bugün

fabrikada sevilen bir işçi olan münir özkul'un patronuna söylediği sözlerden biridir. genelde münir baba bu sözlerden önce kovulmuştur, ya da bu sözleri söyler ve efendice istifasını eder. her ne kadar kaba ve emirvari bir söz olsa da "beyim" kısmında saygıyı korur.
klasik türkan şoray söylemlerinden birisidir.
sözlükte bir aşağı bir yukarı koşturulan ve "ben bilmem beyim bilir" replikleriyle ikinci plana atılan "hanım"ın isyanıdır.
mazide kalan ve hürmet içeren sözcük öbeği.
(bkz: adamın amına koyan sözler)
yeşilçam'ın unutulmaz repliklerindendir.
solcu ertem eğilmez karıncanın dağa meydan okumasını sevmiştir hep.
"zalimin zulmü varsa sevenin allah ı var" ın değişik versiyonudur.
(bkz: hanım koş seni tarif ediyorlar)
akabinde zengin, makam sahibi rolündeki elemana ağır ayarların geleceğini haber veren; mağdur, mazlum, emekçi, çilekeş rolündeki oyuncu repliği.
peçete alıp gelme vaktinin geldiğinin belirtisidir. bi yandan içiniz acırken bir yandan gururlanırsınız anlamsız bir şekilde.
(bkz: bak beyim iki çift zarım var)
(bkz: yaran yanlış okumalar)
adam ol.adam ol.
bugünlerde kendi kendime söyleyip durduduğum söz ve arkasından şu iki çift laf geçmekte aklımdan.
--spoiler--
hiç düşünmeden çeker vururum seni...
Anlıyor musun? Vururum ve dönüp arkama bakmam bile..'
--spoiler--
Münir Özkul
buram buram yaşar usta kokar.
ezilenin, sıkı sıkıya bağlı olduğu manevi değerlerini korumak pahasına ezene karşı dik duruşu, isyanı, meydan okumasıdır. bu paha biçilemez davranışı usta bir oyunculukla izletir bizlere münir özkul.
(bkz: münir özkul)
(bkz: yaşar usta)
"bak beyim, sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu, karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? ama nasıl yakışmasın! sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören. anlamıyor musun beyim, bu çocuklar birbirini seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama, sevgiyi öğretmeye çalışıyorum. hıh, sen, büyük patron, milyarder, fabrikalar sahibi saim bey! sen mi büyüksün? hayır, ben büyüğüm! ben, yaşar usta! sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. çünkü biz birbirimizr parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun? dokunma artık aileme! dokunma çocuklarıma! dokunma oğluma! dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse, ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun, vururum ve dönüp arkama bakmam bile!"

http://www.youtube.com/watch?v=PluhjSF1qfU
Sıçacağın yüze bakma, bakacağın yüze sıçma.
--spoiler--
Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

içmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını
--spoiler--
unutulmaz replik. "i have couple of words to tell you. you are a big man, with money and everything. thousands work for you. would it make you look cool to play with their future, leaving all those innocent kids without shelter and food? but why wouldn’t it? wasn’t that you who never pitied his own daughter, avoiding a handful of happiness?

can’t you see sir? these kids love each other. but i’m talking in vain, trying to teach how to love to someone who doesn’t know what it is. huh!, you, the big boss, billionaire, factory owner mr saim !

do you think you are great? no you aren’t, but i am. i! master yaşar!

you’re nothing compared to me, get it? nothing! you have no value to me. yet, for sure you won’t be able to do any harm, neither to my daughter in law, nor my son!. nor you can destroy, scatter and defeat us.
because we’re not bound to one other with money but with love. we love one another. we are a family, a beautiful family. do you think you are strong enough to knock this down?

don’t touch my family anymore! don’t touch my children, my son and my daughter in law. if you are to harm them; i, the man who hasn’t even hurt an ant in his entire life, master yaşar, would pull the trigger and shoot you down, without thinking a second.

got it? i’d shoot you down and never look back at you!"
günaydın, ve kahvaltıyı hazırladır.
siktiricen dalağını en sonunda.

evet sen!
huzur içinde..

görsel