baskın oran

entry270 galeri1 video1
    45.
  1. başka türlü bir seçim kampanyası mümkün şiarıyla meclise gireceğini umut ettiğimiz hocamız.

    --spoiler--
    http://baskinoran.blogcu.com
    --spoiler--
    1 ...
  2. 44.
  3. neden aday oldugunu açıkladığı video için;



    (bkz: ezber bozmak)
    4 ...
  4. 43.
  5. 1990'ların ortasına kadar Yunanistan'ın Lozan ihlallerini ve Batı Trakya Türkleri'ne uygulanan insan hakları ihlallerini incelerken, 90'ların ortasından sonra Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri'ne süper haklar verdiğini ileri sürerek çalışmalarını Türkiye'nin Lozan ihlallerine ve azınlıklara odaklamıştır.
    2 ...
  6. 42.
  7. adaylık hikayesi:

    "Bendeniz, Baskın Oran. Sadece hoca oldum. Siyasetçilik yapmadım, yapmaya niyetim yok. Hiçbir partiden değilim, olanlara girmeye niyetim yok.

    Dostlar aradılar, Sol'da Bağımsız Ortak Aday tek çare dediler. Helal olsun dedim. Kurtuluş budur dedim. Bir ay sonra aradılar, senin adın öne çıkıyor, kabul et dediler. Sarsıldım. Ürktüm. Varolun dedim. Onur duydum. Kabul ettim. istanbul'dan aday oldum.

    Türkiye'de hukuk hak götüre. Dışlanan, ezilen, horlanan; sesi kesilen, önü kesilen, en fenası umudu kesilen milyonlar var. Buna bir de demokrasi diyorlar.

    Erkekler, erki kadınlarla paylaşmaya yanaşmıyor. Devlet yurttaşına, gencine güvenmiyor. Ordu, tahakkümü sürdürüyor. Hukuka silah gösteriyor. Silahlı konuşursa, silahsız konuşamaz. Başka silahlı konuşur.

    Kürtlerin farklılığına tepkililer. Ama Çerkes ve Lazların farklılıkları bile batıyor bunlara. Müslüman olmayanlar vatandaştan sayılmıyor. Alevilere Sünnilik ezberletiliyor. Eşcinseller, travestiler; onlar zaten yaşamasa daha iyi.

    işçi sendikasız. Çalışan güvencesiz. Hem iş bulamayan yoksulların, hem de çalışan yoksulların sayısı artıyor. Kâr eden işletmeleri satıp parasını savurmaya neo-liberalizm diyorlar. Neo-liberal olmak marifet oldu.

    Ah, 1 Mart Tezkeresini niye geçirmedik! diyorlar. Ezilenin-dışlananın sesi Meclis'te çınlamalı. Bu ses, Kamu Vicdanının Sesi diye anılmalı.

    Bu ses şimdi sokaklardan geliyor. Bir de Meclis'ten yükselirse Toplumun, Solun, Demokratların üzerine 12 Eylül'de atılmış ölü toprağını silkeleriz artık.

    Benim için aday olma hikayesi budur. Bu işin kitabı yoktur. Onu, adım adım, birlikte yazacağız. Çocuklara, torunlara bırakacağız."

    kaynak: http://www.baskinoran.net
    3 ...
  8. 41.
  9. "Sokakta çalışan çocuklar, Güneydoğu'da boşaltılan köylerden göç eden Kürt ailelerinin yoksulluğunu ve mağduriyetini yüzümüze çarpıyor. Hiçbir sosyal güvence olmadan yerlerinden edilmiş insanların acılarına devlet yıllardır duyarsız kaldı. Bir an önce bu durum düzeltilmelidir.

    Kuzey Irak'a, ABD ve oradaki Kürtlerin desteğiyle 27 defa operasyon yapıldı; bir sonuç alınamadı. 27 yıldır Güneydoğu'da şiddet ve çatışma hüküm sürüyor. Bu sorun, askeri yöntemlerle ve özgürlükleri kısıtlayarak çözülemez. Sivil ve barışçı bir yaklaşım gereklidir.

    insan onurunu koruyan, sosyal ve siyasi hakları güçlendiren hamlelere ihtiyaç var. Şiddet ve terör ortamı böyle engellenir.

    Yerel yönetimler düzeyinde çok dillilik ve kültürel hakların tanınması Kürt vatandaşlarımız için temel önemdedir.

    Birbirimizin acılarını ve kaygılarını anlamalıyız. Silah, tehdit ve şiddetle sorunların çözülemeyeceği acı deneyimlerimizle anlaşılmıştır."

    kaynak: http://www.baskinoran.net
    2 ...
  10. 40.
  11. "Türkiye'de farklı diller konuşan, farklı dinlere, farklı mezheplere, farklı kültürlere mensup insanlar yaşar. Gerçek demokrasiler onların bir arada yaşamasına imkân sağlar.

