efsanedir.
''arkadaşım eşek'' şarkısı hüzün verir.
cem karacayla sahne diyaloğu ve birbirlerine olan tevazulu yaklaşımları, tarzları topluma dayatılsa cemiyette hastalıklı kafaların azalmasına bile neden olur, bilen bilir.
adalar'a binmek için birazdan bineceğim adalar vapurunun ismi. hızlı hızlı yürüdüm iyi ki yetişmek için metrobüsten. otobüse belki trafik vardır diye binmedim.
türkiye tarihinde " sanatçı " unvanını hakkıyla alabilmiş nadir insanlardandır. hem karakteri hem sanatıyla türkiye ve dünyaya örnek olmuş efsane bir adamdı. değil 40, 100 yıl geçse bile gelmez barış gibisi.
tam 25 sene olmuş ondan ayrılalı. ama bu 25 sene içinde 25 dakika bile ayrı kalmadık ondan.
ne kadar şanslı bir nesiliz ki onunla büyüdük, pek çok şeyi ondan öğrendik.
ruhun şad olsun yeleli bozkurt...
DOMATES BiBER PATLICAN'IN HiKAYESi
Sene 1968 Barış Manço henüz 25 yaşında. Bir kızla tanışmış, çok sevmiş evlenme teklif edecekmiş, kızı evine çağırmış bir sürü hazırlık yapmış, ama cesaretini kolay kolay toplayamıyormuş. Öyle havadan sudan konuşmuşlar. ++
Barış Manço tam cesaretini toplamış lafa "Ben" diye girmiş, ama o da ne! Sokaktan geçen bir seyyar satıcı başlamış bağırmaya DOMATES BiBER PATLICAN! Bu sesten sonra zaten cesaretini zar zor toplayan Barış Manço dikkatini kaybetmiş, konuşamamış.
Kız da " senin gibi iki lafı bir araya getiremeyen bir adamla beraber olamam" demiş.
Barış Manço'da bu olaydan 20 yıl Domates biber patlıcan " şarkısını sonra çıkartmış. Şarkının sözleride aslında bu olayı anlatıyor.
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı.
Bu sesle sokaklar yankılandı Domates biber patlıcan
Keşke hislerimi sana açıkca
anlatabilseydim
Sana deli gibi aşık olduğumu
söyleyebilseydim Gözgöze geldiğimiz o anda sanki
Dilim tutuldu bir anda Konuşamadım karşında Oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim.
Senin için çarpan şu kalbi gör istemiştim Tam elini tutmak üzereyken Aşkımı itiraf edecekken
Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam........ BARIŞ MANÇO SAYGIYLA ..
moda semtinde antikalarla dolu köşkünde yaşam sürmüş, uzun saçları ile parmaklarındaki göz alıcı yüzükleriyle piyano çalmış, ömrünün yarısı belçika'da geçmiş olmasına rağmen bir anadolu halk ozanı gibi kendini kabul ettirmeyi başarmış merhum sanatçımız.
galatasaray lisesi mezunu olan civan delikanlı türk popunun efsanesi olup çıkmıştır. omzuna inen sırma saçları, birbirinden ilginç kıyafetlerini, ağzının iki yanından çenesine uzanan bıyıklarını kimse yadırgamaz olmuştur. yaptıkları asya'yı avrupa'ya bağlayan boğaz köprüsü gibi doğu ve batı sentezi olarak isimlendirildi.
yediden yetmişe milletin sevgilisi olarak geçti gitti bu dünyadan. memleketin ilk barış'ı olarak dünyaya geldi, eğlendirdi, eğitti, güldürdü, unutulmaz ve silinmeyen eserler ve hatıralar bıraktı, sonunda da ağlattı ve gitti. tek başına bir okul, ekol, akademi, hoca, güfteci, besteci, turizm ve dostluk elçisi, barış ve sevgi adamıydı. insanları kaynaştıran ve ortak noktada birleştiren bir vicdanın temsilcisiydi. gençliğin idolü, eğiticisi, öğreticisi, sağa sola sapmadan ülkeyi, milleti, devleti, ülke menfaatleri etrafında toplayan, onlara en güzel ve yerinde mesajları veren insandı.
başrol oynadığı ve tek sinema filmi olan; baba bizi eversene'yi ölüm yıldönümü anısına izlediğim büyük sanatçı.
1975 izmir'ini merak edenler için de güzel bir nostalji olabilir.