Bir kere sormuşlardı. Ve ben doktor dedim. Babam doktor değildi halbuki. Ders almanca idi. Ve babamın mesleğinin almancası çok uzun bir kelimeydi. Bilen bilir. Doktor demek daha kolayıma gelmişti. Eved.
Bu soru direkt sorulmaz. Fakat iyi bir öğretmen çocuğun aile yapısını çok iyi bilmelidir.
iletişim kurma çocuğu yönlendirme konusunda ailesinin gelir seviyesini bilmek önemlidir.
Fakir çocuklardan daha ziyade babası vefat eden çocuklar için çok daha acıdır bu soru.
9-10 yaşındaydım ve bu soruyu cevaplamaya çekinmiştim ve hocanın isteği üzerine kağıda yazmıştım. o zamanlar babamın ne yaptığını anlayamıyordum ve annemler de kendi aralarında "bok deposu yapıyor" diye konuşuyordu. köyde yaşamak böyle bir şey işte. kullanılan kelimelerin özenle seçilmesi gerekliliği yok tabi.
babam bir kaynakçı ve o dönem atıksu arıtma tesislerini yapmaktaymış.
ortaokuldaydım, hiç unutmam.
sırayla herkes ayağa kalkıp babasının ne iş yaptığını söylüyordu.
babasından utanan bir arkadaşımız ayağa kalktı.
hayvan pazarında amir diyecekti.
maalesef diyemedi.
-hayvan dedi, bi an takıldı.
o bi anlık gecikme ile bütün kızlar (hiç abartmıyorum hepsi birden)
bastılar kahkahayı.
zavallı arkadaşım o gün kendine gelemedi bi türlü...
Ona göre yolacaz diye soruyordur. Çocuklar aşağıdaki kırtasiyeden 10 tane mukavva, 5 tane tuval, 8 tane pastel boya, sulu boya, 2 ekmek, 1 sigara alıp gelin bakalım haftaya dünyayı kurtarcaz. Ben de şu kırtasiyeye gidim de komisyonumu alıp geleyim hemen.
iki niyeti olabilir. 1. si ya aile maddi durumu kötü olanı tesbit edip yardımcı olması bu etik olanı. 2. si menfaatsel olarak para olur, iş gücü olur vb.
mesela bir öğretmenin tüm öğrencilerin velileri hep okumuş kişiler diye duydum. mühendis, mimar felan bu tesadüf olamaz bence bilinçli seçmece sınıf oluşturulmuştur.
maalesef ülkemizde kast sistemi var. her ne kadar yasalar karşısında eşitmişiz gibi gözüksek de öyle değil. gariban , fakir öğrenciler her zaman ezilmeye mahkumlar.