    Ne kendi vatandaşımızla çatışmak ne de başka ülkelerle savaşmak istiyoruz!

    Vatandaşları birbirine düşman eden zihniyeti reddediyoruz.

    Dışlanmış ve ezilmiş toplumsal kesimleri bu durumdan kurtarmak için daha fazla hak ve imkân sağlanmalıdır.

    Türk Kürt'ü, Kürt Ermeni';yi, Ermeni Roman'ı, Roman Çerkez'i, Çerkez Alevi'yi, Alevi işsizi, işsiz eşcinseli savunacak. Hedef budur! "

    kaynak: http://www.baskinoran.net
    3 ...
  12. 39.
  13. "Devlet, vatandaşların farklı kimlikleri olduğu kabul etmelidir. Barış ve kardeşlik bu yolla sağlanır.

    Gerçek demokrasilerde vatandaşlar etnik kimliklerini gizlemek zorunda kalmadan eşit olarak yaşar. Ne yazık ki Türkiye'de bugün milyonlarca vatandaşımız anadillerini ve kültürlerini geliştirme hakkından mahrumdur.

    Gerçek laik düzende din ve mezhep farkları vatandaşların eşitliğini hiçbir şekilde etkilemez. Ne yazık ki Türkiye'de gayrimüslim vatandaşlarımız yabancı veya misafir muamelesi görmektedir. Alevi kimliği dışlanmaktadır. Türkiye gerçek anlamda laik değildir.

    Çağdaş demokrasilerde kadınlar, karar organlarına eşit oranda katılırlar; erkek eline bakmazlar.

    Eşcinsellere ayrımcılık yapılmaz; travestiler kamu yaşamından dışlanmaz. "

    kaynak:http://www.baskinoran.net
    4 ...
  14. 38.
  15. dusuncelerinin bircoguna katilmasam da milletvekili olmasini cani gonulden destekledigim, saygideger bir akademisyen. dtp'nin sirf kurt olmadigi icin onu desteklemeyip karsisina aday cikarmasi dikkate deger.
    1 ...
  16. 37.
  17. 36.
  18. neredeyse piyasadaki bilumum sözlükler tayfasının ortak adayıdır.
    0 ...
  19. 35.
  20. bagimsiz adaylari destekledigini belirten dtp'nin istanbul 2. bölge adayi 1. siradan destekledigi baskin oran yerine baska birisini aday göstermesi baskin oran'a yapilan bir saygisizliktir. baskin oran bu ülkenin en degerleri prof.lerinden birisi oldugunu bilmeyen yoktur sanirim her türlü insan onun degerli bir insan oldugu kabul etmektedir. umarim meclis catisi altinda ülkemize gercek insan kriterinin gelmesine faydasi olacaktir.
    0 ...
  21. 34.
  22. an itibariyle skyturk kanalında bağımsız aday olma gerekçelerini açıklamaktadır.
    1 ...
  23. 33.
  24. 10 haziran 2007 tarihli radikal iki'de yazdığı "ezber boz ve tutarlı ol" başlıklı yazıyla gönüllerimizi bir kez daha fethederek, mecliste özlem duyduğumuz dürüst ve tutarlı bir sesi olacağını gösteren bağımsız adayımız;

    Yazı şöyle:

    "Ben ezilmişlerin ve dışlanmışların sesini Meclis'e taşıyacağım" diyorsun, soruyorlar: "Tek başına veya birkaç kişiyle Meclis'te ne yapabilirsin?" Diyorlar: "Hadi seçildin. Konuşamazsın bile. iç tüzüğe göre bağımsızlar kürsünün yolunu bile bulamaz."

    Kürsüye çıkartmazlarsa hatrım kalır. Geçerim yan odaya, basın toplantısı yaparım. "içeride şunları şunları söyleyecektim, söyletmediler, yazın" derim. Üstelik, benden başka bir sürü bağımsız girecek. Vitrin olsun diye benim kafa dengim bir sürü aday da listelerde.

    Kaldı ki, bir tek kişi dahi gündemi değiştirmeye kâfi çünkü önemli olan "ezber bozmak". Bugüne kadar, 1965'te Türkiye işçi Partisi hariç, Meclis'te ezber hiç bozulmadı; sonuç da malum. Sadece bunu yapsak memlekete büyük hizmettir. Vallahi tarihe geçer.

