bugün

ırıs galey'in gerçek yaşam öyküsünü anlattığı, ensest ilişkiyi konu alan kitabı.

edit: cidden merak ediyorum, burada eksilenen nedir?
Biriyle birlikteyken kendini yalnız hissetmek ,gerçekten yalnız olmaktan çok daha kötüydü.
kıtabın en can alıcı cümlesiydi.
ensest bir ilişkinin insanın üzerinde nasıl izler bıraktığını hayatının her aşamasında gayet başarılı bir şekilde göstermiştir ırıs galey bu kitapta. lise yıllarında hocasıyla ilişkisinde, aldatılmasında, kocası tarafından şiddet gördüğü zamanlarda hep o küçük kızken yaşadığı korkunç anların bıraktığı yara şiddeti hiç azaltılmadan gözler önündedir. kitabı bitirdikten sonra insana garip bir burukluk ve bir süre geçmeyecek mide bulantısı bırakır.
ağlarmıyım bilmem ama, en yakın arkadasımın babalar gününde ölüm haberi geldiğinde kendimi kaybetmiştim ağlayarak .. çok kötü birşey.
--spoiler--
Her birimize sandviç veriyordu ve "çocuklar,vitrindeki sucuk,salam ve jambonlara bakmanızı istiyorum. ekmeği ısırdığınızda onları gözünüzün önüne getirin,gördüğünüz şeylerin tadını alacaksınız.Sadece tüm o etleri yediğinizi düşünün"
--spoiler--

satırları beni etkileyen kitap. Dün indirimde gördüğüm uzun zaman önce araştırıp bulamadığım bir kitaptı meraktan aldım şu an okumaktayım yer yer insanlığımdan utanıyorum.
görüyorum ki sadece başlığı okuyup entry girenler var. çok mu üşengeciz?
okumayı planladığım bir kitap.
babam ölmedi ama ölseydide ağlamazdım heralde.
yıllar önce okumuştum.ciddi bir travma etkisi yaratmıştı bende.erkekliğimden utanmıştım o zamanlar.ne yazık ki hala dünyanın bir yerlerinde bu ve benzeri olaylar yaşanmakta.
babasının kendisini köle olarak kullanmadığı dönemlerde, savaş esnasında, yüzünü bile hatırlamadığı o adam için "tanrım, lütfen babamın başına bomba düşmesin." diye dua eden, 4 sene sonra savaştan dönen babasını dışarda beklerken yanına yaklaşan adama, "afedersiniz, siz benim babam mısınız?" diye sorduğunda, alaycı bir ifadeyle "ben senin babacığınım." karşılığını alan, gençliği sürekli ezilerek, dışlanarak, kullanılarak geçmiş bir kadının hayatını anlatan kitaptır.

--spoiler--
"daha sonra, akşam saatin kaç olduğuna bakmak istediğimde fark ettim ki, saatimi kaybetmek bana babamı kaybetmekten daha zor geliyordu."
--spoiler--
Daha once duydum ama okuma konusunda hep kararsiz kaldim. Artik zamani geldi mi ya acaba? Biraz agir bir roman konu olarak. Kendimi hazir hissetmiyorum. Sizce baslamalimiyim yoksa daha sonra mi?
insanın tüylerini her sayfada diken diken eden bir kitap.
sizin hiç babanız öldü mü,
benim bir kere öldü,

kör oldum.

diyerek, ağlamak meselesini alıp başka bir noktaya koymuştur cemal süreya.
sanırım film olarak izlemistim dediğim kitap. ya da konu anladığım kadar benzer.
Allah başımızdan eksik etmesin. Vefat edenlerede sabır diliyorum mekanları cennet olsun.
sonunu getiremediğim ensest mağduru i̇ris galey'in otobiyografik romanı.

kitabın ismini ilk duyduğumda ne yaşamış olabilir ki babasına karşı bu kadar nefret dolu olsun dedim. ama daha sonra kitabın arka kapağını ve ilk yirmi sayfasını okuyunca belki de yaşanabilecek en zor durumlardan biri olduğunu anladım.

benim yaşananları okumayı bile psikolojim kaldırmadı ama minik i̇ris bunların hepsine yıllarca maruz kalmış.

bu sadece bir örnek maalesef ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde ensest ilişki mağduru o kadar çok insan var ki.
allah topunun belasını versin.