"benden okumak için kitap önermemi isteyenlerin kalbimi de istediklerini sanıyordum, hala da öyle!" diye yıllardır düşündüğümü yazıya dökmüş naif, sevimli adam.
" Her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir? "
Okumasi kolay ancak anlamasi zor olan ince ince bir suru kitabi vardir. Farkli bir usluba sahiptir. En bilinen eseri "bir sure yere paralel gittikten sonra"dir. Hakan gunday, emrah serbes okuyanlara tavsiye edilebilir.
yazdığı kitapların her sayfasında işaretlenecek, altı çizilecek, aa şunu araştırayım ya denilecek şeyler olan yazar. taklacı güvercinlerin takıntı esiri olduğunu yazmıştı, aklıma gelir üzülürüm hala. "aforizma modern insanın kullandığı bir ağrı kesicidir, hiç olmanın ağrısı dindirir." demişti sinek ısırıklarının müellifi'nde. kitaplarını okurken alttan alta hissettiğim duyguyu çok güzel açıklamıştı.
"..çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil! Her şey hatırlandığı gibi."
son sözü, aramızdaki en kısa mesafe kitabıyla hayranlığı kazandıran, okunması makbul, gözlem yeteneği yüksek yazardır.
"aile televizyon karşısında gerçekleştirilen toplu bir intihardır."
"yalnızlık mı? milyarlarca insanın adı geçiyor bu bahiste."
"liman bazı kadınlar için bir erkek ismidir."
okunması gereken yaşayan türk yazarlar listesine hızlı giriş yapmış yazardır.
iyidir hoştur, söylenmesi gerekeni duymayı beklemediğiniz de söyler.
bizim büyük çaresizliğimizi kitabı okumadan izlemeyin, benden size küçük bir tavsiye.
Çıkan bütün kitaplarini okuyan biri olarak " iyi " yorumunu yapabiliyorum rahatlıkla. Ama yetmez. Adını koyamadigim ama eksik oldugunu dusundugum bir şeyler var.
fotoğrafını ilk kez izafi dergisi'nin barış bıçakçı dosyasında görebildiğim yazar. bi süredir sapık gibi goodreads'te barış bıçakçı'nın kitaplarına verilen bütün rating ve reviewleri takip ediyorum. kimi insanların dizlerine tekme atmak istiyorum kitaplar hakkında yazdıkları şeyler yüzünden, kimi insanların yazdığı şeyleri okuyunca ise koşup sarılmak istiyorum o insanlara. sonra da koşup barış bıçakçı'ya sarılmak istiyorum.
keyif veriyor diyorum ama bakmayın öyle dediğime. benim aldığım keyif tamamen huzurlu hissetmekle ilgili.öyle yalın naif bir dili var ki barış bıçakçı'nın okurken kendinizi huzurlu hissedersiniz. sanki dokunuşuyla sizi kırmayacak tek insan oymuş gibi hissedersiniz içten içe.
hayatta en çok tanımak istediğim 3-5 insandan biri aynı zamanda kendisi. sokakta görüp tanıyacak olsam gider sıkı sıkı sarılırım gelin bir kahve yapayım, siz anlatın ben dinleyeyim derim galiba ama tanımıyorum malesef.
okuduktan sonra uzunca bir süre her sabah uyandığımda içimde şu yazdıklarını duyduğum güzel adam:
"her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?"
"her şeyin geçip gittiğine, yaşadıklarımızın geçmişte kaldığına kim inandırabilir bizi? anılarımızı avuç dolusu su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe yaramayacağına kim inandırabilir?"
lisede sınıf arkadasımdır.futbolcu olmak ısterdı lan yoksa oldu mu lan dıye tıkladım baslıga sonrasında yazarmıs bır ıkı satır yazısını okudum en yakın zamanda bır kıtabına ulasılmalı.
"Şimdi bozulmuştu, kurma düğmesi dönmüyordu. Zembereği kırılmış olabilirdi, durmadan başa dönmek yorar, metalleri de insanları da. Dörde on kalanın kesinliği de yol açmış olabilirdi zembereğinin kırılmasına, çünkü kesinlik de yorar." *
modern türk edebiyatının parlak isimlerinden biri olmaya namzet bir şahsiyet kendileri. kendini medya araçlarından soyutlamış olmasının nedenini popülerleşmeye karşı görüş sergilemesinden dolayı olabilir diye tahmin ediyorum. çünkü popülerlik üretimi kısırlaştıracak başlıca nedenler arasındadır. kendisine duyulan beklentiyi artırmamak adına da gizlenmiş olması muhtemeldir. ne yazması gerektiğinin değil ne yazmayı istediğinin bilincinde olan nadir yazarlarımız arasındadır. eğer ki okumadıysanız kütüphanenizin en güzel yerlerinden bir kısmını barış bey için ayırmanız gerekir.
Onu etkilemek için her şeyi, en alçakça şeyleri bile yapabilir, en süslü cümlelerle aklını karıştırabilirdim. Kavanozların kapağını kapatır gibi bir doğallıkla gelip beni öpmesi, ağzımı kapaması için. Beni sevmesi için..
gözlem denen şeyin anasını ağlatan göze sahip. mesela:
"nazlı, çocukken balık yedikten sonra ailecek ellerini mutfak lavabosunda pril ile yıkadıklarını anlattığında cemil derinden sarıldı. mutsuzluğun formülüyle bulaşık deterjanının formülünün aynı olduğunu ileri sürdü. evet haklısın mutsuzluk bulaşık deterjanıdır ve bazen de çamaşır deterjanı dedi nazlı" sinek ısırıklarının müellifi
mutfak lavabosu, deterjanla el yıkama, mutsuz kadın. al işte pıçakçı