    Bütün parti liderleri tek ses: "Kuzey Irak'a girelim, terörü yuvasında temizleyelim." Bozacaksın: "Senin korkun PKK değil, Kürdistan'ın kurulması. 1923'ten beri doğunda ve güneyinde bir düzine devlet kuruldu, korkmadın. Şimdi korkuyorsun çünkü kendi Kürtlerini mutlu edemediğini biliyorsun ve oraya meyletmelerinden korkuyorsun. O zaman otur, onları mutlu etmeyi dene. Kürtçe türkü söylenmesine bile engel olan zihniyeti artık itlaf et. Irak meselesi dış değil iç politika sorunudur."

    Bağırıyorlar: "Laiklik elden gidiyor."

    Bozacaksın: "insanları aldatma. Kasaba Sermayesi yeni burjuvazi biçiminde aşağıdan bastırıyor, güneşin altında yer istiyor, sense iktidarına ortak istemiyorsun. Bu insanların kasabalı olmalarından gelen din tutkularını ve çeşitli saçmalıklarını kullanıp bu sınıf kavgasını şeriat tehlikesi gibi sunmaya ve insanları korkutmaya kalkışma. Bu kavga laikçi-dinci kavgası değildir."

    Yalnız, ezberleri bozmanın bir önkoşulu var: Tutarlı olmak. Karşındakinin ezberini bozup kendi yandaşınınkine dokunmamak fena geri teper. Örnekler verelim.

    Türk milliyetçiliğini kıyasıya eleştireceksin. "Türk" teriminin üst-kimlik olarak kullanılmasının resmen bölücü olduğunu ilan edeceksin. Çarpılacaklar. Anlatacaksın: Bu memlekette kendini Türk olarak nitelemeyen milyonlarca Türkiyeli var; onları zorla mı Türk yapacaksın? Nereye kadar zorlarsın? işkenceye? Devam edeceksin: Genelkurmay'ın e-muhtırasının sonuna zımbalanmış "Ne Mutlu Türküm Diyene anlayışına karşı çıkan herkes düşmandır ve öyle kalacaktır" cümlesi bölücülüğün en önde gidenidir, diyeceksin.

    Ama arkasından, Kürt milliyetçiliğini ele alacaksın. "Ezen ulus milliyetçiliği"nin kötü, "Ezilen ulus milliyetçiliği"nin ise iyi olduğuna şiddetle itiraz edeceksin ve hemen israil'i örnek vereceksin. Diyeceksin ki bu insanların milliyetçiliği bu devletin kurulduğu 14 Mayıs 1948'e kadar ezilen türündendi çünkü dünyanın eziyetini gördü. Ama 15 Mayıs'tan itibaren ezen türe dönüştü çünkü Filistinlilere eziyete başladı. Bana bunu bir izah et, diyeceksin.

    Devam edeceksin: Ben azınlık değil, "esas ve kurucu unsur"um diyorsun. Bu durumda Türkler ve Kürtler dışındakiler ikincil unsur mu oluyor? Bu nasıl eşitlikçilik? Biz "Beyaz Türkler"in esas ve kurucu unsurluğunu reddediyoruz, şimdi de Beyaz Kürtler mi çıkıyor? Kurtuluş Savaşı'nda hem cephede hem Meclis'te mücadele veren Çerkesler ne olacak mesela? Varlık Vergisi gibi uygulamalarla perişan edilmeden önce Osmanlı'nın ve Cumhuriyet'in tek girişimci grubu olarak ekonomiyi ayakta tutan gayrimüslimler ne olacak?

    Şiddet kullanımı. Yalnızca taraflardan birini eleştirmekle yetinemezsin; yetinirsen inandırıcılığın sıfırlanır. Diyeceksin ki ben şiddet kullanımına A'dan Z'ye karşıyım. Kim kullanırsa kullansın. Kim başlatmış olursa olsun. Çünkü sen başlattın yok ben başlatmadım'ın sonu gelmez.

    Örnekler o kadar çok ki, bu haftaki Radikal iki'yi bana tahsis etseler yetmez. Türban denilen olayı alın. Bir taraf üniversiteye sokmam, diğer taraf ise girerim diyor. Üniversitelinin giyimine karışmak isteyene medeni ülkelerde deli derler; bu azgelişmişliğe mahsus bir "durum"dur. "Sokmam" diyenlerin üniversiteye başörtüsüz sokmayan iran'dan farkları yoktur. Bütün dertleri, laikliği "laikçilik" haline dönüştürerek kitlelere tahakküm etmektir. Sorarsanız kendilerine, kamu alanlarında başörtüsü olmaz, diyeceklerdir. Hemen ezberini bozacaksın: Sokak kamu alanı değil mi kardeşim, dolaşanları da eve tık. Hemen düzeltecekler: Resmî daireler. Onu da bozacaksın: O zaman PTT'lere pul almaya giden başörtülü kadınları niye sokuyorsun?

