#nuruosmaniye caddesinde bir dükkan ismi hem kuyumcu hem de halıcıdır kendileri,aynı zamanda kelime anlamı itibariyle şekilsiz inci olarak da bilinir...
barok, aslında katolik kilisesinin reform hareketlerine karşı başlattığı akımdır. bir anlamda kilisenin kendini yenileme çabasıdır. gotik dönem'in karanlık mimari yapısı yerine daha frapan daha görkemli ve tantanalı bir mimari yapıyı seçer kilise, kendini daha çekici hale getirmek için. yine bu amaçla, müzik alanında da gelişmeler yaşanır, oratoryolar, büyük kantatlar, zengin armonili dini eserler bestelenir. bu arayış zamanla bütün sanatlara yansır. ancak katolik kilisesi her zaman için öbür dünyadaki hayatı da önemsediğinden, bu eserlerin herbirinde ölüm teması da kendisini gösterir. örneğin çok zengin bir ziyafetin anlatıldığı bir tablonun arka planında ölümü simgeleyen bir kurukafayla karşılaşabiliriz. tüm bu yenilenmenin masrafları da henüz keşfedilen yeni dünya sayesinde karşılanmaktaydı... elbette tüm bunların haricinde, bu dönemin, engizisyonun en kuvvetlendiği dönem olduğunu da unutmamak gerekir...
barok mimarlık rönesansın katı kurallarına bir tepki olarak italya'da ortaya çıkmış ve 17. yy.'da ülkenin gözde üslubu olarak kalmıştır. barok, maniyerizmin daha zengin ve esnek bir izleyicisi olarak benimsenir. barokta organiklik vardır. yapı tek başına bir heykel olmayıp kentin düzenine uyan bir öğedir. rönesanstaki düz çizgilere karşılık barokta girinti çıkıntılar, cephelerde dalgalanmalar görülür. cepheler heykelsidir. bezeme düzeni, strüktürü tümüyle örter. barokta merdiven önemli bir öğedir ve yapılarda kıvrımlı, dairesel şekiller söz konusudur.
müzikte ise pek o kadar gösterişli olmamakla beraber, bugün klasik müzikle pek ilgilenmeyip, anlamayıp da klasik müziğin dinlendirici etkisinden bahsedenler genellikle bu çağlardan bahsetmektedirler. kompleks, karmaşık armonik düzenlere sahip, dev orkestralar için bestelenmiş bazı romantik dönem eserleri ve daha da sonraki dönemlarin çalışmaları barok'a göre çok daha yorucu gelir birçok kişiye. öyle ya, chopin dinleyip sakinliğini koruyabilmek, rachmaninoff eşliğinde huzur içinde çalışmak, brahms dinlerken dinlenmek diye bir şey olamaz.
yanilmiyorsam 1575 ile 1770 arasindaki sanat akimidir bu da demektir ki rönesansla klasizm sanat akimlarinin arasinda bulunur. benim bildigim edebiyatta moliere barok stilinde yazmistir.
avrupada 16 ve 17. yüzyıllarda ortaya çıkmış ama osmanlıya yüzyıl geç gelmiş sanat akımıdır. abartı ve süsleme ön plandadır. ne anlattığınız değil, ne kadar süsleyerek ve abartarak anlattığınız önemlidir. müzikte en önemli temsilcisi vivaldi, resimde ise rembrandtdir. türkiyedeki barok akıma en güzel örnek dolmabahçe sarayıdır.
barok italyada rönasansın katı kurallarına karşı doğmuş bir sanatdır. klasikliği red eder. tanrı ve kral önemli olduğu için saray ve kilisede düzenlemeler yapılır. kral ne kadar güçlüyse sarayıda o kadar görkemli olmadır düşüncesi vardır. kiliselerin içi mitolojik ögelerle beznmiştir. duvardan tavana melek heykeller vardır. oval forumlarla geniletilmiştir. dış kabuk işlev düşünlmeden iç ve dış bükeylerle kıvrılır bükülür. süs ve renl abartılmıştır. prag viyanada etkilerini görebilirsiniz. ukranya çek polonya da barok armut şeklinde kubbeyledir. ışık dramatik kulanılmıştır. gölge oyunları aydınlık önemlidir.
vebanın yaygın olduğu bu dönemde insanlar,memento mori ve carpe diem felsefeleri arasında sıkışıp kalmış ve bu sebeple hayatın her alanında ağdalı bir karamsarlık ile abartılı dış vurumun doruk noktasını yaşamışlardır.