her an her yerde duyulabilecek/okunabilecek bir soru cümlesi desem de inanmayın okusanız okusanız sözlükte okursunuz ya da sözlük yazarlarının toplaştığı bir ortamda duyarsınız. başka yerde karşınıza çıkmaz.
ama sorun bu soruyu sorandadır. ilk önce (bkz: sozluklerin paranoyaklığa neden olan yapısı) diyelim, ardından da bu paranoyaklığın olmadığı seçeneğe, yani yazarın ayarı kepçeyle yiyip anlamadığı ve onaylatmak istediği seçeneğe gelelim. fazla bir şey söylemek, bu soruyu yöneltenleri rencide etmek istemiyorum ama nasıl bir cevap beklediklerini tahmin etmeye çalışıyorum. "evet birader yedirdim ayarı" mı desin yazar? tabii ki demeyecek, "yok ben kendi halimde takılıyorum" diyecek, bir de seninle mi uğraşacak?
hadi "verdim ulan ayarı" diye cevap verdiğini düşünelim, peki bu sefer nasıl bir yanıt planlıyor bunu soran bünye? "heee tamamdır, artık önümüzdeki ayarlara bakacağız ama çok kalbimi kırdın haberin olsun." mu diyecek? yoksa "bana nasıl ayar verirsin lan şerefsiz" diye daha da celallenecek mi? düşününce celallenmenin ayarı yemiş bünyeye bir faydası olmayacağı ve nacizane atasözümüz keskin sirke küpüne zarardan yola çıkarak cellanlenmesinin hepten mantıksız olacağı çıkarımını yapabiliriz.
sonuç olarak bir insan "ayar aldıysa bile" neden bunu ayrıca onaylatmak ihtiyacı hisseder ki? hadi onu geçtim, sen bir entryden onun "ayar" olup olmadığını anlamıyor musun da gidip soruyorsun kardeşim?