Her gün yolu uzatıp evinin karşısından geçmek.
Denk gelmek için sürekli yalandan senaryolar kurmak.
Uzun uzun, Özenerek mektuplar yazmak.
Ev adresine isimsiz hediye yollamak.
Evet hepsi salaklıktı. Artık eskisi kadar da duygulandırmıyor hatırladıklarım.
Avunduğum bir cümle var. Ben seni sevmemişim, seni sevmeyi sevmişim.
yapmadığım salaklıklardır. icimde olgun bir cocuk, yıllardır oturduğu yerden kalķıp da pencerenin dibine kadar gitme teşebbüsünde bulunmadı. kapısında yatmadım, karşısına da çıkmadım zamansız. ne bu olgunluk, suskunluk, kabullenmislik diye kendime kizmadan edemiyorum. tüm salakliklari kendime saklamisim bu gerizekali duzende...
Ben istanbulda yaşıyorum sevdicek kocaelinde, 200 numara vardır Kocaeli-Kartal arası 2 saat sürer evden kartala kadar da 1 saat etti mi sana 3 saat. O otobüs hattında bir sene boyunca haftada 3 kez gidip gelmiştim, salaklık işte.
sevdiğiniz insanı dinlerken bi an dalıp gidip ''heh'' diyerek kendinize gelmenizdir. bu esnada karşıdaki size "n oluyo lan" şeklinde bakıyor olabilir yada ''sıpa yaaa'' bakışı ile sevdiğini belli eder.
ekmek almak için evden çıkarsın belki görebilirim diye sevgilinin evinin oradaki markete gidersin. 40 dakika da gidersin gelirsin bir ekmek için.yemek buz gibi olur.ama güzeldir kötü değildir yani anılar.kendimi avuttum galiba.