beethoven'ın napollion'a yaptığı kahramanlık senfonisidir. fakat ilginç bir hikayesi vardır bu senfoni. şöyle ki aradan geçen zamanda fransız ihtilali yapılmış, kral tahttan indirilmiş ama bu seferde tahta napollion oturmuştur. halk çok tepkilidir bu duruma, ama napollion büyük bir orduya sahiptir. ve beethoven'da bu duruma sinirlenmiş ve şarkıyı değiştirmiştir. napollion'a yazıdığı senfoniyi iyi bir adam hakkında yazdım demiştir.
türkiye'ye de etkileri büyüktür bu eserin. 1980 askeri darbesi'nden sonra mecliste askeri vekillerin yemin töreni sırasında orkestrada birşeyler çalsın diye bir orkestra getirilmiştir. arkasından orkestra şefi olarak ta gürer aykal getirilmiştir. gürer aykal başlamıştır baştan sona kadar orkestraya 3. senfoniyi çaldırmıştır. oda darbe olmasına ve demokrasinin askıya alınmasına çok üzülmüştür. ve böyle bir eylem yapmıştır anlayana. aradan yıllar geçer. ve telefonu çalar. bu olayın hesabı sorulur. oda herşeyi anlatır. zannediyorum hapis falanda yatmaz. ama yıllar sonra anlaşılması onu çok şaşırtmıştır. kimsenin tahmin edemeyeceğini düşünmüştür.
beethoven, mozart gibi bir saray müzisyeni değil, bir devrim adamı olduğundan, besteleri her zaman bir eleştiri içerir, toplumsaldır. sanatı, sanatsal öğelere uygun şekilde ve toplum için yapanlardandır fakat klasik müzik genelde bir düşünme gücü gerektirdiği için tarafımızdan iyi anlaşılamaz. hele beethoven'ı anlamak için, sırf klasik müziği anlama yetisi işe yaramaz, düşünme, yorumlama becerisi de gerekir ki buna erişmek, bunu kavramak zordur bizler için. matematiği sevebilirsin, çözümlere ulaşabilirsin ama bir matematikçi olmadan her teorinin gizemini keşfedemezsin! bunun gibi işte...
