Seni çok özledim. Keske senle daha çok ilgilenebilseydim özür dilerim ama artık her şey için çok geç. Annem gel gör bi daha göremezsin belki dediğinde sınavları bahane ettim ama seni ve ailemi o halde görmeye dayanamazdim. Bazen sanki hiç hayatımızda olmamışsın gibi bazen de sanki hiç gitmemişsin gibi hissediyorum. Evet artık halamgile de senin koltuğunu boş görmemek için gitmiyorum. Sen benim torunum değil küçük kızımsın derdin gerçekten çok özlüyorum hak ettiğin değeri veremedim sana yine rüyalarıma gel gelmeyince sanki küsmüşüz gibi hissediyorum.
sen hala çok şükür ki seksen olmana rağmen yaşamdasın.
biz küçükken birkaç defa sana babaanne demek istedik falan ama “ah guzum ben bilmem öyle şey biz ebeyi biliyoz sen de bana ebe de yeşil gözüne gurban olduğum” dedin ben o andan şu ana kadar sana hiç babaanne demedim.
seninle 25yıl komşu olarak yaşayıp mahalle maçlarından sonra çeyrek ekmek, bir domates, üç biber, iki salatalık ve bir bardaklık suyunla doyduğum o müthiş anlar unutulmazdı.
ben bu yazıyı sana yazdım. benim bir teorim var: “ben ölümden sonrasına inanırım ve benim ebem gidemezse cennete ben şahsen boku yedim.”
yaptığı ölü doğumları, gördüğü zor yaşam koşullarını her anlatışında gözünün yaşlarını yazmasına silen, okuma-yazmasız güzel ebem. Sen hep dua et bize, ben hala galatasaray mağlupken sana “nolur bi konuş allah’la” diyeyim çocukluğumdaki gibi
sen çok yaşa.
kötüsün kabul ama seni de anlamaya çalışıyorum eskiden yaşadıkların bu hale getirmiş ama diğer torunlarin gibi yalandan doğru düzgün bi kız gibi davranıp kendimi sevdirebilirdim sana ama serseri bi kızım yapabileceğim bişey yok.
Babannecim aynı dedikoduyu 373948 kere anlatmana rağmen ilk kez duyuyomuş gibi yapmaktan bıktım ve sana olan saygımdan bir şey diyemiyorum ama lütfen artık yeni bir dedikodu bul.
Anlamayacaksın hatta haberin bile olmayacak bu yazdıklarımdan ama sunu bilmeni isterim ki artık şükretmeyi öğrenmelisin. Böyle yaparak ne kendine ne de bize bir şey katarsın. En fazla huzursuz oluruz hep birden. Önce şükret gerisi zaten kendiliğinden gelir.
dogdugumdan beri ayni evi hatta uzun suredir ayni odayi paylasiyoruz. seviyorsun beni, torun sevgisi baska sende biliyorum. ama nasil inat, aksi bir insansin vallahi anlamiyorum. hayati kendine de ozellikle anneme de zindan ediyorsun. aslinda bir yanim seni seviyor ama yillardir anneme yaptiklarini, ona zehir ettigin hayati da aklimdan cikaramiyorum.
Tam bir ay önce bugün yaşıyordun keşke olsaydın da bana nasihat verseydin,bizde kalmaya devam etseydin, bizden gitmeseydin bana dua etseydin,yine bize espriler yapıp, beni öpseydin, sana ilaclarını verseydim bi dediğini iki etmeseydim, seni çok özledim.
tam 9 yıl önce gittin oralara, 3 ay önce de dayanamayıp oğlunu yanına aldın...
iyi bak babama oralarda olur mu? ben hep dua ediyorum sizin için... dedem sen ve babam çekirdek aile oldunuz orada. huzurlu olun, mutlu olun... çok özlediyseniz beni de alın...
seni hep ben arıyorum, 2 hafta aramayınca bozuk atıyorsun, ulan arada birde sen ara halimi hatrımı sor, olmadı çaldır kapat, ben ararım. harbiden çok gıcık bir kadınsın.
Sana geliyorum nano, o anlattığın yeşil ormanlara, bahçelerinde begonyalar açan köyüne geliyorum. Herkesten gizli, babamın bile haberi yok. Belki kıskanır diye söylemedim.
Belki de dedomu ilk gördüğün sokağın başında bir fotoğraf çektirip ölümsüzleştireceğim o anı, belki de terkettiğin topraklara son kez bakarken gözünden damlayan yaşların üstüne basacağım. 24 yaşımda evime ilk defa geliyorum, heyecanlıyım, duygularımı yazamıyorum.
Düşünüyorum da, size yalnız başıma kalmaya geldiğim ilk geceyi. 2.sınıfa geçmiştim, bize geldiğiniz bir akşam, eve geri dönerken beni götürmüştünüz.
Sonra o gece bana söylediğin Boşnakça şarkı
Şimdi gözlerimi kapattım, gönlümün MP3 playeri, senin ağzından o şarkıyı bana söylüyor
Gittiğin yerlerde mutlusun biliyorum.
Ve ben bir sonbahar akşamı, çocukluğuna geliyorum
(yola çıktığımda telefonuma yazdığım not; noktasına virgülüne dokunmadan yazdım buraya.)
Hep uzakta diye anlattılar senelerce. Zulüm varmış dediler, savaş var dediler. Hadi topraklarımıza gidelim dedik, ee iş var dediler. Anlatıldığı kadar uzak değilmiş buralar. Bizimmiş o kadar. Hem de o kadar bizimmiş ki, kelimelerle anlatamam
Seni bulamadım nano ama yaşadığın yerleri, evleri sokakları, her yeri buldum.
Şarkılar söyledim içimden
Şarkılarda söylenen o köy, bizim köyümüzmüş dedim
Bayramlarda çocukların babalarıyla, dedelerini, babaannelerini ziyarete gittiği köyleri gibi Ben orda dün bayram yaptım
Ait olduğumuz yerin, çokta buraları olmadığını anladım
-Çocukken sizin köyünüz yok mu diyenlere, dün benim bayramımda köyümü anlattım