Mücadele etmesi çok zor olan bir durumdur, ilişki yaşadığınız kişiyi gereksizce kendinizden itmenize sebep olabilir. Bu korku sebebiyle ayrılıklar ardı ardına dizilir. Birine bağlanmak zayıflık gibi gelir. Güven eksikliği de olabilir. Kafalar karışıktır, mevzular derindir, boğulursunuz.
Issız Adam sendromu.. şu triplerde olan kadın erkek farketmez, katlanamıyorum.Her zaman seni üzecek birileri olacak. Her zaman elde ettiğin, elde edildiğin Zaman eskisi gibi olmayacak hiçbir şey. Tek yapmamız gereken; sevginin bize vadettiklerine güvenmeyi sürdürmek, ama kime ikinci defa güveneceğimizi de iyi seçmek. Ve beklemek. Zamanın çözemeyeceği hiçbir şey yok.
Bu korkunun temelinde yatan şeyler bazen geçmiş zamanda yaşanan durumlar; sevdiklerinden kopmak, yalnız kalmak gibi bir takım sebeplerdir. Bu kişiler en umursamaz insan modeli gibi gözükseler bile en hisli insanlardır aslında. Sevin onları.
Bir kadın arkadaşımın efsane tespitini yazacağım buraya. Bağlanma korkusu olan erkek kediye benzer, gel seveyim cici kedi dersin, kucağına alırsın kaçar gider. Yürü git pis kedi diye düşünürken gelir kucağına yatar. Yüz vermeyin böylelerine çok fazla. Sonra korkup kaçıyorlar.
Efsane şarkı aşk her şeyi affeder mi'Ye de konu olmuştur. Zordur vesselam. Canınızın yanacağını bile bile bağlanmanın korkusudur. Tecrübe etmeyen liseliler bilemez tabi.
dogru kisiyle karsilasilmadiginin gostergesidir. gun olur biri gelir, her sey degisir. ne uzuntu kalir ne de baglanma korkusu. sadece beklemek gerekir.
bir erkeğe bağlanmaktan korkmak; kadının geçmişinin kötü olduğu anlamına gelmez. kadın genç ve tazedir tekdüze ve klasik yaşamak istemez. bu yüzden bazen sevişmez. bağlanmaktan korkar çünkü. kadın bu işte. her şeyden korkar ve kaçar.
duygusal olarak kullanılmama sebep. hayatımdaki sevgilimsinin fobik şeysi.
sevgilim gibi davranır; beni sever, sahiplenir ama ben adını koyalım bunun diyince arazi olur. ilişkinin ciddiyeti bir türlü masaya yatırılamaz.
yaşanılan 'şey' piçtir, ortada kalmıştır.
bir insanı ne tam anlamıyla sevmenize, ne de onun hayatından defolup gitmenize izin vermeyen korkudur. bir yandan sevmeyi zayıflık olarak gören bünyeniz, diğer yandan tüm bu zayıflıklarına destek olacak birini arar yanınızda. can yakarsınız her gel-git ile. karşınızda eli kolu bağlı biri durur. gözlerinin mavisi yeşile dönmeye yüz tutmuş soğuk yosunlarla. gözleri her an kızarık, yüzü hergün bir öncekinden daha da solgun. omuzları, sırtına yüklediğiniz ağır aşk ile her geçen gün daha da aşağıda. elleri eskisinden daha çatlak. her zamankinden daha çok boş vermiş kendini. hayatının renkleri pastele çalan insanlar yaratırsınız. vampir gibi tüm kanını sömürürsünüz.
bir yanınız der ki; "yaptığın tüm salaklıklara rağmen yanında olan insan o. bu insanı nasıl kaybetmeyi göze alırsın? bak, yine gidiyorsun diye gözlerinden dökülüyor yaşlar. sevdiğin insan neredeee şuan karşında gördüğün insan nerede. onu bu hale sen getirdin"
ama diğer yanınız der ki; "bitecek birgün. gün gelecek ve o da çekip gidecek daha öncekiler gibi. artık annenle bile yakın değilsin. o bile ayırdı seni koynundan dişlerin çıktığından beri. hem, hem ne gerek var bir sorumluluğa hayatında? sonun yok! başlangıcın oldu, tamam ama o bir hataydı artık daha da uzatma. sonun yok!"
işte o geride bıraktığınız insan yine soyar tüm bedenini ve ağlaya ağlaya, bağıra bağıra, kızgın demirle dağlar gibi yeniden acımadan bıraktığınız dudak izlerinizi kazır teninden. ve yine aynı şarkı çınlar kulaklarınızda;
"ardına bile bakmadan bu kaçıncı gidişin? göz göre göre her halini kabullenişim...
giydiğim hüküm hasret, cezam mühebbet. meçhulu ben, faili sen.
temize çektiğim telefon defterimden,
yepyeni bir hayat mıdır beklediğim?
kendimi kaybettiğim asmalı'nın sokakları kadar dar yüreğim...
hayır, hayır ! gözyaşlarım değil onlar. yokluğunda hayallerim yüzmeyi öğreniyorlar.
hayır, hayır! gözyaşlarım değil onlar. ellerimdeki kir, içim dışım bir...
gözyaşlarım değil onlar."
bağlancağın kişiye göre değişmelidir. karşındakiyle ilgili terddütler ya da yaşadığın sevimsiz tecrübeler varsa sanırım korkuya sebep bunlar olmaktadır. o halde yersiz değildir. doğru bir tutumdur.