en sevdiğim kitaplardan biridir. beni nasıl böyle etkiledi anlayabilmiş değilim. kitap film veya gerçek olaylarda fazla duygu emaresi gösteren birisi değilim babam ölse ağlar mıyım emin değilim ama şurayı okuyunca gözyaşlarımı tutamadım.
'rusyanın ücra,tenha bir köşesinde küçük bir köy mezarlığı var.hemen bütün mezarlarımız gibi hüzünlü bir görünümde;çevresindeki hendekleri çoktan ot bürümüş,bir zamanlar boyalı olan çatılarının altındaki tahta haçlar soluklaşıp çürümüş,mezar taşları,alttan birileri itermişçesine yan yatmış,iki üç cılız ağaç diplerine zar zor ufak bir gölge düşürmüş,koyunlar mezarların üzerinde başıboş dolaşmakta...bunların arasında kimsenin el sürmediği,kimsenin çiğnemediği bir mezar var ki üzerinde yalnızca kuşlar konuyor ve doğan güneşe doğru şakıyorlar.çevresi demir parmaklıkla çevrili,iki ucunda iki taze çam ağaçı dikili.burada yevgeni bazarov gömülü.bu mezarı sık sık,şimdi artık iyice çökmüş olan iki ihtiyar ziyarete geliyor:yakınlardaki bir köyde oturan bir karı koca.birbirlerine destek olarak sürüklenen adımlarla yürüyor,parmaklığa yanaşıp diz üstü çökerek uzun uzun,acı acı ağlıyor,gözlerini oğullarının üzerinde duran dilsiz taşa dikerek uzun uzun bakıyorlar.bir şeyler konuşuyorlar arada,taşın tozunu siliyor,ağaçların dallarını temizliyor,sonra gene dua okuyorlar;oğullarına,oğullarının anısına kendilerini daha yakın hissettikleri bu yerden kopup ayrılamıyorlar bir türlü...onların duaları,göz yaşları elbette boşa gitmez değil mi?onların sevgisi,o kutsal,vefalı sevgi elbette,gücü her şeye yeten tanrının sevgisinden izler taşır,öyle değil mi?ah,evet!mezarda yatan yürek ne denli ateşli,günahkar,fırtınalı olursa olsun,üzerinde biten çiçekler bize masum gözlerinin asude bakışlarıyla bakarlar.bize söyledikleri yalnızca edebi huzur,'kayıtsız' doğanın o büyük huzuru değildir;ebebi barışmalardan,sonu gelmeyen yaşamdan da sözederler.'
ivan sergeyevic turgenyev'in 18 yy'da yazdığı dünya klasiklerinden önemli bir eser. nasıl kitap? güzel ama iki konuda bok atacağım müsaadenizle. birincisi ; kitabın adının babalar ve oğullar olmasının sebebi nedir?* ikincisi de ; hem dil , hem duygu , hem kurgu açısından pek özel bir tarafı yok gibi sanki? hiç öyle rus edebiyatındaki uzun betimlemelerden eser de yok. bir de düşünüyorum da dünya edebiyatında daha sağlam bir yere sahip olsaymışız , olaylar başka şekilde gelişseymiş...misal ; bir aylak adam dünya tarafından bilinen bir roman olsa -daha doğrusu tanıtabilsek- hangisi büyük eser olurdu acaba?
ben beğendim. güzel kitap. çok da rahat okunuveriyor. turgenyev , nihilist bir karakter yaratmış ve o da tutunamamış , yitip gitmiştir. hayatı çözmeye çalışmak , karşısında durmak , ona direnmek ve diyalektik yerine , hayatı yaşamaya odaklanan , onu bir tarafından tutan herkes mutlu oluyor , hatta bazarov'un arkadiy'in evlilik kararına verdiği yanıt gibi : "kendini kurtarıyor." ama yanlış anlaşılmasın asilik yapmak , demek değil ki -amca pavel'in dediği gibi- "hiçbir şeye değer vermeyen" biri olmak*... bazarov gayet de karakterli ve inançları olmasa da değerleri olan bir karakter idi.
katya ise çocuk gibi ağlamaya başladı , sonra gözyaşlarına sessizce güldü. sevilen bir varlığın gözlerinde bu gözyaşlarını görmemiş bir insan , bir kimsenin nasıl minnettarlıktan , utancından kendinden geçercesine mutlu olabileceğini bilemez , anlayamaz.