    Basın toplantısında, temsil ettiğimizi iddia ettiğim kategoriler arasında Müslüman kızları da saydım. Bazıları şaşırdı. Çok basit: Onlar da korumasız. Çünkü dincilerin onları koruması onlara zarar veriyor; onları ancak benim gibi solda bağımsız adaylar savunabilir. En az iki sebepten: 1) Dinciler üniversite hocasının da türban takmasını savunuyor. Oysa burada bir ayrım şart: Hizmet alan-hizmet veren ayrımı. Birincisi istediğini takar, ikincisi takamaz çünkü devleti temsil etmektedir. 2) Dinciler benim öğrencilerimin mini etek giyme hakkını savunmuyor. Hatta, benim rakımı yasaklıyor. Yani tutarsız bu insanlar. inandırıcı değiller. Kendi insanına zararlı olurlar çünkü "laikçiler"e korku malzemesi veriyorlar.

    Gelelim Çankaya'ya. Cumhurbaşkanı Sezer, başını örten milletvekili eşlerini resepsiyonlara çağırmadı. Ben o zaman milletvekili olsaydım, bana gelen davetiyeyi medya önünde yırtardım. O gücü nereden alırdım efendim? Solda bağımsız oluşumdan. Ama bir de şuradan: insanlar bilirdi ki başka bir cumhurbaşkanı gelir de Çankaya kabullerinde içki servisi yaptırmazsa, ben o resepsiyonu o anda terk ederim ve çıkış kapısında medyaya demeç vererek o cumhurbaşkanının beni bir daha çağırmamasını "hassaten rica" ederim. Ancak tutarlı olursan inandırıcı olursun ve gerek yandaşlarına gerekse memlekete hizmet edebilirsin.

    Basın toplantısında ezilen-dışlanan kimlikleri sıralarken "cinsel kimlikler" kategorisinde kadınları, eşcinselleri, travestileri saydım. Yarın feministler kalksa, efendim nasıl bizi eşcinseller ve travestilerle bir kefeye koyarsınız diye protesto etse, ben büyük bir mutlulukla temsiline soyunduğum feministlere muazzam tepki gösteririm. Çünkü ezilmiş-dışlanmış bir grubun başka (hatta, kendisinden daha ezilmiş-dışlanmış) bir gruba yukarıdan bakması, ona karşı ayrımcılık yapması feci bir şey. Bu iticiliği teşhir ettiğiniz zaman içlerinden bazıları kızar, fakat büyük çoğunluğu takdir eder ve sonunda hepsi destek verir. Çünkü davranışınız "tutarlı"dır. Tutarlılık her şeydir. Soyadımızdır.

    Maalesef, bu hayalî durumun gerçek hayatta gerçekleşen örnekleri var. Bu düzen öyle bir düzen ki, en ezilmiş-dışlanmışları bile kendi kategorilerine yabancılaştırabiliyor. Onlar da kendilerinden başkasını dikkate almamak, sadece kendilerini kurtarmak eğilimine girebiliyorlar. Bazı Aleviler sadece Alevilerin, bazı Kürtler sadece Kürtlerin aday gösterilmesini isteyebiliyorlar. Yani, kendilerine karşı yapılan ayrımcılığın hem kurbanı hem aleti oluyorlar.

