ortalama 500 yılın, aşkın, sevginin, özlemin bir kitaba girmiş halidir. tarihe ve divan edebiyatına merakı olan insanları kaçırmaması gereken iskender pala kitabıdır.
üslubu ile insanı büyüleyen sahane yazar iskender pala'nın mutlaka okunması gereken eseri. kitabın insanı içine çeken havası büyüleyici.
not: türk edebiyatı'nın en büyük kazanclarından olan iskender pala'nın bütün eserleri okunmalı. böyle bir yazar ender bulunur. hele ki günümüzde etrafta bircok yazarcık gezerken böyle bi deger özenle korunmalı kanımca.
iskender üstadın çok güzel şeker tadında okunan romanıdır. yazar sizi mükemmel olay örgüsü ve üslubuyla sürüklerken bir yandan da, divan edebiyatı hakkındaki engin bilgisini de bölüm başlarında beyitleriyle konuşturur.
mini tarih turu tadında güzel bir kitap.
kitap okumayı sevmeyen ben bu kitabı elimden düşüremedim ! gerçekten insanı sürükleyici bir yazım dili var. başladıktan sonra elinden düşürmek zor.
da vinci şifresi kitabıyla arasında bir dizi benzerlik bulduğum kitaptır. her ikisinde de şifreler ve şifrelerin peşine takılan gizli bir örgüt var( babil cemiyeti- illuminati, buam - cern ). babil'de ölüm istanbul'da aşk kitabında şifreleri eserine gizleyen sanatçı fuzuli ,da vinci şifresi'nde leonardo da vinci'dir. babil'de ölüm istanbul'da aşk kitabında örgüt üyeleri bir hançerin peşinde , da vinci şifresi kitabında kutsal kase'nin.
okurken başka benzerlikler de ilgimi çekmişti , hatırlayamadım .
babil'de ölenin istanbul'da aşkı olmaz. öleceksen aşkından öleceksin ki oda istanbul'da olmalıdır. babil'de ölenin istanbul'da ki aşkından kim haberdar olur. aşk babil'de duyuldu ise adam/kadın reklamcıdır. yaşanmıyası aşklardandır. olmasın böyle aşk deyip ölmüştür.
fuzuli, baki, nabi, nedim ve şeyh galib'in (galib dede)uzun uzun anlatıldığı iskender pala kitabıdır. osmanlı tarihinde yolculuk mahiyetindedir. ancak gizli cemiyetler, örgütler, hazine avcıları, şifreler vs. insanı sıkabilir. işte tam da bu yüzden katre-i matem in verdiği tadı verememiştir.
Cemiyet gizli örgüt v.s şeklindeki kısımları bazen kafa karıştıran ama onun haricinde anlatım dilini çok beğendiğim doğu medeniyetlerindeki aşk kültürünün sırları hakkında ipuçları sunan çok güzel bir iskender Pala romanıdır.
kitaptan bir alıntı:
... ben aşık oldum, biliyorum insanların kınayışlarını. hiçbir din yasaklamamış aşkı, hiçbir bilge yahut öğreti de. ama biz kendimize yasaklamışız nedense. .... müslümanlar da ayıp saydılar aşkı ve hala ayıplıyorlar aşıkları. onlar için varsa yoksa mecazi aşk. iki kalbin, haydi diyelim iki bedenin birbirini sevmesinde ne kötülük olabilir sence? .... aşka methiyeler düzenleyen şairler alkışlanırken, bizzat aşık olanlar ayıplanıyor. işte bu yüzden aşk ile melamet (kınanmışlık) eski bir şark töresidir. buna göre aşık, önce aklından kurtulmalı ve gönlünü ön plana çıkarmalıdır. .... oysa AŞık, sevgiliden başka en ufak bir şeyi önemsediği zaman gerçek aşka eremez. sufiler bu yüzden önce nefislerini öldürürler, aşıklar da akıllarını. aklın ve nefsin ölmesi için de aşığın ayıplanması gerekir. çünkü insan egosuna en ağır gelen şey kınanmaktır. melamiler sırf bu yüzden, yani egolarından kurtulmak için kınanmayı isterler. ..... insanlar onları kınayarak kendilerinden uzaklaştırıp çevrelerinden kovdukça onlar yalnızlıklarını tanrı ile paylaşırlar, yani seven gerçek sevgiliye yönelir....
