Erzurumlu saz şairidir. Erzurum'a bağlı narman ilçesinin samikale köyünde doğmuştur. doğum yılı tartışmalı olmakla birlikte 1860-62 arası bir tarihtir. Şairin 1912-15 arası bir tarihte öldüğü sanılmaktadır.
Şiirlerinden kimi örnekler:
"Benim yazım bilmem ak mı kara mı
Hiçbir tabib sağaldamaz yaramı
Yüksek yüksek dağlar almış aramı
Kavuşmamız oldu muhal ağlarım
Kanadım yok uça uça varayım
Dağlara taşlara bir sorayım
Mümkün değil artık yüzün göreyim
Yâdıma geldikçe bu hal ağlarım
Derdim gamım ey Sümmani tükenmez
Acılaştı hayat meyvası yenmez
Gönül evi yıkılmıştır şenlenmez
Hayatımı sarmış melal ağlarım"
***
"Bir adam başına mürit olamaz
Varıp bir kâmile danışmayınca
Candan geçmeyince canan bulamaz
Gönül her eşyaya karışmayınca
Kâmiller sevmezler kendi payesin
Onlar kaldırmışlar dünya riyasın
Kimse bilmez hiç kimsenin mayasın
Onla kalkıp düşüp konuşmayınca
Sümmaniyem görmedim hiçbir sefa
Her sefa dalına konmuş bin cefâ
Her ne istedinse yokdurur vefa
Tarikat kulpuna yapışmayınca"
***
"Çoktan beri terk-i vatan olmuşum
Diyarı gurbette candan usandım
il kahri çekmeden ömrüm hiç oldu
Aktı çeşmim yaşı nemden usandım
Deli gönül ister dağları aşa
Dünyada ne kaldı gelmemiş başa
Benim gam yükümü yüklesem taşa
Taş da dile gelir senden usandım
Canım kurban olsun merdoğlu merde
Benim emeklerim hiç oldu nerde
Sümmani göç eyle durma bu yerde
Ay yıl hafta değil günden usandım"
Rüyada gördüğü, herbirinin başı çevresinde uçuşan yeşil kanatlı 40 güvercin olan 3 derviş, yeşil bir yaprak göstererek üzerindeki yazıyı okumasını istediler. Ancak Sümmani, okuma yazma bilmediğini söyledi. Bunun üzerine dervişler okumayı öğretmeye başladılar. Hüseyin böylelikle yapraktaki G-P-i harflerini seçebildi. Bunlar Gülperinin ilk orta ve son harfleriydi. Dervişlerden biri elindeki boş kadehi havaya kaldırıp indirince kadeh dolmuştu. Sümmaniye uzatarak içmesini söyledi. Aynı zamanda da bunun bir bade olduğunu ve Bedehşah Valisi Abbas Hanın kızı Gülperinin adını fısıldadı. Sümmani, kadehi içtikten sonra vücudunu bir titreme aldı. Daha sonra başları üzerinde uçuşan güvercinlerin arasında bir kızın yüzü belirdi. Dervişlerden biri bunu, Gülperi olduğunu söyledi. Onun da kendisi gibi bade içeceğini ve ömür boyu sürecek bir sevdaya düşeceklerini ekledi. Eğer gözünü kırpmadan bakmazsa kavuşamayacağını ve bu aşkın kıyamete dek süreceğini söyledi derviş. Gerçekten de Sümmani kızın güzelliği karşısında gözünü kırpmadan bakamadı.
Aşık Sümmani, yıllarca sevdiğini bulmak için yıllarca dolaştı. Ancak kavuşmalarının olanaksızlığını anlayınca köyüne döndü.
Aşık Sümmani, sonraki yıllarda uzun zamandır birbirlerinin aşıklıklarına ilişkin şeyler duyduktan sonra ancak o dönemde özel bir izinle, Rusyanın işgali altında bulunan Karsa gidip Aşık Şenlikle karşılaştı. Günler süren karşılıklı türkü söylemeden sonra birbirlerini etkilediler ve çok iyi arkadaş oldular. Daha sonra Şenlik&in annesi Sümmaniyi gömleğinden geçirip evlat edindi.
Yaşça kendisinden büyük olmasına karşın Aşık Ruhsatiyi de etkileyen Aşık Sümmani, birçok genç aşığında yetişmesine de katkıda bulundu.
kaynak: (Bekir Karadeniz ; 1900'den 2000'e Halk Şiiri, Atılım Üniversitesi Yayınları, 2007)
esas ismi hüseyindir.
Ben bu aşkın cenunuyam, pirişan derler bize
Aşk ile sermest olmuşum, zernişan derler bize
Ervah-ı ezelde Hakk'a ikrar edenlerdeniz
Saye-i Resulüllah'dan ehl-i iman derler bize
Ta ezelden Lebbeyk kelamı söyledi lisanımız
Cemala müşerref etsin halk eden Hallakımız
Es-Seyyidü'l-Ahmedi Bedevi sultanımız
Bezm-i tarikat içinde dervişan derler bize
Elestü bezminde Hakk'a ikrar eyledi ervahımız
Hamdolsun hamdu senalar, Hakk'a doğru rahımız
Halife-i ray-ı zemin şahımız, sultanımız
Tabiatı, vilayeti Ali Osman derler bize
Adem Safiyullah'dır bizim adımız, ecdadımız
Vilayetten sorarsan çöl Narman'dır yerimiz
Sebavetten sorarsan bil Hüseyin adımız
Aşıkanlar zümresinde kul Sümman derler bize.
