Mersin büyükşehir belediye başkanı olsam Tüm öğrencilere bedava öğlen yemeği verirdim finansmanını da merpark’tan sağlardım.
ikinci icraatım sahilway olurdu mersin boydan boya tramvay hattı kurardım.
sürekli köy yollarına asfalt dökülüyor.
bana ne arkadaş, il özel idaresi yapsın. valilik yapsın. benim işim şehir merkeziyle.
her şeyden önce yaşadığım şehrin şehir içi ulaşımını iyileştirirdim.
karsan j10 mu kaldı arkadaş.
aman aman araçlara gerek yok. paramız yok, ekonomik adımlar atılarak iyileştirirdim.
karsan'ın zaten belediyelere kolaylık sağladığı jestlerinden alırdım.
büyükşehirlerden faal otokar sultan-navigo otobüsler isterdim. illa ki birkaçı verecektir ki veriyor.
hava kararır kararmaz 20 dakikada bir gelen ve saat 21'de son bulan otobüs saatlerine de bir ayar çekerdim.
saat 20'ye kadar tüm hatlar 10 dakikada bir ve son sefer saatini 23 yapardım.
paramız köylere gidiyor.
bana ne bilmem ne hacılı köyünden, bilmem ne uşağı köyünden.
yeni sitelerin hiçbirinin giriş yolu asfalt değil.
hepsini asfaltlardım.
kısa vadede yapılmayabilir ancak eski şehir denen yerde bulunan halihazırda ekonomik ömürlerini tamamlamış eski kaymakamlık ve adalet sarayı binalarını şehrin gelişmekte olan anayol üzerine taşınması şeklinde bir proje-imar planı çıkarırdım.
merkezden ödenek geldikçe veya merkez onaylayıp kendisi yapmaya başladıkça yeni binaların inşaası buralarda başlar.
kısa vadede yapılması gereken bir şey ise otogar.
artık istanbul, ankara, kayseri, izmir, sivas gibi yerlerden direkt seferler alan eski otogarı şehir dışına taşımak ve ihtiyaçları fazlasıyla karşılayan, modern bir otogar inşa etmek.
akdeniz mimarisinin en güzel örneklerini barındıran şehirde sadece birkaç konak restore edildi.
turizm bakanlığı ile birlikte birkaç sokak tamamen proje içerisine alınmalı ve restore edilerek turizme kazandırılmalı.
belediye market kurmak.
toptan satın alınarak ucuza alınan malzemeleri sadece zarar etmeyecek şekilde halka satışa sunmak.
sıcaktan bunalan insanlar için her caddeye mini kafeler açmak.
büyük modern bir belediye kütüphanesi inşa etmek.
özele ekonomik durumu elvermeyenler için şehrin 3 veya 4 noktasına belediye etüt merkezleri kurmak.
şehrin çarşısında eski taşıyacağım kurumların yerine büyükçe bir meydan yapar ve buraya şehrin simgelerinden büyükçe bir portakal, karacaoğlan, yörük türkmenleri temsilen çoban ve keçi sürüsü gibi heykeller dikerdim.
istifa ederdim heralde çünkü düzen bozuk, mafyasıyla şunuyla, rüşvet ve torpiliyle uğraşamam. mazlumun, yetimim, öksüz,dulun, garip, gurabanın parasını yiyemem de yedirmemde. çünkü millet vergiyi hizmet için veriyor sen makamında sekreter dost tutup mikiş gez diye değil. o arabada babanın değil piyasa yapıp gezesin diye değil. normalde tek hayalim örnek belediye başkanı olmak. makam otom şöyle beyaz bir doğan slx tüplü olurdu. nerde tecrübeli insanlar var onları çalıştırırdım. ev hanımlarının başta olmak üzere herkese iş kapısı sağlardım. yok öğle çaycısına kadar makam otosu. ulaşım su ne varsa en uygun fiyattan yararlandırır öğrencilere çokça yardım ederdim. sonra bana iftira atıp hapse atarlar ya da bir suikaste kurban giderdim ya da ülke dışına kaçmak zorunda kalır vatan haini bile ilan edilebilirdim.
Belediye başkanı olduğum ilde ilçeleri belirli bölgelere ayırıp ayırdığım bölgede küçük yaşta öğrencilerin trafikteki temel kuralları daha rahat ve hiç unutmayacakları şekilde kavramları için kurulacak trafik ensitütülerinde önce sinevizyon gösterisiyle daha sonra bir kaç çocuğun uygulamalı göstermiyle ağaçları yaşken eğmek isterdim.