Şu ana kadar okuduğum en iyi romanlar arasında yerini aldı. Hele son otuz sayfasını göz kırpmadan, nefes almadan okudum. Bazarovun ölümü derin bir yasa boğdu beni. Sen Ölecek adam mıydın be bazarov..
bazarov karakterini bir türlü sevemedim bu kitapta. aykırı görünmeye, bir şeyler etrafında dolaşıp kendisini sınırsız gibi gösterip yine en büyük sınırları kendisine çizen adam. çevremizde de vardır bunlardan. ben sevmem işte. daha çok arkadiy ruhlu olduğum için sanırım. bazarov tipleri ya olmamalı ya da erken ölmeli. 45 yaşında hala hiçbir şeye inanmayan insan var olsa çok saçma olurdu.
notlarımın arasına bakınca 2 kelam da kitaptan bir şeyler yazıyım dedim.
"Ölüm eski bir şakadır, ama herkese yeni görünür."
"Hiç aşık olmamış her kadın gibi o da neyi istediğini bilmeden, bir şeylerin olmasını istiyordu.Her şeyi istediğini sanmasına karşın, aslında istediği bir şey yoktu."
Turgenyev’in hayatındaki bir dizi değişikliğin başlangıcında bu dev eser yatıyor. Roman yayımlandıktan hemen sonra, içinde barındırdığı ağır toplum eleştirileri sebebiyle, yazar ülkesinden ayrılmak zorunda kalır. ivan Turgenyev’in başyapıtı Babalar ve Oğullar, salt bir kuşak çatışması vakasından öte, geleneklere sistemli bir karşı çıkış tavrını ortaya koyar. Bazarov’un çatışması yalnızca üst soyuyla girdiği uyumsuzlukları değil, çağdaşlarının tüm kabullenişlerine yönelttiği itirazları da içerir. 19. yüzyıl Rusya taşrasının bu yalnız ve ıstıraplı delikanlısında ete kemiğe bürünen nihilist felsefe, edebiyat tarihinde ilk kez bir romanın üzerine kurulduğu ana tema olarak karşımıza çıkar.