Basit ama bir o kadar da heyecanlı olan eylem. Özellikle tam kafayı çevirdiğinde onun da sana bakmakta olduğunu görüp birkaç saniyeliğine göz göze gelmek kadar kalbi pırpır eden çok az şey vardır.
Hem sonra sürekli ve sürekli o bakıştığınız anları düşünüp kafanda binbir türlü romantik senaryo kurgularsın. Bir aşkın en güzel zamanları saf saf bakışılan zamanlardır.
bakışmak gözle olur. divan edebiyatından girersek konuya:
Göz (çeşm, dîde, ‘ayn): Genellikle kara, siyah, elâ renklerde olan göz en çok nergise ve bademe benzetilmiş. ilginç olan şeklî benzetmeler ise şöyle: Pencere (revzen), yuvarlak ekmek (nân), dinar (para birimi), sad ve ‘ayn harfleri.
Kirpik (müje, müjgân): Şekil yönünden ok, neşter, hançer, cellad, pençe gibi benzetmeleri yapılan kirpiğin işlev yönünden özellikle askere benzetildiğini görüyoruz.
Kaş (ebrû): Keman, yay, hilale benzetilen kaşın nûn ve râ harfleriyle de irtibatı kurulduğu olmuş.
Ne sen birilerinin sohbetine " abi kızla kesişiyoruz baksana yeaa" mezesi ol, ne de birini "ayy şhu çocuqq sbhtann berii bana baqiyoo.s.s" şeklinde meze et.
Biz mi yanlış öğrendik bilmiyorum ki.
Karşı cinsten biriyle gözgöze geldin, e hadi iki de oldu. Üç olmasın.
Dön başka yöne otur, baktın o da senin önüne oturdu, etrafında insanlar varsa "hadi kalkalım, falanca yerde otururuz" de.
Bundan haz alınmaz annem bu kadar çiğ olmayın, kurbanınız olayım!
dışarda gözlük kullanmadığım için uzun zamandır baya varlığını unuttuğum eylem.
neyse akşam üstü bi yandan çalışır bi yandan kafa dinlerim diye evime yakin bi kahveciye gittim. bi ara kafami kağıtlardan kaldirinca adamin biriyle göz göze geldik. eli yüzü düzgün sıradan normal bi adam. başta dikkatimi çekmedi. oturmuş beni izliyor. rahatsız oluyorum ama hiç üstüme alinmak degil niyetim. bi kaç kez yokladım başkasına mı bakıyo, acaba daldı mı, gözü mü bozuk diye. o kadar uzağım ki muhabbetten. neyse gülümsemeler falan başlayınca sadri alışık selamımı çakıp uzaklaştım.
bakışma sırasında ben bi bokum gibi bi his uyanır insanın içinde. hele bakışılan mekanda bon jovi çalıyorsa kişi filmlerdeki gibi ağır çekimlerle yapılan kesişmelerin bir benzerini yapacaktır. ama fazla uçmayın derim,o müziğin etkisiyle karşı tarafında içinin gittiğini düşünürken, karşı tarafta ''ne bakıyo lan bu'' diye düşünebilir. o karizmatik bakışlar,tripler içinizde patlar sonra maymunluğunuza yanarsınız. http://www.youtube.com/watch?v=eZQyVUTcpM4
beyaz gülüm diye bir dizi vardı kenan abi oynuyordu. heh orda bir sahne vardı; nerminin fotosunu duvara asmış öylece bakıyordu. biz böyle dizilerle büyüdük.
bastırdım amk amy lee' nin fotosunu astım duvara bakışıyoruz. hatta ne tarafa gitsem bakıyor öyle bir aşk. arada kızıyorum üç kurşun sıkıyorum falan.
çok masumca birşey. kaçamak bakışlar atarsınız karşınızdakine, ama umrunuzda değilmiş gibi triplere girersiniz bikaç saniye sonra. ve sonra yeniden bakarsınız. uzar gider böyle. yanınızdakinin ne anlattığını dinlemeden sadece muhabbet eder gibi görünür uzun süre "hee, evet ya, aynen aynen, haklısın" dersiniz. bakıştığın kişi gidince gerçek dünyaya inersiniz. ve olaydan bihaber hala bişeyler anlatmaya çalışan arkadaşınıza " la bi sus artık yapraam amma çok konuştun"der resti çekersiniz o anda. romantizmin zirvesindeyim sözlük...