sanırım ikincisinden söz ediyorsunuz. izin verin ben de biraz söz edeyim...
ne yazık ki ülkemizde bekaret kavramı namus kavramı ile ilişkilendiriliyor insanlar tarafından. ve namus denildiğinde yine aynı insanlar tarafından ilk ve tek akla gelen şey kadındır. namus kadına özgü bir kavrammış gibi algılanır. ama tabi aslında durum böyle değildir. yani namus kavramı hem kadına hem erkeğe ait bir kavramdır. durum böyle olunca namusun bekaret ile ilişkilendirilmesi anlamsız. namussuz bir insan kadın da olabilir erkek te olabilir.
tdk'ya göre namussuz kişi ahlak kurallarına uygun davranmayan, ahlak kurallarını çiğneyen kişi demek. peki bir kadının cinsellik yaşaması ahlaksızlık mıdır? eğer evli değilse, nişanlı, sözlü değilse, birine sevgililik bağı ile bağlı değilse bu ahlaksızlık değildir. ahlaksızlık evli olan veya diğer durumlarda ki kadınların bunu yapmasıdır. tıplı evli olan ve/veya diğer durumlarda olan erkeklerin de başka biriyle cinsellik yaşamasının ahlaksızlık olduğu gibi.
namus kavramında sadece kadınlar üzerinden gidemeyiz. örneğin bedenini para için satan bir kadın ne kadar namussuzsa, bedenini para için satan bir erkekte bir o kadar namussuzdur. bir erkek bir kadınla cinsellik yaşadığında nasıl namussuz olmuyor ise, bir kadın da bir erkekle cinsellik yaşadığında aynı şekilde namussuz olmaz. yukarıda belirttiğim eşine, nişanlısına, sevgilisine bağlılık durumları hariç. eğer böyle bir durum varsa her iki tarafta namussuz olarak nitelendirilebilir. çünkü toplumsal ahlak kurallarını çiğnemiş olurlar.
ancak yazık ki ülkemizde bir erkek bir kadınla cinsellik yaşadığı zaman çapkın olarak nitelendirilirken, bir kadın bir erkekle cinsellik yaşadığında orospu olarak nitelendirilir. hal böyle olunca da namus kavramı denildiğinde akla kadınların gelmesi gayet normaldir. ancak akıl, mantık ve vicdan ile düşünülüp aynı zamanda empati yapıldığı durumlarda bir erkek nasıl cinsellik ihtiyacını giderebiliyorsa bir kadın da bunu özgürce yapabilmelidir.
örneğin inandığınız dine göre evlilik dışı cinsel ilişki size ahlaksızlık olarak gelebilir. buna saygım sonsuz. böyle bir durumda siz erkek ya da kadın her ne iseniz evlilik dışı ilişkiden kaçınırsınız. doğal olarak ta evleneceğiniz insanın da sizin gibi kaçınmış olmasını yani bakir/bakire olmasını istersiniz. ancak siz bir erkek olarak her önünüze gelenle cinsellik yaşama hakkını kendinizde görüyorsanız, evleneceğiniz kadının bakire olma hakkını kendinizde göremezsiniz. çünkü kadınlar sizin köleleriniz değil onlar da en az sizin kadar özgür bireylerdir.
ayrıca bir başka konuya daha değişecek olursak cinselliğin bir ihtiyaç kategorisine girdiği aşikardır insanlar için. yaratılışımız gereği bu böyledir. yemek yemek, su içmek, uyumak nasıl bir ihtiyaç ise cinsellikte aynı şekilde insanların bir ihtiyacıdır. bunu ben değil tıp bilimi söylüyor. bu ihtiyacı gidermenin iki yolu vardır. masturbasyon veya cinsel ilişki. bu iki seçenekten birini seçmek insanın kendi hür iradesinde bırakılmalıdır.
zaten cinsellik her önüne gelenle yaşayabileceğin bir durum değildir. bir çekim olmalıdır arada. zaten seksi güzel kılan da budur. çekim, uyum ve duygusal birliktelik. yani seks bir insana karşı bir duygu yoğunluğu hissettiğinde paylaşılacak bir enerjidir. o an hissedersin ve yaparsın. hissettiğin sürecede aynı kişiyle yapmaya devam edersin. sonrasını bilemeyiz. sonrasında o yol sizi evliliğe yada ayrılığa götürebilir. artık birbirinize bir şey hissetmediğinizde o zaman zaten ne cinsel istek kalır aranızda ne de aşk, sevgi kalır. bunun sonucunun evliliğe gitmesi elzem değildir. sırf cinsel ilişkiye girdikleri için evlenmek zorunda olmak, mutsuz bir hayat sürmek zaten saçmadır.
