su temini hizmetinin, şebekelerin, atıksu uzaklaştırma hatlarının bakım, yapım ve onarımı kime aitse muhakkak o da bunun parasını alacaktır. ha azdır çoktur tartışılır. ama kuyudan su çekmek istemeyip suyu evinde bulan adam da ağlamasın.
belediyeler suyu parayla satmadığından yanlış bir ifadedir. belediyeler hizmet usulü çalışır. suyu evinize kadar getiriyor sonrada evinizden kanalizasyon suyunu alıyorsa belirli bir ücret karşılığında yapıyordur.
ayrıca şu fani dünya neyimiz allah ın değil ki diyede sormak istiyorum?
belediyeler de tüm kamu kurumları gibi toplumun yararına, toplumun yerine iş gören kurumlardır. belediye dediğimiz kamusal örgüt; yapacağı işler işin belli kaynaklara ihtiyaç duyar. bunlar başlıca; iş gücü, finsans ve doğal kaynaklardır.
iş gücü olarak halkın kendi içerisinden seçilmiş bir yönetici ve yönetici önderliğinde örgütlenmiş bir ekip hazır bulunur. doğal kaynak olarak, su, hava, doğal gaz... sayılabilir. finans olarak ise insanların oturup para sıçması beklenir, ya da beklenmez insanlar vergi ve karşılık ödeme yöntemleri ile bu alanı doldururlar. sizin kafanızdaki hangisiyse artık, siz onu alın.
haliyle hazır halde bulunan bir temiz su kaynağı aslında bedavadır. ya da ünlü profösörlerin teknik tabiri ile allahın suyu için kimse para istememektedir. fakat toplumda herkes bu temiz su kaynağından eşit olarak ve rahatlıkla yararlanamadığı için yine toplumsal bir sözleşme ile bu su halk adına belediyeler tarafından barajlar yolu ile tutulur, işlenir ve evlere kadar teknolojik tertibat yardımı ile gönderilir. burada unutmamamız gereken bunların halk için, halk adına yapıldığıdır.
bütün bunların finansını; bazı belediyeler istihdam ettikleri para sıçan adam yöntemi ile yaparken, bazı beceriksizler vergi ve karşılık alma yöntemi ile karşılıyorlar. eh, yazıklar olsun onlara.
bu tür beceriksizler için iktisadi terim olarak kuılanılan bir söz öbeğidir. ayrıca, haklı bir serzeniştir.
aslında düşününce hele ki zamanımızda mantıksız olmayan bir durumdur. hoş bu kadar pahalı olması absürd buna rağmen herhangi bir düzenleme yapılmaması ya da orta yolun bulunmaması kafaları karıştırıyor. bununla ilgili bir ilçe belediye başkanı güzel bir uygulama getirmişti. belli bir tonu geçmeyene belli bir fiyattan, geçince de fiyatta bir artış söz konusu oluyordu. su tasarrufu açısından güzel bir uygulama.
ancak bu yüzden o Başkan yargılanıyor. nedeni de;suyun en temel insan hakkı olduğunu, ticarileştirilmemesi gerektiğini söylemesi.
evet su ticarileştirilmemeli çünkü insan yemeden içmeden yaşayabilir ancak susuz dayanabileceği günler sayılıdır.
diğer taraftan bakacak olursak insanlarımız nerede beleş oraya yerleş mantığını kafalarından biraz atıp nasıl olsa para vermiyoruz tüketelim kafasıyla ilerlerse de bu işin sonu yoktur.
satmayı geçtik artık , kullanmasa bile zorla para ödetmeside vardır bunun .
diyorlarki su kaynakları azmış .
enteresan bir durum değil mi ? türkiyede yaşıyorduk galiba. parayla su mu çıkıyor oda düşündürür .
belli bir miktardan sonrada fiyatlar ikiye katlanmaktadır .
dikili belediye başkanı osman güven suyu bedava verince hakkında sayıştay raporuyla ceza davası açıldığından, halkçı belediyelerin de yapmak zorunda kaldığı satıştır.
suyu geçtim adamlar sokaklara çizgi çekip görevli koyup park parası alıyorlar. allah'ın sokağı lan. sen neyi çizip para alıyorsun? ben o yol yapılsın diye para veriyorum vergi veriyorum sen park ediyorum diye para istiyorsun. gözü aç belediye'nin icatları. bu durum başka il veya ilçelerde var mı bilmem ama ayvalık, burhaniye, edremit, akçay gibi körfez bölgesinin tamamında var. bir beyaz çizgi elinde fiş makinası olan görevli 2 tabela sokak park yeri. akçay'da adam evinin önüne para verip park ediyor. bir de lütufmuş gibi onlara ucuzdan park var. böyle belediyeciliğin içine edilir. yolları kıytırıp boyayıp para almak ne lan. suya para, park'a para, vergi ver para eee ne bu iş?
