eseri, nihilizmin das kapital'i gibi bir yaklaşımla değerlendirmemek gerekir. çoğu kaynağın da belirttiği gibi, daha da ötesi romanın doğrudan ismi olan babaların ve oğulların ayrışmalarını anlatmayı şiar edinmiş öncelikle. bir fark var, bizim eskiler sürekli "nerede o eski zamanlar azizim" yaklaşımıyla gençleri hep kötülerlerken romandaki yaşlılar -pavel petroviç hariç- oğullarının yanında eziliyorlardır ve hatta bu bazarov'un babasında ziyadesiyle vardır.
turgenyev, dostoyevski ve tolstoy ile pek anlaşamasa da bu ikisi ile ortak bir paydada buluşmuştur; klasik bir eserle adını tarihe yazdırmak.
bazarov son derece umursamaz ve hissi olan her şeyi küçümserken ne gariptir ki divane gibi aşkı aramaktadır. ve belki de o hor gördüğü arkadiy'e ne kadar da özeniyordur son zamanlarında.
eserde alıntılanacak oldukça fazla nokta var ama şunu yazmamak olmaz ;
"Üstelik yüreğinde, yalnız genç adamların hissettikleri türden, nedensiz bir üzüntü vardı."
Karakterine aşık olduğum kitap. (bkz: bazarov)
kitap bitince editlerim kitap hakkındaki düşüncelerimi. Aşık olduğumu söylemeden edemedim. Bazen ''çık o kitabın içinden'' diyesim geliyor. Aklımda canlandırdığım bıyıklı bazarov'un hayalini görüyorum. Gariptir efendim. Yaşamayanlar anlayamaz.
Şu ana kadar okuduğum en iyi romanlar arasında yerini aldı. Hele son otuz sayfasını göz kırpmadan, nefes almadan okudum. Bazarovun ölümü derin bir yasa boğdu beni. Sen Ölecek adam mıydın be bazarov..
2 kere okuyup her seferinde ayni derecede duygulanmami saglayan Turgenyev romani. Hayatima ilk kez nihilizm kavramini katan, beni klasikleri okumaya daha bi sevk eden romandir ayrica.
--spoiler--
arkadi ve bazarov adlı zıt karakterli diyebileceğimiz iki arkadaşın ve ailelerinin ve güzel, soylu ve zengin bir dul olan adintsovanın etrafında şekillenen bir turgenyev eseri. bütün kuralları, kanunları, aşkı, ilahi kudreti reddeden nihlist doktor ve doğa bilimci bazarov kitabın başından sonuna kendimizi özdeşleştirmediğimiz ve iyi yürekli delikanlı arkadiden uzak durmasını istediğimiz bir karakter olarak yazılmış. arkadinin amcası (...) petroviç le olan münakaşalarında, tartışmalarında zavallı adamcağızı çileden çıkarması, onu üzmesi okuyucuyu sinirlendirsede (...) petroviçle yaptığı düelloda gösterdiği yiğit tavır bizi ona az da olsa yaklaştırıyor. ve ölüm döşeğinde yaşadığını hissettiğimiz pişmanlıklar, adintsovaya olan karşı konulmaz özlemi, ailesinin perişan hali ona acımamıza sebep oluyor. nihayet ölümü ve ailesinin durumu bir yeşilçam filmini dolduracak kadar hüzünlü. muhakkak olan hikayemizin kaybedenini bazarov olduğu. arkadi ise adintsovanın saf, temiz, güzel kardeşi katya ile evlenerek hayatının en makul işini yapıyor ve bir ömür sürecek mutluluğun kapısını aralıyor. adintsovanın ömrünü yalnız geçireceğini sanıyoruz ama kitabın sonunda onunda bir mantık evliliği yaptığını öğreniyoruz.
--spoiler--
turgenyev'in -klasikler arasında da yer edinmmiş- en meşhur romanı. oldukça sıkıcı başlayan, birbirinden kopuk bir kurguyla yola çıkan bir kitap. hatta yarısını geçtikten sonra bile, "ulan bu kitapta bi numara yok galiba" demeye başlıyor insan. aslında gerçekten de çok şeyler beklememek gerek. ama son bölümünde hikaye artık bir yerlere bağlanmaya başladıkça kitap ilgi çekici bir hale geliyor. nieitczhe * nin hiççilik (nihilizm) felsefesi üzerinden, kuşak çatışması - jenerasyon farkı konularına değiniliyor. gençlerin eski kafalı diye adlandırdığı muhafazakar ebeveynler, onların hayatın yeni adetlerine yönelmelerini kabullenme sıkıntısı çekiyorlar. ve klasik eserlerin adeti olduğu üzere mutsuz sonla biten hikaye, okuyucuların kafasında yer ediyor.