turgenyev'in babalar ve oğullar kitabının ana karakteridir. nihilist bir tıp öğrencisidir. kitabın sonunda beklenmedik bir şekilde tifodan ölür. kitap olaylardan ziyade karakter analizleri üzerinden akmaktadır. gizli dinlemeler, geçmiş hikayeler ve diyaloglar bol miktarda mevcuttur. ayrıca yazar bu karakterden ötürü eleştiri almıştır. dostoyevski'nin raskolnikov karakteriyle boy ölçüşmesi tartışmaya açıktır ama sıradışılığı ile akıllara kazınacak bir karakterdir.
4-5 yıl önce okuduğum eserin baş kahramanı. normalde roman karakterlerini hatırlamamam ama bu ibne aklımda nasıl yer ettiyse ismini sol frame de görür görmez "vay hiççi piç" dedim kendi kendime. evett oymuş. kuşaklar arası anlaşmazlığı, çatışmayı ve bir nesli etkileyen hiç bir şeye inanmama akımını en güzel anlatan tugenyev(hatırladığım kadarıyla) eseri.
ergenliğimde okumuştum babalar ve oğulları. o kadar etkilenmiştim ki bu adamdan. adını sayıklar haldeydim. bana çok şey öğretti. olsaydı da yeseydik. gerçi yedirmezdi.
--spoiler--
kendi tarzıyla aşık olması o kadar bambaşkaydı ki, ölümü beni çok etkilemişti.
--spoiler--
-sen hiç karını dövdün mü? diye sorar arabacıya.
+eh arada sırada döveriz.
-peki hiç karınızdan dayak yediniz mi?
+eh efendi olur mu öyle şey!
-işte arkadiy biz kadınlardan dayak yedik oysa şu köylüye karınızdan hiç dayak yedin mi diye sorduğumda nasıl bozuluyor. okumuş insanların kaderidir bu.
doğa bilimlerine inanmasına rağmen nasıl nihilist olarak anıldığına anlam veremediğim babalar ve oğullar karakteri. bazarov tam anlamıyla pozitivisttir. yükseltilen değerlerle dalga geçmesi, onları alçaltması bazarov'u nihilist yapmaz. bazarov bilime koşulsuz inanıyor ve nihilizmin tanımı Bir nihilist ne kadar saygı gösterilirse gösterilsin hiçbir inanç ilkesini kabul etmeyen kişidir. şeklinde yapılıyor. bilime bu koşulsuz inanç bazarov'u haliyle çelişkiye sokuyor.
raskolnikov karakterine çok benzeyen karakter. hiç bir şeye inanmaması gerçekten ilginçtir.
ve yakışıklı olması kadınları kendine bağlıyor.
gerçekten en iyi ikinci roman kahramanıdır.
kendisi çok acımasız olduğuda unutulmamalıdır.
--spoiler--
-Şöyle düşünüyorum: Bak, şu saman yığınının yanında uzanmış yatıyorum... işgal ettiğim yer öylesine küçücük, evrende bulunmadığım ve umurunda bile olmadığım alanın yanında öylesine ufacık, yok sayılacak kadar küçük ki... ve yaşayacağım zaman dilimi benim bulunmadığım ve bulunmayacağım sonsuz zamanın yanında öyle az ki... Oysa bu atomun, bu matematiksel noktanın içinde kan dolaşıyor, bir beyin çalışıyor, birtakım istekleri var... Ne kepazelik! Ne saçmalık!
-...Annemle babam kendilerini işlerinde öylesine kaptırmışlar ki, hiçliklerini akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar, umurlarında değil... ama ben... ben yalnızca can sıkıntısı ve öfke duyuyorum...
--spoiler--
patavatsız herifin tekidir. tak diye yaşlılara laf söyler, ne anasına saygısı vardır ne babasına, hiç bi' şeye de inanmaz bu abimiz. Arkadi gibi tertemiz çocuğuda kendine benzetti.
--spoiler--
ailem, hayat ile o kadar meşgul ki, kendi anlamsızlıklarını bile önemsemez hale gelmişler, hiç ama hiç umurlarında değil... ben ise... sadece sıkıntı ve öfke hissediyorum..
--spoiler--
--spoiler--
bir insan dünyanın nasıl döndüğünü anlayabilir, çiçeklerin nasıl açtığını, rüzgarın esişini. hepsini anlayabilir. ama asla bir insanın burnunu neden kendisi gibi silmediğini anlayamaz..
--spoiler--
arkadi'yi şiddetle kıskanmama sebep olan, en var olsun istediğim hayali kişilik.