özellikle erkeklerin büyümeye başlayınca evde kendi otoritesini kabul ettirme bağlamında bazı düşüncülerinin, hallerinin, hareketlerinin babasının otoritesi ile çarpıştığı noktada, bu bağlamda *
eminim birçoğumuzun anlayamayacağı bir duygudur. babaya duyulacak en kötü his belli yaşlardayken özgürlüğümüze müdahale ettiklerini düşündüğümüz zaman duyulan bir kızgınlıktan öteye gitmez çoğumuz için.
ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, kızım/oğlum derken yüreği titreyen babaları sevmemek gibi bir duygusuzluk olamaz. eminim çok haklı sebepleri vardır babalarını sevmeyenlerin; ergenlik bunalımında olup da babamı sevmiyorum, babamdan nefret ediyorum diyerek ortalıkta gezen tuhaf insanlara zaten söyleyecek söz bulamıyorum.
yanınızda olmasından bile rahatsızlık duyduğunuz, tavırlarının ve davranışları sizi rahatsız eden, siz tam bir şey planlamışken habersizce gelip onun içine sıçan, çocukluğunuzdan gelen tiksindirici hareketleri( annenizi gözünüzün önünde bayıltıncaya hatta geçici hafıza kaybı yaşatıncaya kadar dövmesi gibi ve bunun çocuk hafızanıza an an kazınması gibi) olan, size yaşadığınız her yıla ait en az bir hakaret hediye etmiş bulunan, en olmayacak yerde laf sokan özellikle başkalarının yanında bunu bir eğlenceymiş gibi yapan babayı sevmemeyi bırakın nefret edersiniz, ayrıca da bu bir ergenlik dönemi patlaması falan değildir, kızmak ayrıdır, ama tiksinmek apayrı.
ilgili, düşünceli,bencil olmayan baba için düşünülmeyecek duygu. tam tersi olup çocuklarının nefretini kazanan babaya da yuh artık, allah ıslah etsin böylelerini...
akşam eve geldiğinde babayı sarhoş buluyorsan, ve o babadan durduk yere laf işitiyorsan, ve o baba hala git iki bira al gel diye tutturuyorsa, annen buna itiraz edince de kardeşinle seni odaya yollayıp mutfakta anneni dövüyorsa, sen de dayanamayıp girip mutfağa anneni arkana alıyorsan, ondan sonra her şey olabilir. bu durum tekrar ediyorsa sen de babandan nefret edersin, baban da zaten sana sevgi duymuyordur. Zora geldi mi de çok güzel ben senin babanım istediğimi yaparım karışamazsınız diye edebiyat yapar bu baba kişileri.
esrarkeş, kumarbaz, yavşak, pezevenk ise eğer sevilmez. yani hak ediyorsa eğer gayet normaldir. babalık sıfatına uygun hiçbir şeyi yapmıyorsa sevgiyi de hak etmiyordur. hee üstümüzdeki emek mi? siktir lan ordan ne emeği, 20 yaşımdayım saçım beyaz dolu.
eğer eşini ve çocuklarını dövüyorsa, karısının sırtından geçinip bir de ona eziyet ediyorsa, karısının ve kızlarının iç çamaşırlarını makasla kesiyorsa, çalıştığı halde eve hiç para vermiyorsa yetmezmiş gibi faturalar yüksek gelsin diye lambaları ve muslukları açık bırakıyorsa, kendi öz çocukları için bunlar benim çocuklarım değil diyorsa, sabahın köründe işe giden karısını sabaha kadar uyutmayıp kendi öküz gibi uyuyorsa, üzerine bıçakla yürüyorsa ve sürekli tehdit ediyorsa, etrafındaki herkese karım benle yatmıyor diyorsa, karısını çocuklarının önünde elliyorsa, evde banyo yapılırken pat diye kapıyı açıyorsa, kızına sebepsiz yere o...pu diye bağırıyorsa, ailesini evden kovuyorsa, 5 çocuk dünyaya getirip hiç bir sorumluluğunu yerine getirmiyorsa, evi sürekli kirletiyorsa, sonra da bu evi neden temizlemiyorsunuz diyorsa ve tüm bunlar yaptıklarının çok küçük bir kısmını oluşturuyorsa normal olan durumdur.