bekaret korkusu yüzünden kızlık zarlarını diktiren cahil ve üçkağıtçı kadınların olması erkeklerin suçudur. onlar buna önem vermese kadınlar kimseyi kandırma yoluna gitmezlerdi. ortada bir ahlaksızlık var ise bu suç iki tarafında suçudur. ve daha ilk günden böyle büyük bir yalanı söyleyen kadın ile evlendiğinizden haberiniz olmadığı halde, o yalanı söyleyen kadının size daha ne yalanlar söyleyeceğini, hayatınızda ne gibi büyük mutsuzluklar olacağından da haberiniz yoktur. zamanla yaşayarak öğrenirsiniz acı gerçekleri.
bekarete bu kadar at gözlüğü ile bakılmamalıdır. çünkü çok daha önemli olan başka ilkeler, başka değerler vardır insan hayatında. evleneceğiniz kızın bakire olması sizin evliliğinizin iyi bir sonuç vereceği anlamına asla gelmez. kaliteli bir evlilikte bekaret son sıralarda bile yer almaz. daha önemli ilkeler ve değerler vardır kaliteli bir evlilik için. bunlardan bazıları sevgi, saygı, hoşgörü, anlayış, güven vesaire... bütün bu ilkeler bir kadında mevcut değilse o kadın bakire olsa bile size hayatı zindan edecektir. kısacası önemli olan bir kadının bekareti değil o kadının karakteridir. evlendikten sonra bakire olup olmadığı yerine size ne tür davranışlar sergilediğine, sizi mutlu edip etmediğine, sizi sevip sevmediğine, güvenilir olup olmadığına bakılmalıdır. zira küçücük bir zarın hiçbir önemi yoktur.
allahın kızlık zarını koyma amacı toplumun sandığı gibi bir kadının bakire olup olmadığını belirleme pusulası değil, insanlık neslinin devamı açısından en hayati organ olan vajinayı çeşitli enfeksiyonlardan ve zararlı bakterilerden korumaktır.
eğer sandığınız gibi olsaydı tek tip zar koyardı allah kadınlara. bunu yapabilecek güçteyken neden her bedene o bedenin fizyolojisine göre farklı bir zar tipi koydu?
istese tek tip koyardı ve hepsi kadınların ilk ilişkilerinde yırtılırdı. ancak her 4 kızdan 1 tanesinde bu zar esnektir ve ilişki sırasında yırtılmaz. doğum yapana kadar esnek kalır. ayrıca esnek olmayanların bile ilk ilişkide yırtılmadığı 2. veya 3. ilişkide yırtıldığı olabilir. yani bazı kadınlar ilişkiye girse de o zar yırtılmaz. buradan çıkarılacak mantık çok basittir. o zarın amacı bekareti tespit etmek değil...
son olarak buraya kadar yazdığım yazıda kesinlikle kadınlar istedikleri kadar insanla istedikleri kadar cinsel ilişkiye girmelilerdir şeklinde bir sonuç çıkarmıyorum. isteyen istediğini yapar ve bunu sorgulamak, yargılamak bize düşmez diyorum ve aynı zamanda yapmaya çalıştığım şey eşitliğe vurgu yapmak ve saygıyı elden bırakmamaktı. yani bir erkek bir şeyi yaptığında bu normal karşılanıyorsa aynı şekilde kadının yapması da normal karşılanmalıdır. bir erkeğin yaptığı ayıp karşılanıyorsa o zaman kadınınki de ayıp karşılanmalıdır. ve insanların hür iradelerine, kişisel hak ve özgürlüklerine her zaman saygılı olmalıyız. herkesin ilkeleri farklıdır. kimisi cinsellik yaşar, kimisi yaşamaz. kimse sizi zorlamadığı, sizin hayatınıza müdahale etmediği sürece kimin kimle ne yaşadığı sizi alakadar etmemeli, insanlara saygı göstermelisiniz.
eşitlik çok güzel bir kavram. adaleti, saygıyı, sevgiyi, empatiyi, hoşgörüyü ve daha bir çok şeyi içinde barındırıyor. gelin siz de eşit olun. eğer siz bakir bir erkekseniz o zaman karşısınızdaki kişinin bakire olması hakkını kendinizde görün. yok bakir değilseniz o zaman karşınızdaki kişiyi sırf sizinle aynı eylemi yaptığı için suçlamayın. çünkü size eğer bu bir suç ise aynı suçu siz de işlediniz...
