Günümüz Türkçesinde Yüce Kapı anlamına gelen terim.
istanbulda devleti temsil eden her ofis, kapı diye anılırdı. Yani bugünün devlet dairesinin karşılığı kapı idi. Basın kuruluşları ikitelliye taşınmadan önce Bab-ı Ali denilince akla basın geliyordu.
necip fazıl kısakürek' in ilk olarak 1975 yılında basılan kitabı. gençliğinden ellili yaşlarına kadarki dönemde bab ı ali diye tanımladığı edebiyat, sanat, basın dünyasından kişilerle yaşadıkları ve o kişiler hakkındaki düşüncelerini anlattığı bir kitap. bir çeşit otobiyografi ama o ve benden farkı din-necip fazıl ilişkisinden ziyade toplum-necip fazıl etkileşimini anlatmış olmasıdır. kitabın en dikkat çekici yönlerinden birisi bütün edebiyat meşhurları hakkında bir tek olumlu bir şey söylememiş olmasıdır abdülhak hamit tarhan' ı ayrı tutarsak. hepsine verip veriştiriyor ve bu konudaki eleştirileri ön söz kısmında insanların herkesi olduğu gibi bilmesi gerektiğinden dolayı böyle acımasız eleştiri yaptığından bahsediyor.
sol framede bab ı hümayun başlığını gördüm ve tıkladığım anda karşıma bab ı ali önermesi çıktı.
bab ı hümayun topkapı sarayı'nın birinci kapısıdır efendim, neden yönlendirildiğini anlayabilmiş değilim hala.
bab ı ali ise osmanlı'nın avrupa'da bilinen adı, bir nevi lakabıdır.
(bkz: bilmeden yönlendirmek)