ne kadar düşük olursa o kadar mutlu olursunuz. sakın ha, aman ha yüksek tutmayın.
lise yıllarım pek tatsızdı, hep aynı insanlar, boş uğraşlarla zaman harcıyorlardı. kendileri gibi olmayanı ötekileştirmekten zevk duyuyorlardı, güçsüzler hep eziliyordu, aşağılanıyordu. nefret ediyordum. hep bir etiket koyma ihtiyacı vardı, ilişkilere, arkadaşlıklara, dostluklara, insanlara.
böyle değildim, yine de ben oyuncuyum. rol yapabiliyordum, o yüzden o ormandaki goriller gibi taklit ettim onları ve aralarına karıştım. yine de iç ses sürekli, sen bu değilsin ki! diyordu. kendimi bir türlü özgür bırakamıyordum. benim özgün zihinlere, farklı kültürlere ihtiyacım vardı, nitekim üniversiteyi dört gözle beklememe neden oldu bu.
hayatım film izlemek, kitap okumak ve müzik yapmakla geçiyordu, istediğim zaman sosyal bir insan olabiliyordum ama öğrenilecek-izlenilecek o kadar çok şey vardı ki! nasıl dışarıya daha fazla zaman ayırabilirdim?!
üniversiteyi kazandığım ilk yıl, yüksek beklentimden dolayı bombok zaman geçirdim. lise değildi sorun, toplumdu. ailelerdi. zaten o aileler, çocuğu böyle yapıyor ve toplumu oluşturuyordu, belki dedim okuduğum üniversitedendir, geçiş yaptım..
hiçbir şey fark etmedi, ümidim bir kez kırıldı o kadar. kendime kızdım, beklentiye ne bok yemeye tekrar giriyorsun ki?! ama insan bir şeyleri hakettiğini düşünmeden edemiyordu.
şimdi geriye dönsem muhtemelen hiç kitap okumaz, film izlemez, düşünmezdim. lise bire giderken neden bu dünyaya geldik demezdim, tanrı'yı araştırmaz, kutsal kitapları okumazdım, kısacası sorgulamazdım.. güzel güzel yaşardım anasını satayım.
bok ettim kendimi, şimdi iki arada bir derede bir adamım. sosyal tarafım herkesçe taktir görüyor, hem dinletebiliyorum, hem güldürebiliyorum ama bunlar bana zaman kaybı geliyor, istemiyorum o insanların içine karışmak.
diğer tarafımın da beklentisi düşük. 30'a kadar çalışır 3 daire alırım sonra yat aşağı, kitap-film-gitar ile hayatını geçir diyor. elbet bir kadın da lazım. şöyle denize yakın bir kasaba bir ev. hadi onları yaptım da, kafama uygun bir kadın nasıl bulacağım? ben liseye giderken kız arkadaşımı kahve içmeye çıkarttığımda liberalizmi konuşuyordum?! kesinlikle uzaylı sanıyorlardı beni!!
bak yine beklentiye girdim.
beklenti; insanı mutsuz etmekten başka bir işe yaramayan, belirli hedeflere ulaşmanızda yardımcı olsa da getirisi en sonunda kötü olan bir araçtır. gökkuşağının sonunda hiçbir şey bulamazsınız.
Beklentilerimizi en aşağıya çekelim ki orda mutlu Mesut yaşayalım . Değer vermeyelim ki kimseden alacağımız olmasın öyle ya hayat bir alış veriş şeklinde yaşanmalıdır . iğrenç sığ hayatlara asla saygı duymuyorum .böyle düşünen ve yaşayanlar umarım cehennemin dibinin de dibini boylar . sevgisizlikten ölsünler .
şu beklenti illetidir sömüren hayatı.
çok bir şey beklemezsiniz belki.
biraz ilgi, biraz anlayış, biraz sevgi.
ya da çok şey beklersiniz kimilerine göre.
sadık bir eş, güvenilecek bir dost, gözünüzü kapayıp her yere, her şeye atılabileceğiniz bir sevgili.
sırtınızı dayayacak, elinizi tutacak biri.
manen size varlığını hissettirecek.
işte bunu bekleyince, o beklenti illetinin gazabı sizi kasıp kavurur.
kurduğunuz hayaller yarım kalır. yıkıntıları arasında dolanırsınız sadece.
ezilirsiniz.
beklentileriniz kapı aralığından gülen üvey kardeş gibi pis pis sırıtır.
üzülürsünüz.
yine kırılırsınız.
Bir duyguyu tanımlar. Bir nevi umut etmek, bir şeyin gerçekleşmesini istemektir beklenti. Kendimizden ve başkalarından diye ikiye ayırabiliriz. Kendimizden veya başkalarından fark etmeksizin, üzülmemek için dengeyi sağlamak önemlidir. Hatta kilit nokta dengedir. Beklentiler ne kadar yüksek olursa, hayal kırıklıkları ve pişmanlıklar kaçınılmaz olacaktır. Elbette her beklentiyi filtrelemek imkansızdır, ama realist olmakta fayda vardır. Bazı beklentilerin gerçekleşmesi için aktif olmak gerekir. Elimizden geleni yaparız ve bekleriz. Beklenti örnekleri çoktur. Kendimizden; Üniversite kazanmak, iş bulmak, doğru insanı bulup yuva kurmak. Başkalarından; Saygı, Sevgi.
Çalışmak, emek vermek ve hak etmek gibi etkenler beklentilerin sonucunu belirlerler. beklentisiz insan, mutlu ve başarılı insandır diyenler olduğu gibi, aksini söyleyenlerde vardır. Kesin olan; her insanın beklentileri vardır, her beklenti gerçekleşmesede. Başkalarından hatta kendimizden dahi beklentimiz kalmasa, hayattan beklentilerimiz bitmez. Sacece yaşamak istemek, hatta ölmek istemek bile bir beklentidir.
ikili ilişkilerde sonu hep hüsranla sonuçlanır.
Beklentiler makinalar üzerinde olmalı.
Çünkü bazen, gözünün içine bakıp üstüne titrediğiniz çiçek bile solup gidiyor.