Ayda yılda bir kere, Rüyalarınızda kucaklaştığınız o kısacık anlarda, kazağına sinmiş tütünle karışık kokusunu içinize çekerek üstesinden gelmeye çalıştığınız ancak gelemediğiniz duygudur. boğazınızda düğüm olup iştahtan keser. Onu özler, her gece anneniz uyurken nefesini dinlersiniz. Ölümün en kolay tarafı ölmektir; geride kalmak en zoru.
baba, ilk önce içinde doğar büyür insanın. çünkü baba, ihtiyaç olduğunda ihtiyacını karşılayan şeylerin tümüdür aslında. onsuzsan eksik büyürsün. bir sürü ihtiyacın varken hiçbir şey derman olamaz sana. o eksikliklerde olgunlaşır bünyen.
ve bazen baban vardır, ama sen yine de babayı özlersin. çünkü "babanı" değil, "babayı", "babalığı" özlüyorsundur. karşında öylece oturuyordur: belki de gözlerine bakıyordur, orda yokmuş gibi bakıyordur; orada hiç olmamış gibi...
belki de "baba" olan sensindir. çünkü bir bakmışsın ki sen onun tüm ihtiyaçlarının çaresi oluyorsun. evet. onlardansanız eğer, bakarsınız, karşınızda duran, gözlerinizin içine bakan babanız: ama aslında orada bir baba yoktur....
Çocukluğumdan beri evde huzursuzluk çıkartan, gece kavga ortasında uyanmama sebep olan, her gün içen, bulaşmaya yer arayan, hatamı kollayan, eve geç geldiğimde burnumdan getiren, birbirimize girdiğimiz, birbirimizi yediğimiz, suratını görmek istemediğim o adamı özledim. 2 haftaya yakındır eve gelmiyor. Hiç özleyeceğimi sanmazdım ama atsan atılmaz satsan satılmaz. Aynı kan aynı can.
ah be babam özlendin şu an çok feci. komşular bir gün anneme kedilere yemek koyuyorsunuz alışıyorlar sonra apartmanın önüne pisliyorlar demiş. babam da bunun üzerine apartman panosuna hayvan sevgisi ile ilgili bir şiir yazıp asmış. koca yürekli bir adamdın. şu hayatı yaşayamadın. çok hayalperesttin. belki de bana en büyük mirasın senden bana da geçen hayalperestlik olacak. unutuluyorsun babam herkes gibi her şey gibi. şimdi neredesin napıyorsun ne hissediyorsun acaba. umarım bir gün tekrar görüşürüz. ama sırf bu yüzden herhangi bir inanca geçip de kendimi kandırmak istemiyorum. samimi bir şekilde inanmak isterim eğer günün birinde bunu yapacaksam. her daim sevileceksin.
hayat boyunca insanın yanında olacak onun için birçok fedakarlık yapacak olan tek insanı özleme durumudur. Yokluğu eve ağır gelir, insanın içini acıtır. Elden birşey gelmemesi de çıldırtır.
Yegenim bi gun camdan sarkıyordu asagi doğru. Bebisim yapma bak dusersin dedim.(birbirimize bebis deriz) sen düşersen ne yapariz biz seni çok özleriz diye opuyorum sariliyorum falan. Bu arada 5 yasina yeni girdi. Bebiş babam asagi mi sarkti dedi. Yoo neden ? Dedim babami çok özledim ama ben dedi. Simdi bu çocuğa ne diyebilirim? Hangi cikolatayi veriyim, hangi oyuncagi aliyim? Yolda gördüğü adama baba derdi daha da küçükken.
Bi gun piknikteyiz. 4 yaslarina yeni girmişti çocuklara bagiriyor falan. Çocukta dedi ki seni babana soylicem. Tabi umuttan daha büyükler. Biri dedi ki onun babası yok ki. Umut bagirmaya başladı benim babam var diye. Kim göster falan dediler gitti benim babami, dedesini gösterdi. Ya kim dayanır ki bu sahneye yani.
Bu arada babasi da hayatta annesi de. Ama ikisi de 5 para etmez insanlar. Babası 1 yaşından beri toplamda 20 gün görmüştür umutu. Gerci annesi her gun görüyor da ne oluyor ki çocuk sikinde degil bile.
Sadece dua ediyorum. Umut çok iyi bi geleceğe sahip olsun diye. Annesinin babasinin yokluğunu hissetmesin. Her annenin ayaginin altında cennet yok. Her baba kahraman değil. Gerçekten hayat çok kötü.
Etrafına bakarsın güç almak için ve kimse yoksa çok özlersin babanı. çünkü bilirsin, o olsaydı bu kadar yaralı olmaz, bu kadar kolay incinmezdin...en büyük yalnızlıktır babayı özlemek...
aradan yıllar gecmesıne ragmen hala içimde bır yer hergun acıyor... zaman gectıkce alısılır sanırdım ama baskalarının baba dıye seslenıslerı 8 yıl oncekı gıbı canımı acıtıyor..
yüzünü özledim ellerini özledim
sahiplenmeni özledim.... ben seni cok özledim baba....