    Bu, intihar. intihar serbest, ama kendi camialarını ve Türkiye'yi yaralamaları serbest değil. Sakın kimse sadece kendini kurtarmaya kalkmasın. Hele, bunun için diğerlerinin omzuna basmaya ise, asla. Açıkdenizde değiliz; tutarlılık sayesinde fevkalade özgün bir yöntemi santim santim inşa ettiğimiz Türkiye'deyiz. Lütfen bozmayalım. Türk Kürt'ü, Kürt Ermeni'yi, Ermeni Çingene'yi, Çingene Çerkes'i, Çerkes işsizi, işsiz kadınları, kadınlar Alevi'yi, Alevi eşcinselleri savunacak, vs. vs.. Hedef budur.
    3 ...
  25. 32.
  26. milletvekilimiz olabilmesi için bölgesinde geçerli oyların yüzde 3.5 kadarını alması yeterli olacak bağımsız aday. "Birbirine benzeyen kalantor beyler ve hanımların arasında aslolanı işaret eden, kaçak gündemlere set çeken, sesi çalınmışlara ses olan hayatımızın kalitesini artıracak olan birkaç kişiden biri."*
    4 ...
  27. 31.
  28. bağımsız milletvekili adayıdır. evet yanlış okumadınız bağımsız milletvekili adayı.
    eleştirenler vardır elbette eleştireceklerdir ama neye göre ve niçin eleştirmektedirler, eleştirilerinin dayanağı nedir bunu bir sorgulamak gerekir. baskın hocayı eleştirenler hangi bağımlı parti ve onun hangi bağımlı adaylarına oy verecektir. sanırım nereye bağımlı olduğunu tartışmayacağız. meclise girmesini canı gönülden istiyorum. belki o zaman öğrenilecektir nasıl muhalefet edilir, nasıl hak aranır. bu ülkeyi sevmek için bir yere yahut bir şeye bağlı olmak gerekmiyor.
    (bkz: kayıtsız sevmek)
    (bkz: karşılıksız sevmek)
    şimdiden başarılar hocam.
    2 ...
  29. 30.
  30. katiller, aşiret reisleri, susurlukçular, hatta sübyancılar bile meclise girdi. şimdi ise muhalif bir aydın meclise girme çabasında. alternatif bir ses yaratmak için . böğüren, küfreden, vatan millet sakarya deyip ceplerini dolduran çoğunluğa karşı vicdanı ve yüreği tertemiz bir adam. hadi vurun yerden yere çünkü sizin vekiliniz olamaz baskın oran.
    3 ...
  31. 29.
  32. milletin vekilliğine yakışan aydın insan. istabul 2. bölge bağımsız milletvekili adayı.
    1 ...
  33. 28.
  34. kavun kafalı yazarlarımızın bilip bilmeden bok attığı aydın.kapasitesi türkiyeye 2 beden büyük gelir.

    "Hiçbir partiden değilim, olanlara girmeye niyetim yok" diyerek hiç bir partinin güdümünde olmadığını söylemiştir.mevcut siyasi partilerin kendisine sıcak bakmamasından ötürü dtp yi meclise girmek için kullanacaktır. herzamanki sade uslubuyla gelene gidene ayar verecektir orası ayrı.merak etmeyin.

    adam daha meclise girmeden terörist bu diyen gerzeklerin helak olmadan biraz soluklanmasını ve vereceğim linki okumalarını önereceğim.gerci okumaktan aciz bok atarsınız ya neyse..

    (bkz: http://www.baskinoran.net/public/default.aspx?id=1)
    3 ...
  35. 27.
  36. adaylığını koymuş mülkiye hocasıdır. hedef oy kitlesini çingeneler, kürtler, başı kapalı üniversiteye giremeyen kızlar, travestiler vb gibi dışlanmış ezici çoğunluk olarak tanımlamıştır.
    2 ...
  37. 26.
  38. türkiyelilik kavramını ortaya atan ve niye ortaya attığı birkaç yıl sonra pkk'nın kendisini desteklemesiyle ortaya çıkan zat.
    4 ...
  39. 25.
  40. Türk değilim.
    Müslüman değilim.
    Laik değilim.

    Dedi ve Dtp desteğinin alır gibi oldu. Sonra bu adamdan vazgeçti Dtp. Onun yerine daha ... sını buldular çünkü. Her düşünceye saygı her her'e tamam..

    Olmadıklarını anladık hocaefendi.. Söyle sen nesin, diye e-posta attığım adam!
    7 ...
  41. 24.
  42. terör örgütünün desteğiyle seçimlere giren, ülkenin gözde bir fakültesinde yarının liderlerini yetiştiren* sözde bilim adamı.
    5 ...
  43. 23.
  44. seçimlere pkk'nın desteklediği bagımsız aday olarak girecek karanlık. (bkz: aydın)
    8 ...
  45. 22.
  46. 21.
  47. TBMM'de yıllardır söylenemeyen gerçekleri herkesi utandıra utandıra söyleyecek milletvekili adayımızdır. Bu ülkeyi ve insanlarını sevmektedir.

    "Meclis'teki bütün parti liderleri Kuzey Irak'a operasyon konusunda hem de seçim ortamında hemfikirken, orada 'ABD'liler, Kuzey Iraklı Kürtler 'gelin' dediğinde 30 kez operasyona gittiniz, ama temizleyemediniz. Şimdi mi temizleyeceksiniz? Türkiye sınırından Kandil Dağı'na 250 kilometre yol var. Kandil'e vardınız, dağı sarmak için 50 bin askere ihtiyaç var. Kayseri ve Diyarbakır havaalanlarının uzaklığı da 456 kilometre. Üstelik operasyonu neredeyse Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'yla ilan ettiniz. Orada kimse kalmaz" demiştir.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük