toplumumuzun dayatmalarına göre evlenmeden yapılmaması gereken şey. tabi bu durum sadece bayanlar için. bekaretini kaybetmiş kızlar, kullanılmış kategorisine giriyor çünkü. erkeklere gelince de adam oldun artık deniyor. sonra paşalar da her haltı yiyip, altına onlarca kızı alıp; evlenirken ben bakire kız isterim diye dolanıyor ki hakları olmadığını düşünüyorum. cinsellik nasıl bir erkeğin ihtiyacıysa, bayanın da ihtiyacı olduğu gerçeğini kabullenememiş bünyelerin, aaa kız çıkmadı bu tarzı davranışları gerçekten çileden çıkarıcı. herkes özgür bireydir, istediğini yaşar, yapar. senden öncekinden sana nedir. özetle bekaretini kaybetmek ülkemizde erkeklere özgüdür.
tecavüz ile yahut yanlış seçilen erkekle yahut yanlış yaşta sağlıksız verildiğine inanılan bir karar hayıflanmasıyla olduğunda kayıp gözüyle bakılabilecek ancak bu durumlar dışında yaşanan doğru adam doğru ilişki doğru zaman üçlemesiyle bingo ise sağlıklı bir cinsel deneyimdir.
22 yıldır benimle birlikte yaşayan, kaybetmemek uğruna nice yağız delikanlıları reddettiğim, eğer kaybolursa bir daha bulamayacağımı söyledikleri halde bir ümit peşine düştüğüm, namusumun simgesi olan
karakola verilecek bi dilekçeyle hallolacak durum. telaşa gerek yok.
yerel bir gazeteye bekaretimi kaybettim hükümsüzdür ilanı geçildimi bitti gitti. büyütmeyin bu kadar.
"kaybetmek" kelimesi ile birlikte kullanıldığı için;
sahibinin elinde tutması gereken, yokluğunda kayıp bir değer olan, resmen bir statüdür bekaret.
Biliyorum, içinde yaşadığım topluma çook çok aykırı benim görüşüm ama, ömrüm boyunca bu şekilciliği gördüğüm yerden kaçacağım. Savaşmak anlamsız.
Hakikaten, "kaybetmek" olarak görülüyor çünkü. Yani sen o'nsuz eksik ve defolusun. Önceki değerin yok.
Sırf bu yüzden, dikiş nakış işlerine filan sarıyorlar ya, aman allah. Beterin beteri. Böyle bir endişe duyanın orasına kadar toplum girmiş, yerleşmiştir, daha ne!
O kadar korkuyorum ki bu tip düşüncenin bana yaklaşmasına, kendi bekaretimi kendim yok edip, öyle çıkacağım meydanlara..