utanmazların cirit attığı bir dünyada, utancın kendisinin bile bir erdem olduğunu düşünecek olursak; kendi rezilliğine değil de bir başkasının rezilliğine utanmak, utanabilmek takdire şayan olsa gerek.
bu yılbaşında başıma gelen olaylardan birisidir. yılbaşında bir gece kulübünde bistro rezervasyonu yaptırdım. bilen bilir normalde bistro satışları ayrı yapılır loca satışları ayrı. bu ikisinin dışında bir de ayakta diye bir seçenek vardır. bistromuzda eğlenirken iki çift geldi bistromuza yakın bir yere. daha sonra içkilerini bizim bistroya koydular. biz de tepki vermedik ama zaman ilerledikçe bistroya istediğimiz çerezlerden meyvelerden takıldılar bunlar * biz yine ses çıkarmadık. rahatsız oluyor insan aslında böyle durumlarda. utanıyor da.
şahsen bu durumu fazlasıyla yaşamaktayım.hatta benim durumum abartı şeklinde, sanırım psikolojik yardım almalıyım.bir arkadaş ortamında kim ne anlatsa "lan ne diyo bu amınakoyum" diye yüzümü başka başka yerlere çevirip dururum, hatta ortada bir bok yokken durumu kurtarma çabalarına girerim.
küçükken sık sık başıma gelen, tv kanalını değiştirmeme sebebiyet veren, büyüdükçe geçeceğini düşündüğüm halde bir türlü geçmeyen olgudur. şahsi tanımı geçecek olursak,
tv de ya da normal hayatta abuk subuk bir şey yaptığı halde pişkin pişkin duran insanın yerine utanma, kızarıp bozarma durumudur.