hayatımın dönüm noktalarından birindeyim. ya her şey çok güzel olacak ya da işler boka saracak. hayırlısı diyorum. ama içimdeki his güzel günlerin geleceğini söylüyor. ya da ben buna inanmak istiyorum. hani arafta olmak diye bir şey var ya . işte tam oradayım. yanlış kararlar vermek istemiyorum. ağırdan alınca da fırsatları kaçırıyorum. bu dönem yalnız olmamam gerekirdi. gece gece kafamda derin düşünceler.
siyah beyaz düşlerimde seni hatırlarım,
bomboş ellerimde seni duyumsarım.
sensiz gecelerde sensiz ağlarım,
sonsuz gecelerde sensiz ağlarım.
fırtınalar sabahında doğan günü duyumsarım,
mevsimlerin sıcağında susuzluğa kanarım.
yitip giden insanlara, dostlarıma ağlarım,
yanlış zamanlara, sensizliğe ağlarım.
nedensiz sorgusuz bir rüya gözlerimde,
nedensiz sorgusuz bir duvar benliğimde.
"Sizlere sesleniyorum insancıklar, yaşamın salakları! dövülen, haraca bağlanan, ezelden beri terleyenler, sizi uyarıyorum! Bu dünyanın kodamanları sizi sevmeye başladıklarında, bilin ki sizi savaş salamına çevireceklerdir. Bu kesin bir işarettir Asla şaşmaz. Bu iş şefkatle başlar. XIV. Louis hiç olmazsa, zavallı halkı hiç ama hiç takmıyordu, bari o unutulmasın. XV. Louisye gelince, o da öyleydi. Halkı kıçının bezi yapıyordu. O zamanlarda yaşam kolay değildi elbette, yoksullar zaten asla iyi koşullarda yaşamadılar, ama hiç olmazsa günümüzün zorbalarının gösterdiği türden bir inat ve hırsla onları delik deşik etmeye çalışılmıyordu. Alttakiler ancak iyi dinleyin, kodamanların aşağılamalarında huzur bulabilirler, çünkü onlar halkı sadece çıkar gereği ya da sadistlikleri tuttuğunda düşünürler"