Batılılaşmayı doğru anlayanların da ne işe yaradığını bilmediği, tehlikeli olduğunu bilmeyerek batılılaşmaya çalıştıklarını gördüğünüz zaman, yanlış anlayanlarla uğraşmaya bile değmez denebilecek aciz kitledir.
Aldıklarımıza bakarsak, mini etek, saç sakal stili, daha iyi nasıl sevişilir, daha karizma nasıl olunur diye uzar gider. Bi otomobil üretelim diyen yok.
kadınları sünnet etmek, çuval gibi çarşafı giyip gezmek, kadını eve kapatmak, bir erkekle konuşurken görülen kız kardeşi dövmek, farklı inanca mensup olduğu için insanların evini işaretlemek, yakmak...
özellikle ergenler ve gençler sapkın bir hayat yaşamaya çalışarak kendilerini batılı gibi görürler. bunlar onların amerikalı ünlülerin yaşam tarzlarını batılılaşma olarak gördükleri içindir.
eksik bir tanımlamadır. zira, türkiye ya da türkler batılılaşmayı yanlış anlamamıştır. ama nilüfer göle'nin çok güzel şekilde ifade ettiği üzere, aşırı batılılaşma/modernleşme eğilimi içinde olmuştur. kısaca özetlemek gerekirse, bu, batı'nın bile toplumsal yaşamı içine entegre etmediği modern uygulamaları/reformları uygulamaya çalışmaktır.
batılılaşmak ne amerikada ki "college party" kavramını ülkemize getirmek nede kara çarşafları yırtmaktır. Batılılaşmak insanın kendine yakışanı giymesidir.
efendiler!!
avrupa'nın bütün ilerlemesine,
yükselmesine ve medenileşmesine karşılık
Türkiye tam tersine gerilemiş ve
düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.
artık vaziyeti düzeltmek için
mutlaka avrupadan nasihat almak,
bütün işleri avrupa'nın emellerine göre yapmak
bütün dersleri avrupadan almak gibi
bir takım zihniyetler belirdi.
habuki,
hangi istiklal vardır ki,
ecnebilerin nasihatlariyle,
ecnebilerin planlarıyla yükselsin?
tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!...