Aşağıda ki yazı tamamen gerçek olup şu an yaşayan bir dostumun düşüncelerini dillendirmektedir.
.............................
Ellerin dert görmesin baba,
Hatırlar mısın birgün ben okulu bırakıyorum demiştim de,
bizim 7 dönüm bahçemizi, bana 7 kere tur attırmıştın elindeki çalı sopası ile
Ellerin dert görmesin baba...
Keşke keşke Biraz daha sağlam vursaymışsın da O senin değiminle eşşeklikleri yapmayaymışım.
Gençtim özgürdüm, yeni fikirlerim vardı Dünyayı feth edecektim.
Doğrularımla dünyayı değiştirecektim.
Ama bir adım ötesini görememişim.
Anlattın bana doğrularını, anlamadım.
18 yaşındakı çaylak halimle Kırkında olan sana hava attım.
Kızdın bana takmadım seni, salladım gitti söylediklerini.
olmadı Dövdün beni, dövdün...
Görüyordum çok kere ben ağlıyorken senin gözlerindeki yaşı sakladığını.
Görüyordum bana dayak attıktan sonra yanından geçtiğin duvarı, kahretsin! diye ağlarken
yumrukladığını.
Biliyordum, dayak yediğim akşamlar, sofraya inmediğimde sofrada bir lokmanın dahi boğazından geçmediğini.
Kızgınım sana baba...
Çoook kızgınım, sağlam dayak atamamışsın bana.
Bak... 40 ına geldim hala yük oluyorum sana...
işsizim, evimin kirasını ödüyorsun,
Evimin alışverişlerini yapıyorsun.
Babam yalvarırım beni bi daha döv... Belki bu saatten sonra akıllanırım.
...............................
Doğru nedir ? Nerden bakmalı ? Nasıl yorumlamalı?
Yorumsuz...
babaya içten gelen bi uyarı ile evlada nakşedilmiş sonra babanın 'keşke vurmasaydım' dediği, evlada yıllar sonra 'iyiki vurmus' dedirten ve olması gereken bi hareket..
... dan sonra annenin banyoya sokup bi güzel banyoda bir çırpar ve doğru temiz pak bir şekilde uyursunuz. yaralanmış samuraylar gibi.
genelde bu dayaklar pazar günleri akşam yemeğinden sonra olur. veled şımarmıştır ve baba gazete okumaya dalmıştır. veled ikide bir gazetenin orta yerine eliyle vurur tekme atar. baba dayanamaz ve iki tane de o atar.
çocuk bi araba kaltığında çıkardığı sese benzeye.
+eeeeeeeeeeennnn eeeeeeeeennnnnneeeeee deyü zırlar.
ilkinde babanın otoritesini sarsar, evladın gözünde babanın yeri farklılaşır. şayet dayak süreklilik arzederse zamanla insanın canı çekiyor yav. babadan dayak yenmediği zamanlarda bir eksiklik hissediliyor.
orta yaşlı genç olmama ve uzun süre yememe rağmen bi daha tezahüratları ile istediğim şeydir.
dadından yenmez denildiği gibi.
belkide bu bende artan sinir katsayılarımın boşalma arayışıdır . olamazmı .
aslı "dayak" değildir. yaptığınızın yanlış olduğunu anlamanıza, pişman olmanıza yetecek tek bir tokattır. dayağa dönüştüğünde bu dersi çıkaramazsınız, hedefin işlediğiniz kabahat değil, siz olduğunu düşünürsünüz. fikriniz "babam haklı"dan "babam beni sevmiyor"a dönüşür.
bir tokatla iki tokat arasında fark vardır. her ikisini de yiyen bilir. tek bir tokatla kendime gelmişliğim vardır, hiç dayak yemedim. teşekkürler baba...
püf dedik diye atılanları da vardır. her ramazan öncesi dayak yemek favorimdir. her ne haltsa püfü her zaman diyorum ama illa ramazan öncesi olacak. 20 yaşına geldik hala ramazan öncesi püf dayağı yiyorum. *şeytan dürtmesi allahından bul dedikten sonrada mutlaka babamın başına kötü bişey gelmesi olayı da var tabi. her ramazan öncesi kendi kendini cezalandırıyo babam. allah koruyor efenim beni .*