hayatımın en kompleks günlerini yaşıyorum. hani sabah yağmur yağar öğlen güneş açar sonra akşama da tekrar yağmur yağar ya. ne giyeceğine karar veremezsin işte öyle bir şey. bir yanda büyük sorunlarım var diğer yanda ise beni çok mutlu eden şeyler.
an durumları ertesi, hep yağmur sonrası yerde kalan su birinkitilerin de ıslanan ayakkabı bağcığı gibi ruhum. bedeni sırılsıklam, kalbi tenha. zora gelince kaçan yaz aylarında sinek avlayan. kırbaçların rüzgar ile olan dostluğu gibi kimi zaman. kimi zaman çaresiz ve itaatkar. emir kulu, kul fil hakika. çalar saat kurulu, zindanlar prangalara vurulu.
bu gecenin de geçmişte bir yerlerde ulasamayacagim, dokunamayacagim bir an'ım olarak kalacagini bilsem de ellerimden kayıp gitmesine göz yummak zorunda olmak konusunda iyi anlamda elimden hicbir şeyin gelmemesinin acı vericiligini sonuna kadar yaşadığım anlardan birindeyim yine. geçsin istemiyorum, bitsin istemiyorum, değişsin istemiyorum.. ben değişen şeyleri sevmiyorum.. ama her şey farklilasiyor. hayat bu biliyorum hiçbir şey aynı kalamaz. ama buruklugunu hissediyorum, içten içe yasını tutuyorum geçen biten değişen her gecenin, her an'ın. elimden bir şey gelse keşke ama gelmiyor, hüzünle ugurluyorum hepsini.
Sabahin 7sinde kalkip ise gidicem ama uyku hak getire.. su sözlüğe bir uyandirma servisi kurup, faydali bir hizmet saglasaniz ne guzel olur..
Geceye birakilacak soze gelirsek, onu henüz bulamadim.
tek bir limana demir attım ömrüm boyunca. tek aile, tek aşk, tek bir arkadaşlık türü. ama vakti geldiğinde onlarla demir almaya her zaman hazırım. ve bu yolculuk için ne pusula lazım ne de rota.
dönsene bi geri, oturalım bi köşeye konuşalım dertleşelim, eski günlerdeki gibi. hatta sen konuşma bırak ben anlatayım. çünkü ben hep susardım sana karşı ama gel artık bi konuşalım. bu gece bir tık daha özledim seni diğer gecelerden farklı olarak. bak ben buradayım bekliyorum seni. geleceksin biliyorum çünkü sen gelirsin bana kendini öyle öğrettin...