bugün

(bkz: ahmet şerif izgören)
elimizi kolumuzu nereye koyacağımızı şaşırtan dil.
insan hayattaki duruşunu %30 sözleri ve %70 bedeniyle gösterir.söz yalan söylese bile,beden dili genellikle doğruları gösterir.yüz hareketlerine mimik,beden hareketlerine jest denir.
beden dili bize kişi hakkında bilgi verir.
elini kolunu bağlamak:"bana yaklaşma"
elini arkada birleştirmek:"ben güçlüyüm"
tırnak yemek:"sıkıntım var"
gözü kaçırmak:"yalan söylüyorum"
elini çeneye dayamak:"sana inanmıyorum"
%100 doğru değildir.ama kişi hakkında ipucu verir.
Türk vatandaşı italya'ya gider. italyan yemeklerini tatmadan da gitmek istemez.
Bir italyan restorantında geçen olay...

Garson
-"Nasıl olmuş efendim?" (italyanca elbet)
Türk vatandaşı
-Eliyle hepimizin bildiği harika işaretini yapar...
Garson
- Şaşırarak "Nasıl yani?" der.
Türk vatandaşı bilmez ki italya'da bu iaret çok kötü, rezalet anlamına geldiğini.
Bir politikacımızın yurtdışına yaptığı bir ziyarette o ülkenin politikacısı tarafından yapılan ve o ülkenin basınında ses getiren bir hareket.
- Kardeş el sıkışalım.
- Tabi gel gel...
Bizimkinin eli altta karşı tarafın eli üstte.
Bu hareket "Ben sana hakimim" mesajını verir.
Yurt dışındaki politikacılar, işadamları vb. beden dili dersleri alıyorlar tabi.
Karşısındakini tanımak için saatlerce konuşarak nefes tüketmediği ve yorgunluktan bitap düşmediği dil biçimidir.

Buna göre sohbet özürlüler için biçilmiş kaftan dilidir.
(bkz: jest ve mimikler)le gerçekleşen bir iletişimin dilidir.
irfan erdoğan'ın sınıfta söylediği şöyle bir sözü vardı: iletişimin yüzde yetmişi beden dilidir diyen şarlatanlar bunu sözle söylediklerinin farkında değil mi acaba?
insanin duygu ve dusuncelerini istem disi hareketlerine yansitmasidir.fazla kafaya takilmasi ve konusurken devamli karsidaki insanin izlenmesi delilik baslangici olabilur.
ne söylediğini unutabilirler ama onlara nasıl hissettirdiğini asla unutmayacaklar...
carl w. buechner
bazen bir hareketin binlerce kelimeye denk geldiği durumdur. fanatik taraftarlar çok kullanır.

örnek : 10 kişilik bir taraftar gurubu ayaktadim dik dururlar. en ortada duran hariç diğerleri aynı anda otururlar. en ortadaki daha bi diklenir. karşı taraf mesajı almıştır.
Pek çok yemin el kalbin üzerindeyken edilirken, mahkemelerde tanıklık ederken avuç havada tutulur. incil sol elde tutulurken, sağ avuç da mahkeme üyelerinin görebileceği şekilde yukarıda tutulur.

Gündelik karşılaşmalarda insanlar iki temel avuç konumunu kullanırlar. Birincisinde avuç yukarı dönüktür ve yiyecek veya para dilenen dilencinin tipik hareketidir. ikinci harekette ise avuç sanki bir şeyi tutuyor veya kısıtlıyormuşçasına aşağıya dönüktür.

Birinin açık ve dürüst olup olmadığını anlamanın en anlamlı yollarından biri avuç hareketlerine bakmaktır. Nasıl bir köpek teslimiyet veya yenilgiyi belirtmek için boynunu gösterirse insan denen hayvan da aynı tavır veya duyguyu belirtmek için avuçlarını kullanır. Örneğin, insanlar tamamen açık veya dürüst olmak istediklerinde her iki avuçlarını da karşılarındaki insana açık tutarak "Sana karşı tamamen dürüst olacağım" gibi bir şeyler söylerler.