--spoiler--
----------Alıntı---------------------
Ervah-ı Ezelde Levh-i Kalemde
Şu Benim Bahtımı Kara Yazmışlar
Bilirim Güldürmez Devr-i Alemde
Birgünümü Yüz Bin Zara Yazmışlar
Arif Bilir Aşk Ehlinin Halini
Kaldırır Gönlünden Kil-ü Kalini
Herkes Dosta Vermiş Arzuhalini
Benimkini Ürüzgara Yazmışlar
Olaydı Dünyada ikbalim Yaver
El Etsem Sevdiğim Acep Kim Ever
Bilmem Tecelli Mi Yoksa Ki Kader
Beni Bir Vefasız Yare Yazmışlar
Yazanlar Leyla'nın Mecnun Kitabın
Sümmani'yi Bir Kenara Yazmışlar
----------Alıntı-----------------------
Aşık Sümmani 1861 yılında Erzurum’un Narman ilçesi, Sami kale Köyünde doğmuş ve yine aynı köyde 1915 yılının 5 Şubat’ında hayatını kaybetmiş Erzurumlu Türk Halk Şairi’dir. Aşık Sümmani’nin asıl adı Hüseyindir. Kafkaslardan gelerek Erzurum’un Samikale Köyü’ne yerleşen bir ailenin tek çocuğudur. Babası Kasımoğullarından Hasan’dır. Okur yazar ve bilgili bir insan olan Hasan Ağa çobanlık yaparak geçimini sağlamaktadır.
Aşık Sümmani 1861 yılında Erzurum’un Narman ilçesi, Sami kale Köyünde doğmuş ve yine aynı köyde 1915 yılının 5 Şubat’ında hayatını kaybetmiş Erzurumlu Türk Halk Şairi’dir. Aşık Sümmani’nin asıl adı Hüseyindir. Kafkaslardan gelerek Erzurum’un Samikale Köyü’ne yerleşen bir ailenin tek çocuğudur. Babası Kasımoğullarından Hasan’dır. Okur yazar ve bilgili bir insan olan Hasan Ağa çobanlık yaparak geçimini sağlamaktadır.
Bir deliduman. Gülperi'sini arar iken yanmış ve yakmıştır. Bıraktığı "ağız" 100 yıldır durur. Herşeye rağmen hicrana ve gama rıza göstermemiştir. Gündüzü gece, geceyi gündüz edebilme yeteneğine sahiptir. Kelime anlamıyla "sonuncu" olandır. Siz gel demedikçe gelmez olacaklardandır vesselam.
erzurumlu saz şaiiridir. gerçek adı hüseyin olup, babası Kasımoğulları'ndan Hasan'dır. 1861 yılında Erzurum ili, Narman ilçesi, Samikale Köyü'nde doğmuştur. Kendileri bu köye Kafkaslar' dan gelmişlerdir.
5 şubat 1915'te Samikale Köyü'nde sevdiğine kavuşmuştur.
Der Sümmani tamam oldu muhabbet
Biz varalım, siz olasız selamet
Kalktı bu karyeden çekildi kısmet
Göründü gözüme yol yavaş yavaş.
Aşık sümmani baba; bana göre aşıklık geleneğinin anayasasıdır ,çünkü kendisinden etkilenmeyen kendisini örnek almayan hikaye ve türkülerini bilmeyen aşık yoktur. Aşık veysel bile sümmani babadan birçok türkü söylemiştir . sümmani baba , kendisine has hava ve ezgileri olan aruz ve hece ile doğaçlama şiirler yazan atışma yapabilen kendine has hikaye tasnifleri olan ümmi olmasına rağmen derin sözler söyleyebilen etkileyici bir hak aşığıdır .
Günümüzde sümmani ekolünden gelen binlerce aşık vardır bende bunlardan biriyim ...
dertsiz idim dert ehlinden dert aldım,
aşkın ocağından köz baka baka,
on birimde ben ustamdan vird aldım,
guş verdim kamilden söz, baka baka. (guş=kulak)
Asıl adı Hüseyin olup babası Kasımoğulları’ndan Hasan’dır. Sümmânî’nin çocukluğu köyünde çobanlıkla geçti. On bir yaşında iken rüyasında pîrler elinden içtiği bâde ile “bâdeli âşık” olduğu bir koşmasındaki, “Okudum harfini zihnim bulandı / Yaralarım göz göz oldu sulandı / Baktım çar etrafa kadeh dolandı / Nûş ettim pîrlerin bâdesin tek tek” dörtlüğünden anlaşılmaktadır. Aynı koşmada pîrlerin kendisine abdest aldırıp iki rek‘at namaz kıldırdığını, mahlasının “Sümmânî” ve sevgilisinin Gülperi adlı bir güzel olduğunu söylediklerini belirtir.