bugün

bu tarz başlayan cümleler dinleyenler arasında kiminde heyecan uyandırırken, kimisinde karşı tarafın ukalalığı olarak algılanır. söyleyen için ise söylesen bir türlü söylemesen bir türlü fikri doğurur ve ikileme düşürür.
(bkz: amerikaya gittiğini belli etmeye çalışan insan modeli)
(bkz: neşeli günler) ziya karakteri(sener sen):
-hmm çocuklar ben amerikadeyken, bi partide bu sarışın* neydi adı bunun?
+Farrah, amca
-Heh bu Farah çok asıldı bana da ben yüz vermedim..*
şener şen in unutulmaz bir repliği.
amerikayı çok iyi bilmeyen bir bok var zanneden her cümleye ben amerikadayken diye başlayınca herkesin ona hayranlık duyacağını sanan insandır.bu insanlara harita da van ın yerini sorsan gösteremez
ing.
when i was in the usa...
ted ankara koleji ortaokul din hocalarından mustafa gökçe'nin her ders sarfettiği cümle.
şener şen'in hayat verdiği ziya karakterinin hafızalara kazınmış repliği.
bir çok kez oynanmıştır üç kağıtçı, palavracı rolü. türlü türlü oyuncular tarafından. genelde de çok tutmuştur. sevilmiştir. günümüzde mehmet ali erbil, cem yılmaz vb. oyuncular tarafından da başarıyla oynanmaktadır. sevilmektedir.
ama tüm bu oyunculardan hangisi 'ben amerika'dayken' sözünü şener şen kadar güzel söyleyebilir.
normalde ekran karşısında veya beyaz perdede palavracı bir karakter izlendiğinde gülünür, geçilir. en fazla 'şu cem yılmaz'da ne komik adam yahu' denir.
ama ziya öyle miydi?
o ben amerika'dayken dediğinde izleyen herkes 'ya şu ziya da ne kolpacı adam'der. öyle güler.şener şen o kadar gerçekçi ve samimi oynamıştır ki bu rolü.
işte bu yüzdendir ki akıllara kazınmıştır bu replik.hafızalardan silinmez.
ne diyelim büyüksün şener şen.
work & travel ile amerikaya giden üniversite öğrencilerinin artık bıktıran amerika macelarını anlatmak için her azını açtığında lafı ağzına tıkabileceğiniz söz. şener şen gibi tonlandığında oramı kahkahaya boğabilir.
kaygısızlar'da fast food lokantasının müdürünün en çok kullandığı iki sözden biri.
diğeri: stupid
"when I was in america ... oooh siz türkler nasıl diyor "diye devam eden cümledir.
potansiyel bir kitap ismi. ayrıca kompresör niyetine hava basma aracı da olarak kullanılabilir ancak gerçekler öyle değildir. "ben amerikadayken" diye başlayan her cümle yalandır. aslında yalan değildir ama cümleyi sarfeden kişi gerçeklerin farkındadır. "ne fors yaptım bee" diye içinden geçirirken, aklına abd'de yediği boklar, aç kaldığı zamanlar, delisiye özlem duyduğu anlar, başına gelen belalar takılır. allahtan kimse bilmiyor.
neyse ben amerikadayken acaip eğlendim ha. süper memleket abi. yahu yerde bitane mi çöp olmaz bilader. kızlar desen o biçim off...
eleman bir defa amerika görmüşse döndüğünde bu söz öbeğini günde en az üç öğün kullanır.

üniversitedeki saygı deger bölüm hocamız bunu sık sık yapardı.Birde agzını bükerek "ımm cocuklar yaa nasıl yazıyorduk sunu türkçede" demezmi.. der efendim der. Her derste der hemde..
amerika'ya giden,orda bulunmuş olan her türk'ün kullandığı kalıplaşmış ifadedir.anlata anlata bitirmezler zaten genelde..
(bkz: sallama ziya din kardeşiyiz)
(bkz: stupid)
(bkz: kaygısızlar)
"ben amerikadayken" diye başlayan fakat hiçbir zaman orada hayatta kalmak için eşşekler gibi çalıştım gündüzleri pizza, dergi, gazete dağıttım, ordan çıkıp geceleri de markette raf dizdim vs şeklinde devam etmeyen, hep öyle süperdim böyle şahaneydim x yemeye çok alıştım buralarda yok çok özledim ama bulamadım şeklinde devam eden, sefaleti gizleme amaçlı cümleler ile olaya ve ortama giriş yapma bölümü.
'ben amerikadayken içeri girmek için kapıyı çeker dışarı çıkmak için iterdim.' cümlesindeki gibi Türk ve Amerikan sosyal yaşamlarındaki farklılıklara dıkkat çekmek için söze başlarken kullandığım cümlecik.
(bkz: nerdeyken nerdeyken)
yanas soyle yanas. bak simdi; universite 4 sene, is hayati 1 sene amerika\'da ikamet ettim haziran\'in 10\'una kadar da buradayim. annemin her gorusunde oh oglum ayi gibi olmussun yeme su musibetlerin yemeklerini demesi, su anda boy 173, kilo 83 gomlegin ust dugmesini acik birakip, saclari geriye tarayan, zamaninda cok elestirdigim tiplerden biri olmam, etraftaki turklerle kufur ede ede yururken (ki adamlar cok buyuk firmalarda mudur, muhendis gibi mevkilerde) yasli bir amcanin, ayip oloor evladim hic kufur edilir mi ortalik yerde diye elestirmesi sonrasinda bu beyefendinin osman ertugrul bey oldugunu ogrenmemiz ve saygi durusuna gecmemiz. hep amerika iste bunlar . al sana amerika.
yanas soyle yanas. bak simdi; universite 4 sene, is hayati 1 sene amerika'da ikamet ettim gecen haziran'in 10'una kadar da oradayim. annemin her gorusunde oh oglum ayi gibi olmussun yeme su musibetlerin yemeklerini demesi, su anda boy 173, kilo 83 gomlegin ust dugmesini acik birakip, saclari geriye tarayan, zamaninda cok elestirdigim tiplerden biri olmam, etraftaki turklerle kufur ede ede yururken (ki adamlar cok buyuk firmalarda mudur, muhendis gibi mevkilerde) yasli bir amcanin, ayip oloor evladim hic kufur edilir mi ortalik yerde diye elestirmesi sonrasinda bu beyefendinin osman ertugrul bey oldugunu ogrenmemiz ve saygi durusuna gecmemiz. hep amerika iste bunlar . al sana amerika.
genelde work and travel şahıslarından sıkça duyabileceğiniz kelime topluluğu.
- ben ameriadayken ...
+ sen nerdeyken nerdeyken ?
- amerikadayken!
+ haa amerikadayken!
- evettt bigün arkadaşlar beni özel bi partiye çağırdı. bu farah da geldi. o zamanlar figürandı tabi. bana çok asıldı ama yüz vermedim karıya!
+ ulan ziya anladık atıyorsun. bari yutulur cinsten olsun be oğlum!
- aa abi sen de benim hiçbir sözüme inanmıyorsun ya!
+ ulan sen de biraz ölçlü at!
- e tamam ölçülü atarız!
(bkz: yaran yeşilçam replikleri)
(bkz: sen nerdeyken nerdeyken) *
"çok pis "gangbang"e maruz kalmıştım."

"hani siz götünde şampanya patlattık diyorsunuz ya, orda direkt patlatıyorlar."

gibi diyaloglarla sona ermesi muhtemel başlangıç şablonu.

ayrıca (bkz: kaygısızlar)