Birisi açılmaya veya gerçeği söylemeye başladığında avuçlarının tamamını veya bir kısmını karşısındakine açmaya başlar. Vücut dilinin çoğu öğeleri gibi bu da tamamen bilinçsiz olarak yapılan ve sizde karşıdakinin doğruyu söylediği hissini uyandıran bir harekettir.

Bir çocuk yalan söylediğinde veya bir şeyi gizlediğinde avuçlarını arkasına saklar. Benzer şekilde arkadaşlarıyla dışarıda bir gece geçirdikten sonra nerede olduğunu söylemek istemeyen bir erkek de nerede olduğunu açıklamaya çalışırken avuçlarını ya ceplerine saklayacak ya da kollarını kavuşturacaktır. Böylece gizlediği avuçlarından karısı doğruyu söylemediği hissine kapılacaktır.

Pazarlamacılara, müşteri satılan malı neden alamayacağını anlatırken onun avuçlarına bakmaları öğretilir. Gerçek nedenler sadece avuçlar açıktayken söylenir.
iç dünyanın dışa yansıtılış şekli. çoğunlukla da farkında olmadan yapılır.
örneğin ders çalışırken, konstantre olmuşsanız ve konu üzerinde yoğunlaşmışsanız, bir zaman sonra eliniz alnınıza gider. beden dilinde bu hareketin karşılığı: "düşünüyorum"dur.
aslında çok detayları var bu işin. ayağın nerde, göğüs açıklığın nasıl, ayak parmakların hangi yönü gösteriyor, elin kolun nasıl duruyor... başlarda kişisel gelişim zırvalarından biri olarak görünse de ilgili kitapları okudukça birtakım şeylerin doğru olduğunu görebiliyorsunuz. çok kafayı takmamak gerek tabi. yani, tamam hakkında 1-2 şey bilmek iyi güzel ama abartılırsa 'aha sol ayağı sağ ayağından 3 cm önde bu ne demek ki lan' kıvamına gelebilir insan.
bunu yazmak istemesemde (bkz: recep tayyip erdoğan) ın iyi bir şekilde kullandığı ayrıca (bkz: ahmet şerif izgören) inde kullanımını beğendiğim dildir. topluma hitabet açısından önemlidir.
enteresandır dilimiz yalan soyleyebilirken bedenimiz asla beden dili cok genisdir mikro mimiklerden psikanalizlere kadar devam eden surecte empati sarttır ve beden dili kesinlikle yalan soylemez yalan insanlıgın cift yumurta ikizi gibiyken onların baskalarının ogrenmesini istemiyorsanız bedeninizi iyi kontrol edin beden dilinin iyi yanı ise dil gerekmezsizin herkesin ne demek istedigini anlarsınız cok profesyonellik gerekir ve bolda empati.
eski fbı ajanı joe navarro'nun profesyonel deneyimleri ile princeton üniversitesi'nde psikoloji eğitimi alan marvin karlins'in bilimsel çalışmalarını birleştiren oldukça faydalı olduğuna inandığım bir kişisel gelişim kitabı. insanların aslında hareketleri ile ne söylemek istediklerini anlamak adına oldukça yararlı bir kitap.
yalan söylemeyen dildir aynı zamanda.
recep beyin nadir iyi becerebildiği olaylardan biridir.
beynin limbik sistem denilen bölümün sorumlu olduğu dil bu yüzden yalan veya sahte olması mümkün değil.
bedeni olan herkesin dilidir beden dili.
kişiler konuşmasalar da bizlere bu şekilde ip uçları verebilirler. mimiklerle, gözlerle yani her şekilde. kendini sır gibi saklamak istese de beden dili ele verir. kişi yaptığı hareket ve bakışların anlamını bilmese bile yine de bu hareketlerin karşıya bir ifade olarak iletildiğini her şekilde düşünebiliriz. son zamanlarda tüm siyasetçiler ve bir çok kişi bu sanatı öğrenme yoluna başvurmuşlardır. osmanlı zamanından süre gelen bir sanat olsa da son zamanlarda daha çok tanınıp yaygınlaşmıştır.
(bkz: lie to me)
(bkz: dil ötesi işlev)
iletişim sırasında sesli görüşmeyi tamamlayıcı hatta daha da önemli araçtır.
etkili ve başarılı konuşmak için en gerekli unsurlardan biri.
edit:imla.