hala bekareti bu kadar önemsiyor musunuz? o zaman kendinize bakire bir kız bulun. bakire olmayan kızlardan uzak durabilirsiniz. kimse sizi bakire olmayan bir kızla zorla evlendirmiyor. yeter ki saygısızlık yapmayın ve yargılamayın. bırakın o kızlar bekareti önemsemeyen erkeklerle evlensin. siz de bakire kızlarla evlenin. herkes mutlu olsun. kimse kimseyi yargılamasın, kimse kimseyi üzmesin, kırmasın...
adalet, eşitlik ve saygı insanlığın ilerlemesindeki en önemli anahtardır. bunu uzun zaman önce keşfeden toplumlar insanlık konusunda çok büyük mesafeler kat etmişken, bunları umursamayan toplumlar ise ne yazık ki hala yerlerinde saymakta...
Fularımı taktım, filin götünden çıkan çekirdekten mamul kahvemi yudumlarken anlatıyorum iyi belleyin elit ortamlarda entelektüel kaygılarım var diye mevzusunu açarsınız belli mi olur belki düşer müşer beyler.
Kapitalizmin dayatmasından başka birşey değildir. Feodal batı toplumumda derebeyi yalnızca toprağa değil o toprak üzerinde yaşayan amiyane tabirle amlı, amsız herşeye sahipti. Sahip olduğu herşeyi kullanma hakkını kendinde gördüğünden sikme hakkı da onundu. Derebeyinin bu sikme hakkını bir başkasının gaspetmesi durumunda derebeyinin çok aşırı şekilde kızacağından mütevellit batı kadını da bir zaman özgürce sikişemedi. Ancak bu sikişememe durumu günümüz modern toplumda da çok sevilen emmeli gömmeli pek çok cinsel fantezi eylemini doğurdu. Alelhusus hepsini tek tek zikretmeyeceğim mekan pornoya döndü nerde yetkililer denmesin.
Düğünlerde damadın siyah gelinin beyaz giymesi bu batı feodal kültüründen kalma bir gelenektir. Derebeyinin altında inim inim inilemiş Kadın saf ve temizmiş gibi sunuluyor ancak bu olayı bilen sarı pipi andersen, tomasson, pavel gardaşım kahrından karalara bürünüyordu.
Doğuda durum daha faklı değildi. Sahip cariyenin, kölenin kayıtsız şartsız tek tokmakçısıydı. Çünkü sahip adı üstünde toprağa ve üretim araçlarına sahipti. Bu semavi dinlerden önce roma imparatorluğunda da böyleydi. 3 dönüm bostanı olan kadın erkek farketmeden tuttuğunu sikiyordu.
Günümüzde bekarete yüklenen anlam bir nevi geçmişten gelen bir algının izdüşümü. Kadın sadece sikilmeye mahsus bir varlık değil kardeşim. O da sen gibi ben gibi bir insan. Cinselliğini özgürce yaşamış bir kadınla esasında daha mutlu olacaksın. Bu 30 yaşından önce anlayabileceğin bir gerçek değil.
Sikişmek kelamının absürtlüğüne takılan bacım. Erkek merkezli işteş bir eylemin en yalın ifadesiydi oysa. Bizatihi başka türlü ifade etmek riyakarlık olacağından dilim varmadı.
Bazılarının bunu fena halde önemsediğini gördükçe üzülüyorum. E tabi onların karşı cinsten isteği bu olabilir, ona lafım yok ama neden abi bir kadından istediğiniz ilk şey bekaret? Şimdi ona gelene kadar kırk farklı unsur var. Mesela eğitim durumu, işi, ahlak yapısı, zevkleri... bu liste böyle uzar gider.
Neyse bu konuda teorimi açıklamaya başlayayım en iyisi. Bekaret, dar gelir grubunun takıntısıdır. Genelleme yaptığımı düşünenler olacak ama şimdiye kadar onlarca farklı işte çalıştım ve çok farklı gelir seviyesinden insanla bu tip muhabbetler yaptım. Onların fikirlerini aldım. Örneğin köyden şehre ilk göç etmiş, burada işçi olarak çalışan nesil çok fazla önemsiyor bu mevzuyu. Onlara göre bir kadının eğitime, yeteneklere, işe veya becerilere ihtiyacı yok. Hatta güzel olması bile gerekmez. Bakire olsun yeter. ilk neslin erkek çocukları da çok fazla takıyor bu konuyu. Ama kız çocuklarında aynı takıntıyı çok fazla göremiyorsunuz. Bu bir çeşit kadınlara has uyarlanma mekanizması sanırım. Daha çabuk adapte oluyorlar yeni çevrelerine.
