türkiye'nin azınlığı olarak kürt, kürtlerin azınlığı olarak alevi olan; dilinin yalınlığı, sözcüklerinin basitliği ve genelliği ve bıçağa benzeyen imgeleriyle okuyanlarını derinden etkilemiş olan; `90'larda edebiyat dergilerinde görülmeye başlanan şair.
türk şiirinin kadın şairleri arasında özel bir yeri vardır. özellikle "doğu" onunla türk şiirine girmiştir diyebiliriz.
siyasi ve kültürel aktivitelerde bulunmuş; "doğu'nun kadınları" adlı festivalin (11-17 haziran 2005- istanbul) moderatörlüğünü yapmıştır.
şimdi bu kadın zaten çok güzel şiir yazıyor. entelektüel birikimine de şapka çıkarıyoruz zaten. birde bugün radikal cumartesi ekinde gördüm, çok güzelmiş, bakışlar falan... söylesem şimdi benimle evlenmez. içime dert oldu gitti.
"Tarih bir yanılgı olabilir diyor şair
insan bir yanılgıdır diyor tanrı.
Çok sonra
Bu toprakların kalbi kadar
Çürümüş bir sonrada
insan bir yanılgıdır diyor tanrı.
Ve düzeltmek için varım
Ama geciktim." *
beşinci şiir kitabı 'ibrahim'in beni terketmesi' metis yayınlarından çıkmış olan şair.
kitaptan bir bölüm;
Tacirler eski bir pazarda
Kehribar ve akik sattıklarında
Kaplanların gözleri parlar.
Ve parmakta taşınan renk bir kapı olur
Her şeye açılan.
Bir parmakta taşınan yüzük
Gizlediği zehir ve istekle
Sonsuzlukla tamamlanır
Akp-feto-pkk üçlüsünün bir oldukları dönemde parlattığı kahpe.
Türkân Saylan'a attığı iftira hala aklımda.
Yaptığı icraatlarla Fettuşilerin kadınların beynini yıkamasına ve aşiret ağalarının kız çocuklarını mal gibi kullanmasına karşı koyan bir kadına feto emri ile ve pkk'lı refleksi ile iftira atmıştı bu leş.
"Türkan Saylan öldükten sonra hatırlanacak mı" demişti ama 12 seneye rağmen saygıyla hazırlanıyor yüce türkân anamız.
1968'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi Maksutuşağı köyünde doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini Gaziantep'te tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Şiirleri Adam Sanat, Defter, Ekin Belleten ve Yazıt dergilerinde yayınlandı. Şiiri, dille, onun ifade imkanları ve sınırlarıyla, dili aşan ifade biçimlerine, seslere, ritimlere vurgusuyla, zamansız ve mekansız bir coğrafyanın izlerini taşıyor. O coğrafyayı yeniden var ediyor. Yani zamansız, kıpırtısız çölü ve Mezopotamya’yı. Ataol Behramoğlu, Bejan Matur'u şöyle değerlendiriyor: "Aşkın kadınca yorumunu içeren, kendi coğrafyasının insanını, özellikle de kadınlarını anlatırken halk yaşamının, varoluşunun ilkesel köklerine uzanan epik boyutlu şiiriyle 90'yı yılların şiirinin ve günümüz Türk şiirinin en dikkate değer şairlerinden."