bugün

ben bu yazıyı babaanneme yazdım

sen hala çok şükür ki seksen olmana rağmen yaşamdasın.
biz küçükken birkaç defa sana babaanne demek istedik falan ama “ah guzum ben bilmem öyle şey biz ebeyi biliyoz sen de bana ebe de yeşil gözüne gurban olduğum” dedin ben o andan şu ana kadar sana hiç babaanne demedim.
seninle 25yıl komşu olarak yaşayıp mahalle maçlarından sonra çeyrek ekmek, bir domates, üç biber, iki salatalık ve bir bardaklık suyunla doyduğum o müthiş anlar unutulmazdı.
ben bu yazıyı sana yazdım. benim bir teorim var: “ben ölümden sonrasına inanırım ve benim ebem gidemezse cennete ben şahsen boku yedim.”
yaptığı ölü doğumları, gördüğü zor yaşam koşullarını her anlatışında gözünün yaşlarını yazmasına silen, okuma-yazmasız güzel ebem. Sen hep dua et bize, ben hala galatasaray mağlupken sana “nolur bi konuş allah’la” diyeyim çocukluğumdaki gibi
sen çok yaşa.