda neler yaptım

ruhsuz şarkılar yazdım. seni düşünmeden

bir an'ım geçmedi, duygularımı çok abarttım

elimde değildi hep sana, sana aktım

yüreğimin ortasından yaktım

ne gecelerden döndüm. ne üşüdüm dondum ama

istediğimi senden aldım

sana en güzel cevabı, bu şarkıyla yazdım

sana en güzel şarkıyı yazdım

yürüdüğün yollar biter mi sandın

bu kadın hala seni sever mi sandın

aşksızdım her gece, ne kandiller yaktım

üç kuruşluk aşkını beş kuruşa sattım

http://www.zapkolik.com/v...zel-sarkiyi-yazdim-840734
dur sana anlatayım yokluğunda neler yaptım

ruhsuz şarkılar yazdım. seni düşünmeden

bir an'ım geçmedi, duygularımı çok abarttım

elimde değildi hep sana, sana aktım

yüreğimin ortasından yaktım

ne gecelerden döndüm. ne üşüdüm dondum ama

istediğimi senden aldım

sana en güzel cevabı, bu şarkıyla yazdım

sana en güzel şarkıyı yazdım

yürüdüğün yollar biter mi sandın

bu kadın hala seni sever mi sandın

aşksızdım her gece, ne kandiller yaktım

üç kuruşluk aşkını beş kuruşa sattım...
ben seninle sevgilim mutsuz ama bahtiyardım.Üstüne ne eklenebilir ki.
Yazsam ne farkeder ki sen görmedikten sonra.
ben bu yazıyı entry'nin sonuna evet yazanlar için yazıyorum. bazen içimde seni ve senin gibileri üstüste koyup aynı anda şeydesim geliyor. bu his sık sık oluyor lütfen beni üzmeyin yapmayın şunu.