Babalar ve Oğullar (Babalar ve Çocuklar), Turganyevin 1861′de yazdığı bir romanıdır. Şüphesiz ki onun en önemli eseridir. Hatta 19. yüzyılın en önemli eserlerindendir. Dönemin Rusyasında görülen politik-ekonomik çalkantıların etkilerini ve taşra hayatındaki gelişmeleri anlatıyor.
Babalar ve Oğullar, birbirlerinden uç noktalarda denebilecek farklılıkta iki dönemin insanlarının (eski-yeni / yaşlı-genç) çatışmasını, düşünce yapılarında olan ayrılıkları sert bir biçimde önümüze çıkarıyor.
Romanın kısa bir içeriğine değinmek gerekirse; Arkadi ve yakın dostu, akıl hocası Bazarovun üniversiteden mezun olduktan sonra çıktıkları yolculukta babalarının köylerine ziyaretlerinde büyüklerle yaşadıkları fikirsel ayrılıkları-çatışmaları-kavgaları, Petersburgda geçirdikleri kısa bir süreden sonra gittikleri Anna Sergeyevnanın köyünde edindikleri duygusal deneyimleri ve birbirleriyle olan düşünsel ayrılıklar sonucunda kendilerine farklı yollar çizmelerini; iki ana karakteri baz aldığımızda romanın içeriği olarak söyleyebilirim.
Aslında roman ana hatlarıyla Bazarovun etrafında seyretmektedir. Onun düşünceleri-fikirleri, yan karakterlerde bıraktığı izler ve hasarlar, onların Bazarov hakkında ki düşünceleri gidişatı belirlemektedir. Karakterlerin içinde bulunduğu bütün eylemlerde Bazarov bir türlü bağlantı görevini görmektedir.
Durum o ki çatışma ortamı kimsenin işine gelmemektedir.
Bazarov sert, öfkeli ve düşüncelerinden şaşmayan bir karakter. Bazarov romandaki fikir, romanın felsefi boyutudur.
- siz her şeyi inkar ediyorsunuz ya da daha belirgin söylemek gerekirse, siz her şeyi yıkıyorsunuz! Ama, yerine bir şey koymak gerekir
- Bu bizim görevimiz değil.
ilerleyen kısımlara doğru karakterler arasında ki duygusal bağlılıklar kuvvetlenir, karakterlerin kırılan onurları onarılır (hiç değilse öyle gibi gösterilir), karışan kafalar yeni fikir ve ideallerle ileriye adım atar ve yeni sayfalar açılır. Tabi bütün bu gelişmelerin olabilmesi için tek gerekli olan şey ise: Normal bir şekilde bilimsel çalışmalar yapan doktoru, aslında anlaşılmayan, hoşgörü gösterilmeyen, asla benimsenmeyen düşünceyi, küstürmek ve yok olmasını sağlamaktır.
Turganyev karakterlerdeki psikolojik çözülmeleri, insanın ağır basan duygularını-değerlerini ve değişimlerini kullanarak gerekli olan bu şeyi başarıyla sağlamıştır. Turganyev Babalar ve Oğullarda insanların kaldıramayacağı bir fikri ortaya atmış, yaşatmaya çok uğraşmamış ve başlayan yıkımları önlemek için o fikri yok etmiştir.
işgal ettiğim bu daracık yer, benim bulunmadığım, hiçbir ilişkim olmayan yerlere oranla o kadar küçük ve sıradan ki Sonra yaşayacağım zaman parçası da, önceleri içinde olmadığım, gelecekte de olmayacağım sonsuzluğun yanında o kadar önemsiz ki
Sorun şu ki: Dönemden kaynaklanan bir türlü korkudan mı yoksa gerek duyulmayacağından ötürü gerçekleşen bir ölüm müdür bu?Kuşakların çatışmasında ekonomik bunalımların, siyasi çöküntülerin mutlaka büyük yeri vardır. Herhangi olumlu bir ilerlemenin olmayışının sebebi de kuşakların çok farklı düşüncelerle birbirlerini yıkmak istemesidir. Fakat gelinen nokta bir orta yoldur, kişisel egoların tatminidir. Belki de bir kaçıştır.
