Ocak ayının başında a101den almıştım bu kitabı. Sonra şubat tatilinde ailemin yanına gelirken getirmiştim okurum diye. Sonrasında başıma gelen olaylar olaylar derken ancak bugün kitap okumaya fırsat buldum. Ve bu kitaba başladım. Bitirince yazacağım. Şimdilik güzel gibi.
Mevlana ve Şems konusuna hayran değilseniz, her boka itiraz eden, kendini bile inkar eden şımarık kadınlardan haz etmiyorsanız ve hala başlamadıysanız okumayın diyebileceğim kitaptır.
Ahmet ümit kim, Mevlevi ruhunu okuyucuya geçirmek kim?
“Gönül gözün kapanmış olduğu için, aklın sınırları dışına çıkamıyorsun. Gerçek aşkın ne olduğunu bilmediğin için, fedakarlığın da ne demek olduğunu bilmiyorsun. Çoktan bitmiş, heyecanı sönmüş, ancak ilginç ülkeleri gezerek, eğlenceler düzenleyerek, lezzetli yemekleri midenize indirerek, bedenlerinizi yaralarcasına sevişerek birbirinize katlanabildiğiniz cüzi aşkına bakarak, benimkini yargılıyorsun…
Sen gerçek aşk nedir tanımadın ki, beni yargılayabilesin. Sen elini hiç ateşe sokmadın ki, aşk yangınının insan yüreğini nasıl sönmez bir çerağa çevirdiğini görebilesin. Sen, sevgilin için ölmedin, öldürmedin ki, beni anlayabilesin! ”
--spoiler--
oldukça başarılı bir girişe sahip olan ahmet ümit romanı. son bölümleri kitabın genel havasını bozmuş olsa da genel olarak güzel duygular hissettirmiştir.
sürüklemesine sürüklüyor lakin bir beyoğlu rapsodisi değildir. daha az polisiye evet ama neticede kitabın beğenilmemesine sebep, yazardan bekleneni verememesi. tarz değiştirmek istemiş adamımız ama çok iyi bir iş çıkartamamış. amaa, yarı türk yarı ingiliz bir kadını, üstelik kadının ağzından bu kadar sürükleyici aktarabilmesi takdire şayan zira.
çok güzel bir kitaptır aynı zamanda bendeki anısıda çok büyüktür. canım arkadaşım kendisine sevdiceği tarafından hediye edilen o kitabı bana kendisinden bir anı olarak saklamam için vermiştir.
ahmet ümit tarafından yazılmış bir kitaptır. olaylar karen (kimya) adlı kişinin etrafında şekillenir ve melevilik konusu derin bir şekilde irdelenir.
kesinlikle okunulması gereken ahmet ümit kitaplarının başında gelir.
"bab-ı esrar...yaşamı, aşkı ve inancı yeniden düşünmek için; yedi yüz yıldır çözülemeyen sır; şems-i tebrizi cinayeti...
yedi yüz yıldır süren bir sevda; şems-i tebrizi ile mevlânâ
bab-ı esrar sadece bir gerilim romanı değil, aynı zamanda bir sırlar kitabı. fantastik öğeleri kullanarak çok katmanlı bir dil yaratan ahmet ümit bu yapıtında mevlevilik temelinde din ve inanç üzerine ilginç sorular soruyor. din ile aşk arasında, inanç ile sevda arasındaki ilişkiyi bambaşka bir açıdan gözlerimizin önüne seriyor.
dünyayı, yaşamı, inancı ve aşkı, yeniden düşünmemiz, yeniden araştırmamız, yeniden okumamız için..."