Şimdi bazı insanların o kadar çok boş vakti var ki, geçiyor sözlüğün başına, ölümüne stalk. Oytun'un 00.00'da anın görüntüsü atmasından daha hızlı eksi veriyor. Bir meşgale bulmaları temennisiyle.
Bazı insanlar kırmızı oje gibi. Sürerken çok mutlu oluyorsun sonra ellerini güzel gösteriyor yine mutlu oluyorsun seviyorsun ama çok çabuk bozuluyor. Ondan sonra da silmeye çalışıyorsun ama tam silemiyorsun da. Kenarlarında izi kalıyor ojenin. O da zamanla birkaç güne geçiyor ancak. Sonra söz veriyorsun kendine bi süre sürmeyeceğim diye ama dayanamıyorsun yine sürüyorsun.
Kimsenin yüzüne 'sen haksızsın' diye haykıramayıp bizim kulağımıza 'sen haklısın' diye fısıldayan yavşaklar da bizim bazı insanlarımız, evet ne yazık ki...
bazı insanlar hiç bir zaman mutlu olamaz. olamaz evet. dünyaya geldiğine, doğduğuna, yaşadığına, gördüklerine, hissettiklerine, yaşayış şekline kadar her şeye şikayet eder. şikayet etmesinin nedeni ne? kaybetmek. kaybetmenin sonucu da mutsuzluk;
insan mutlu ola ki hayattan zevk almalı. hayatta mutluluktan başka ne var ki önemli olan. sahte gülüşlerle yaşamışsın önemi var mı dünyanın. dış görünüşün pırlanta gibi parlasa da, var mı onun değeri? içini kemiren o kötü hisler, duygular, lanet olası pis düşünceler. hiç bir zaman kelimelere yer verilmeyen bu duyguları nasıl ağza alabilecek bir insan. içimizde birike birike ne olacak bu duygular. kendimize eziyet etmekten başka ne işe yarar ki.
neden bir şeyi elimizde tutamıyoruz. neden hep kaybeden oluyoruz? elimizde tutmaya çalışsak bile, her türlü olanakları kullansak bile elimizde tutmayı neden beceremiyoruz? sorunumuz nerde. neden hep kaybeden insan biz oluyoruz. bazı insanlar dışarıda gülüp eğlenirken, mutlu olurken biz niye mutsuz oluyoruz, sahte gülüşlerle daha ne kadar dayanabileceğiz. biz ne zaman kazanacağız? ne zaman...