sayfa 126
kitabı sonunda bitirdim. 15 gündür her fırsat buldukça okudum. son yıllarda okuduğum iyi kitaplardan.
kanuni zamanından başladı 1900'lü yıllara kadar geldi. osmanlı'nın ve biraz da dünyanın yaklaşık 400 yıllık bir dönemini konu edinmiş kendine.
ilk kez bir kitabın basıldığı kağıdın dilinden bir kitap okumuş oldum, çok yaratıcı bir buluş.
kitabın ana ekseninde şairler vardı: fuzuli, baki, atai, nefi, nedim, *namık kemal. onların şiire bakışlarını da görmek açısından keyifliydi.
osmanlıca (farsça ve arapça) bilmediğime üzülmeme yol açan kitaptır. tavsiye edilir.
En çok okuma girişinde bulunduğum ama bir türlü okuyamadığım kitap.
Deneme girişimi 1: Abla kişisi yeni bir kitap almıştır ve elde başka kitap bulunmadığından dolayı hemen okumak istenmiştir. Lakin, kitabın ilk başında sıkılma durumu gözükmüş ve bırakılmıştır.
(6-7 ay sonra)
Deneme girişimi 2: Abla kişisinin kitaplığı incelenirken "ismi ne güzel ya" denilip sabırla okunması gerektiği kanısına varılır ve kitapla haşır neşir olunmaya başlanır. Lakin, kitabın ilk başında sıkılma durumu gözükmüş ve bırakılmıştır yine.
(2 yıl sonra)
Deneme girişimi 3: il geneli bir kompozisyon yarışmasında derece alınır ve hediye olarak bu kitap verilir. Madem öyle, artık kaçmak yok, okunmalı denilerek kitaba yapışılır. Lakin, yine olmaz, o nasıl bir başlangıçtır ki devamı gelebilemez.
(2 yıl sonra)
Deneme girişimi olasılığı numara 4: Birkaç arkadaş övgüsü ve bugün aniden kitabın aklıma gelmesi dolayısıyle, kitabı tekrar elime alma kararına vardığım andır. Hem zaman geçmiş büyümüşümdür, önceden sıkıcı dediğim kitaplardan hoşlanmaktayımdır artık, belki bir şeyler değişmiştir.
fuzili ye göre aşık bir pervanedir.nasıl bir pervane ateşi görünce kendini yakmak isterse aşıkda kendini aşka
atıp öyle yanmalıdır.burada önemli olan sevgili değil, bizzat aşkın kendisidir. onun aşk ile olan bağı, şiiri süsleyen ve güzelleştiren bir konu olmasıyla değil, bilakis varlığının anlamını ve hayatı yaşanılır kılmak ancak aşk ile mümkündür. ona göre bir aşka ancak aşk olduğu için aşık olunabilir. sevgilinin kimliği, ister sufiler gibi tanrısal, ister ozanlar gibi tensel olsun, değeri yoktur onun için. kendi aşkı için kendi soyut sevgilisini de zihninde yaratır o ve ona aşk deseninden ruh biçer, güzellik kumaşından giysi diker. güzel öyle güzelleşir ki onun dizelerinde, her aşık orada kendi sevdiği güzeli bulur, kendi aşk serüveninin acılarını, ayrılıklarını, hasretlerini hisseder. o, aşkın acısını ve ıstırabını anlatır durmadan. ayrılık, dert ve üzüntüyü arar her dizesinde; kavuşmayı, neşeyi ve mutluluğu istemez, basit görür onları. acı çekmekle olgunlaşacağına, yüceleceğine inanır insanın ve kendisi de acı çekmekte özge bir zevk bulur. hamuru aşk ile yoğrulmuş birisi için bu pek de zor olmasa gerek. aşk için geldiği dünyada yine aşk ile hüküm sürmek...
(kitaptan küçük bir alıntı)
iskender Pala' nın öğretmen kişiliğini gördüğüm kitaptır.
Ne bulunduysa doldurulmuş izlenimini verir insana. Divan Edebiyatı, hasret, aşk, tarih, örgüt, buam, çilek filan artık " Eytere bea " dedirtir.
Hayatımda hiçbir zaman bir kitabı okurken bu kadar çok sıkılmamıştım.
Ortalarına gelindiğinde okumak işkence halini alır.
Aşina olduğum bir yazar olmasına rağmen yazarın sevemediğim tek kitabıdır kendisi.
Zevkler, renkler meselesi...