Biraz daha üst gelir grubu insanlara bakışımızı çevirince gördüklerimiz tamamen farklı. onlarda bekaret meselesi o kadar önemli değil. Evlenecekleri kadında daha çok eğitim, iş, yetenekler vb. durumları ölçüt alıyorlar. Birde güzel olması ve zevklerinin ince olmasını istiyorlar. Ve hatta bazıları, yüksek gelir grubuna dahil olmasam da ben de onlardan biriyimdir, evlendikleri kadının daha önceden bu tip mevzuları aşmış olmasını istiyorlar. Ki, bu durumun getirdiği psikolojik sorunlarla birlikte anılmak istemiyorlar.
bereket diye okudum iyi mi? meger bekaretmis.
ulan bu sozlukte hergun bekaretle ilgili kac yeni baslik aciliyor acaba, istatistigini tutan biri var midir acaba... ne zarmis arkadas.
Herkesin bekareti kendisini ilgilendirir. Başkasının bekaretini önemseyen, '' ben önüme gelenle yaparım ama evleneceğim kadın patl*k olmasın'' diyen ikiyüzlü erk*kler net gerizekalı erillerdir.
Cahillik çok kötü, umarım bunu aşabilirsiniz hıyartolar.
hayatımda duyduğum en saçma kavramdır, net yani. namus zarda mı abi? bir sürü kız gördüm sevişmediği halde her haltı yiyen, oral seks yapan vs. ama sözde çok namuslu çünkü zarı sağlam? birazcık yahu sadece birazcık bakış açınızı genişletin. eğer çok önemliyse sizin için bu kavram, tek erkeğin dahi elini tutmamış bir kadınla evlenin. çünkü bu tarzdaki insanlara göre bu olay iki zıt kutuptur. öpüşen insanda sorun yok, ama sevişende var demi?
Inanclari icin evlenmeden sevismeyen kadin veya erkegi anlayabilirim. Din olgusu bunu yasaklamistir ve evlenmeden birlikte olmak istemez makul kisi kendi icinde tutarlidir. Ancak bunun disinda herhangi bir savunma sacma ve komiktir. Kadinim zevk almak istiyorum net namussuz degilim cocugumu emzirirken senin niye miden bulaniyor daha once yattigim erkekten sana ne daha once bir erkekle yatmis olmam annelik yapmanin onunde nasil bir engel olusturabilir. Biraz dusunursek toplum olarak rahatlayabiliriz.
önem verenin de, vermeyenin de kendi görüşüdür.
hala insanlara 'geri kafalı' veya 'geniş' diye karışmak neden? sence önemi vardır veya yoktur. bu kadar, gerisi neden?
sözlüğün aşamadığı sorunlardan, atlatamadığı konulardan biri.
her gün bu konuya değinen bir başlık bulunmakta.
sadece kizlik zari ile alakali olduguna inanildigi icin erkeklerin kendini soyutladigi durum. oysa bekaret cinsiyet disi bir kavramdır. yani bekaret kadin erkek icin farketmez.
Sahibinden başkasını ilgilendirmemesi gereken, kadına tarihin yük ettiği kavram.
Aslen bekaret, ilk sevişmede yitirilen abstre bir fikir, bir varoluş halidir.
Hiç sevişmemiş olmaktır.
Bekaret beyinde, bacak arasında, elde, kolda, göz bebeklerinin tam ortasında olamaz veya başka herhangi bir yerde olamaz. Bekaret somut bir kavram değildir.
Ve kızlık zarı denilen ve kalite kontrol aparatı olarak kullandığınız o şey bir insanın sevişip sevişmediğini araştırmaya yetmez.
Tüm mantalitenizin özeti kocaman bir mantık hatası.
bacak arasından ziyade ağızda. dillerde. orada daha çok dolanıyor. Üstelik başkalarının bekareti. Çıkarın milletin bekaretini ağızlarınızdan. Tükürün ve rahatlayın. takılınca plağa koymadan yapamıyorsunuz. gerçi siz koymasını da pek seversiniz fakat diğer taraftakine laf söylemeden de edemezsiniz. sıçsınların çift suratlılığınıza. başka dert bulun. Girip çıkanlara ve tükürdüğünüz sıvılara değil de bir türlü çıkamayan şeylere kafa yorun. Perdenin ışığı geçirmesi o evi kirli yapmıyor. Milletin evini gözetlemeyin. Evvela kendi evlerinizi aydınlatın.