Babalar ve Oğullar felsefi boyutta; kişisel değerlerin, gelenek-göreneklerin, sanatın ve doğanın güzelliğinin, duygunun doğruluğunu ve olmazsa olmazlığını savunana romantizmle, eskiyle beraber bütün otoriterliği, ilkesiz yaşamamayı, romantizmi reddedişi ve yadsımayı yararlı bulan nihilizmin kavgasıdır.
* Eğer okuyucu Bazarovu tüm kabalığıyla, kalpsizliğiyle, acımasız soğukluğuyla sevemediyse yineliyorum ki, ben suçluyum ve amacıma ulaşamadım demektir. Bazarov benim sevgili çocuğumdur, bu akıllı, bu kahraman kişi bir karikatür olabilir mi? Onun benim yarattığım tiplerin en sempatiklerinden olduğunu fark etmiyor musunuz? O iliklerine kadar demokrat, dürüst ve gerçekçidir. -I.S. TURGANYEV
Not: Bazarov tifodan öldükten sonra roman bitene kadar geçen kısa süre benim için epeyce sancılı geçti. Sanırım Bazarovu Turganyev kadar benimsemişim.
1862'de yazılmış okunası bir eser. bolşevik devrimi ile bir alakası yok. mujikler ekmek derdinde, nihilizmden ne anlarlar.
nihilizm asla bir toplum içinde vücut bulamaz, entel hastalığıdır o.
akıcı bir dünya klasiği. sıkılmadan, edebiyat, felsefe, insan davranışları, toplum yozlaşması gibi konularda ufkunuzu açacak bir eser olmuş.
ayrıca hangi dünya klasiğini okusanız kimin eli kimin cebinde belli değil. bu sadece rus toplumuna özgü değil. hem fransız hem alman toplumunda da metres, karı, koca üçlemesinin bir arada olması doğalmış gibi anlatılıyor. kitap kaçıncı yüzyıl'da yazılmış olursa olsun durum bundan ibaret. demek ki yozlaşma bize ya da zamana özgü değil. eskiden daha beter bile olabilir.
asla "mükemmel" bir roman değildir. size iki nesil arası çatışmayı "asla" kusursuz bir şekilde yansıtmaz. bakmayın kitabın adının "babalar ve oğullar" olduğuna. klasik, rusların ayran gönüllere sahip olduğunu gözler önüne seren bir kitap sadece.
kitabı okuyunca göreceksiniz ki bab-oğul veya nesiller arası çatışma yerine aşk kaçamakları ağır basmakta. bir şeyin ilk olması onu mükemmel yapmıyor maalesef.
Turgenyev, bazarov'u -daha doğrusu nihilizmi- eleştirmek için yazdığını düşünmeme sebep olan fakat anılarını anlattığı bir eserinde "bazarov'u, sanata bakışı dışında, onu savunuyorum" demiş ve beni şaşırtmasına sebep olmuş -büyük- yazardır.
babalar ve oğulların çatışmasını anlatmaktadır.
kusursuz bir romandır.
kitabı aldığınızda ilk başta bazarova yakınlaşmazsanız. ama sonra çok seversiniz bazarov'u kitap aslında komik tirde.
diğer yanı bazarov çok acımasızdır. annesinin elin bile tutmaz. feniçka diye kız var çok tatlıdır. bazarov çok çapkındır bide aşkta inanmaz.
daha sekizinci sınıftayken okuduğum ve hayatta çizeceğim yolun ana hatlatını belirleyen büyük bir şaheserdir. özellikle nihilizm ile ilk tanışmamdan da olabilir çok fazla etkilenmiştim. ama şimdi biraz daha egzistanyalizm e sempatim olsa da nihilizm ve onun getirdiği tüm ideolojik dal ve budaklarına hayranım hatta tapıyorum. (bkz: abarttık galiba)
öss sınavında babalar ve oğullar kitabının yazarı sorulmuştu ve ben okumuş olduğum halde hatırlayamamış boş bırakmıştım. o zamandan beri asla unutmam adımı unuturum ne turgenyev'i ne de kitabı unutmam.