dünyadaki her şeyin kendi öz kokusu, akşam, alacakaranlıkta ince, uzun ve soluk, kendi gölgesi ve kendine özgü geleceği vardır. ve bütün bu geleceklerin toplamı, barıştır. doğanın yenilmez inadı, güneşin ölümsüz gidiş dönüşü, toprağın ürperen hareketsizliğidir, insanın tüm çabasının gerçek anlamıdır. * *
sozlugumuzun kadrolu caylagi * unvanini elinde tutan yazar.
uykusuzlugumdan faydalanarak beni laftan anlamayanlar sehrine yollamis, ardindan da hafizamin zayifligini bir kez daha gormemi saglamis, mutevazi beyefendi. **
canımın içi biricik kardeşim. bir yobazsavar lakin biraz faşo galiba olsun. çok severim bu da gelir geçer derim öperim. ne de olsa seri olarak öpüşebiliyorum. ahahaha
korkusuz mert yazar. bazıları gibi klavye delikanlısı değil gerçek hayatta da sözlükte yazdığı gibidir, klavye delikanlısı zannedip bulaştığınız takdirde, farklı bir kişiyle karşılaşabilrsiniz.
sadece yakıştıramadığım üç beş çapulcu yüzünden çaylak olması...
Değiş takke dünyasında, bugün böyle yarın kerim
Tutacağım dersin amma, birden boşalır ellerin
Kimi hayat bulur sende, kiminin de sevdasında
Bir güvercin kanadında, uçsan dört bir yana
Ele koz vermişler seni, gelecek yanlış dillerde
Gafil bunu bilmez lakin, barış açar gönüllerde
Zeytin dalın vermez oldu, güvercinim tekellerde
ismin yanık nağme olmuş, çoşar dillerde
Barış senin halin nice, tenhalarda resmin kalmış
Suya yazmışlar adını, damlalar düştükçe dalgalanır