çok güzel olandır. kafa dinlemektir.
(hiç iyi değilim ada. seni hiç unutmadım. hasss. nerden cikti bu lan. neyse siktir et. hiç iyi bişey değil lan. eskiden ne güzeldi halbuki dudaklarımız el öpmekten mikrop kapar, 5 lira harçlık almak için yağ manyağı yapardık. ama noldu. biz büyüdük ve sona erdi güzel günler.)
en güzel şey. bayramda gelen gidenle uğraş, sofra kur, topla. çay getir götür. hah tamam artık çay içmicekler şimdi kalkarlar deyip umutlandığında, annenin aşırı ısrarı nedeniyle bir çay daha içmeye karar verirler ve sohbet yine başlar , bu sefer akşam yemeğe de kalın sözünü duyarsınız annenizin ağzından. bir hışımla istemsiz annenize döner kafanız ama anne, cafelerde bilinçli bir şekilde gözünü kaçıran garson edasıyla hiç oralı olmaz. yine iş başa düşer çaresiz, getir götür le bir bayram daha sona erer.
yıllarca saçmasapan akraba ziyaretlerinde bulunmuş, sabahın köründe el öpmeye gidip akşama kadar ailenin sohbetlerini dinlemiş biri için en güzel şeydir. akrabalara birer telefon edilir halleri hatırları sorulur. korkunov'dan bayramlık çikolata sipariş edilir, evde bayram havası estirilmeye çalışılır.
bünyede garip bir hüzne sebebiyet verecek hazin durum.
herkes bayramda sevdikleriyle, mutlu, mesut, bahtiyar gülüp eglenirken, sen tek başına, kimsesiz, boynu bükük, acıların çocugu modunda, barış manço dan, 'bugün bayram erken kalkın çocuklar' şarkısını dinleyeceksin, kapını çalan olmayacak, odanda bir sessizlik, gözlerin dolacak usulca, sonra söveceksin hayata... yok lan yok şaka yaptım, o kadar da degil, tabii ki sözlüğe gireceksin ve yalnız olmadıgını anlayacaksın.